TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 50. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
50- Yine bir zaman sizin için denizi yarıp sizi kurtarmıştık. Firavun ailesini suda boğmuştuk. Siz de bakıp duruyordunuz.
Ey İsrailoğulları, sizden, her torunun geçebileceği biryol olması için denizi yarıp on iki yol açtığımızda size olan nimetimi hatırlayın. Sizi helak olmaktan kurtarmış, Firavun ve yandaşlarını suda boğmuştuk. Siz de Firavunun boğulmasına, deniz dalgalanılın, Firavun ailesini yutmasına bakıp duruyordunuz.
“Firavun” Mısır hükümdarlarına verilen bir unvan idi. Bu Firavunların, rivayete göre sonuncusu, yukarıdaki âyetin izahında anlatıldığı gibi bir rüya görmüş ve bunun üzerine de İsrailoğullarını yeni doğan bütün erkek çocuklarını boğazlatarak öldürtüyordu.
İsrailoğullarından, “İmran” adında bir şahsın da bir erkek çocuğu doğdu. Bu çocuk, büyüyüp ilerde Peygamber olacak olan Hz. Musa idi. Annesi, onun da öldürül memesi için onu bir sandığın içine koyup Nil nehrine bıraktı. Firavunun karısı Asiye, nehirde bu sandığı gördü ve onu nehirden çıkarttırdı. Sandığın içinde çok güzel bir çocuk bulunuyordu. Onun öldürülmesine mani oklu ve kendi sarayında alıkoymaya karar verdi.
O sırada Firavunun sarayında hizmetçi olan Musa’nın kız kardeşi, durumu takib ediyordu. Çocuğun hiçbir kadını emmediğini görünce, ona bakacak ve emzirecek bir kadın tavsiye edebileceğini söyledi. Teklifi kabul edildi. O da doğruca gidip durumu annesine haber verdi. Ve annesini, çocuğun bakıcısı olarak saraya getirdi.
Böylece Hz. Musa, öldürülmekten kurtulduğu gibi Firavunun sarayında ve kendi öz annesinin sütüyle ve bakımıyla büyüdü.
Hz. Musa, Allah tarafından Peygamber olarak seçildi. Firavuna ve Mısır halkına Allanın emirlerini tebliğ etti. Onlara bir çok mucizeler göstererek, Allanın emir ve yasaklarını kabul etmeleri için çok mücadele etti. Fakat Firavun iman etmedi.
Hz. Musa, Mısırda çok kötü bir muamele gören İsrailoğullarını alıp Ken’an iline gitmek için Firavundan defalarca izin istedi. Önceleri buna izin vermeyen Firavun, sonra razı oldu. Fakat Hz. Musa İsrailoğullannı alıp Mısırdan çıkarken, izin verdiğine pişman oldu. Ve onlar gittikten sonra arkalarından onlan takibe başladı.
Hz. Musa ve İsrailoğulları, Kızıldenizin kenarına varmışlardı ki, geriden, Firavun ve ordusunun geldiğini gördüler. Heyecanlanıp korktular. Önde deniz arkada düşman bulunuyordu. İşte bu zor durumda Hz.Musa, kendisine Allah tarafından verilen bir mucize daha gösterdi. Kızıkİenize âsâsıyla vurdu ve denizde, İsrailoğullanndan on iki kabilenin geçeceği on iki yo! açıldı. Deniz yarılmış yol olmuştu. İsrailoğulları, Hz. Musanın komutasında bu yollardan karşıya geçmeye başladı I ar. Firavun ve ordusu da yetişmiş bu açılan yollardan onları takibediyordu. Fakat Hz. Musa ve İsrailoğullan karşıya geçer geçmez, yarılıp; yol olan deniz kapanarak Firavun ve ordusu sulara kanştı. Herkesin gözleri önünde Firavun ve ordusunun tamamı boğulup yok oldu.
İşte âyet-i kerime bu olaya işaret ediyor. Diğer âyetlerde de bu olay açıkça anlatılmaktadır. Bu âyetlerde şöyle buyuruluyor:
“Firavun ve adamları, güneş doğarken onların ardına düştüler.” “İki topluluk yaklaşıp birbirini görünce, Musanın tarftarları “İşte yakalandık” dediler.” “Musa” Hayır, şüphesiz rabbim bcnimledir. Bana mutlaka kurtuluş yolunu gösterecektir.” dedi.” Bunun üzerine biz Musaya” Âsânı denize vur” diye vahyettik. Bir anda deniz yarılıvcrdi. Her bir kısmı kocaman bir dağ gibiydi.” “Geriden gelen Firavun ve adamlarını da oraya yaklaştırdık.” “Musa ve beraberindekilerin hepsini sağ salım kurtardık.” “Sonra diğerlerini de suda boğuverdik.” “Şüphesiz ki bunda büyük ir İbret vardır. Fakat çokları yine de iman etmediler.
Bakara suresinin, izahını yaptığınız bu âyeti, Allah tealanın. İsrailoğulla-nna nimetlerini hatırlatıyor. Hz. Musayı yalanlamaları yüzünden Firavun ve ailesinin başına gelen azabın, Hz. Muhammed (s.a.v.)’i yalanlamaları halinde onu yal ani ay ani arın da başına gelebileceğine dikkatleri çekiyor.
Denizin nasıl yanldığı hususunda Süddi diyor ki: “Musa denize varınca onu “Ebu Halid” diye adlandırdı Âsâsıyla ona vurdu. Deniz yarıldı. Her bir parçası büyük bir dağ gibiydi. İsrailoğullan, denizde açılan yollara daldı. Denizde, her toruna bir yol olmak üzere on iki yol açılmıştı.
Taberi, Allah tealanın Firavunu suda ne şekilde boğduğu hakkında özetle şu rivayetleri zikretmektedir: Abdullah b. Şeddad diyor ki: “Bana anlatıldığına göre Firavun,ordusundı\ki alaca atlara ilaveten yetmiş bin yağız atla Musayı takibe çıkmıştı. Musa ise daha önce çıkıp denize varmıştı. Denizden geçeceği bir-yer yoktu. Arkadan Firavun ve ordusu göründü. Musanın arkadaşları onlan görünce “Eyvah yakalandık” dediler. Musa ise “Hayır, hayır olmaz.Zira rabbim benimle beraberdir. O bana kurtuluş yolunu gösterecektir. O bana bunu vaadetti. O, vaadinden dönmez.” dedi.
Abdullah b. Şeddad, başka bir rivayetinde şöyle demektedir: “Firavunun atı denize girmemekte diretince Cebrail bir kısrakla ona göründü. Cebrail denize daldı. Arkasından da Firavun daldı. Firavunun ordusu onlan görüp kedileri de denize daldılar. Böylece Cebrail Önden, Firavun ve ordusu da onun arkasından gidiyordu. En geride de İsrafil bulunuyor ve onları, Cebrail takibetmeye teşvik ediyordu. Deniz, Firavun ve ordusunun üzerine kapanmaya başlayınca Firavun. Allah’ın kudretim gördü, kendisinin acizliğini anladı ve orada “İsrailoğullannın
iman ettiğinden başka ilah olmadığına iman etlim ve ben Müslümanlardanım” dedi.
Allah teala da buyurdu ki: “Şimdi mi iman ediyorsun? Halbuki bundan önce isyan ettin ve fesat çıkaranlardandın.”
İkrime ise, Firavunun denizde nasıl boğulduğu hakkında Abdullah b. Ab-bastan, şunları söylediğini rivayet etmiştir: “Allah teala ımısaya: “… Kullarımı geceleyin al götür. Mutlaka takibcdilcccksiniz.” diye vahyctlik. buyurunca Musa, İsrailoğullanyla birlikte geceleyin yola çıktı. Musa ile birlikte altı yüz bin kişi bulunuyordu. Firavun onları görünce şöyle dedi: “Bunlar, basit ve sayısı az bir topluluktur. Ne var ki bizi öfkelendiriyorlar. Biz ise gerçekten ihtiyatlı ve uyanık bir kitleyiz.
Musa, İsrailoğullarıyla bilikte yürümeye devam etti. Denize doğru koştular. Dönüp geri baktılar bir de ne görsünler, Firavunun ordusunun havaya kaldırdığı toz ve gürültü ufku kaplamış. Bunun üzerine şöyle dediler: “Ey Musa, sen bize gelmeden önce de bize işkence edildi, geldikten sonra da. İşte önümüzde deniz arkamızda ise bizi ezen Firavun.” “Musa da onlara:”… Umulur ki rab-biniz düşmanlarınızı yok eder de sizi yeryüzünde onların yerine geçirir. Sonra da ne yapacağınıza bakar.” dedi. Bunun üzerine Allah teala Musaya: “Asanı denize vur.” diye vahyettİ. Denize de “Musayı dinle ve sana vurduğunda ona itaat et.” diye vahyetti. Bunun üzerine deniz heyecanlandı. Musanın, kendisine neresinden vuracağını bilemiyordu. Bu sırada Yıışâ, Musaya: “Sana ne emredildi.” diye sordu. Musa da: “Denize vurmam emredildi.” diye cevap verdi. Yûşâ: “O hakle vur.” dedi. Musa da denize âsâsıyia vurdu. Deniz yarıldı orada on iki yol açıklı. Her bir yol büyük bir dağ gibiydi. İsrailoğullannın on iki torunundan her biri bir yolu takibediyordu. İsrailoğuilan yola girince birbirlerine şöyle dediler: “Diğer arkadaşlarımızı ncĞen göremiyoruz?” Musaya da: “Arkadaşlarımız nerede onlan niçin göremiyoruz?” diye sordular. Musa da: “Yürüyün. Onlar da sizin gibi bir yoldan yürüyorlar.” dedi. Onlar: “Biz, arkadaşlarımızı görmedikçe rahat edemeyiz.” dediler. Musa da: “Ey Allahım, sen bunların kötü huylarına karşı bana yardım et,” dedi. Allah teala.Musaya: “Âsâna, denize şöyle yapmasını söyle.” dedi. Musa da asasını, denizde açılan yolların sudan duvarlarına vurdu. Duvarlardan, İsrailoğuflannın birbirlerini görecekleri pencereler açıldı. İsraİloğullan yürüyüp denizden çıktılar. Bunun üzerine Firavun ve ordusu, denize doğru hücuma geçti. Cebrailin, atı ile gelip teşvik etmesiyle Firavunu ve ordusunu denize çekti. Musanın kavmi, denizden tamamen çıktıktan sonra Firavun ve ordusu orada boğuldu.
Firavunun Musayı yakalamakta geç kalması hususunda Süddi diyor ki: “Kıptilerden çok kişi ölmüştü. Firavun ve adamları onları defnetme e meşguldüler. Bu sebeple gün doğuncaya kadar Musayı takibe çıkamamışlardı. İsrailogullarının önünde Harun yürüyor arkalarından da Musa gidiyordu.
Taberi Firavun ve Musa’nın denize dalmaları hususunda bu bilgilerin dışında başka rivayetler de zikretmektedir. Konuyu uzatmamak için bu rivayetler zikredilmemiştir.