sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 55. AYET

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 55. AYET
25.11.2023
307
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

55- Hani: “Ey Musa, biz, Allah’ı açıkça görmedikçe sana asla iman etmeyeceğiz.” demiştiniz de gözünüz göre göre sizi bir çığlık yakalayıvermişti.

Ey İsrailoğulları, hani siz Musa’ya: “Biz, Allah’ı, apaçık görüp gözlerimiz­le ona bakmadıkça seni tasdik edip bize getirdiğini kabul etmeyiz.” demiştiniz. Bu sebeple sizi, bir çığlıkla helak etmiştik. Sizi helak eden bu çığlığı bizzat göz­lerinizle görüyor, onu müşahede ediyordunuz.

Allah Teâlâ, bu ve bundan önceki âyetlerle, Resulullah’ın hicret ettiği Medine’nin çevresinde bulunan ve Resulullah’ın hak Peygamber olduğuna inan­mayan Yahudileri kınamakta, onların, Resulullah’a yaptıklarının, atalarının Hz. Musa’ya yaptıklarına benzediğini bildirmektedir. Öyle ki, ataları, Allah Teala’nın çeşitli nimetlerine erişmelerine ve onun Peygamberinin doğru olduğunu göste­ren mucizelerini bizzat gözleriyle görmelerine rağmen yine ele teslim olmamış­lar, kendilerini dinden çıkaran çeşitli davranış ve tekliflerde bulunmuşlardır. Bazen Hz. Musa’dan, Allanın dışında kendileri için ilahlar tayin etmesini istemiş­ler, bazen, Allah’ı bırakıp buzağıya tapmışlar, bazen, “Biz, Allah’ı bizzat gözleri­mizle görmedikçe sana inanmayız.” demişler, savaşa davet edildiklerinde Hz. Musa’ya: “Git, sen ve rabbin savaşın. Bizler burada oturacağız.” demişler, “Kut­sal şehirin kapısından secde ederek girin ve “Affet” deyin ki kusurları­nızı bağışlayalım.” denilmiş, onlar ise sözü tersine çevirerek “Kutsal hamur içinde buğday” şeklinde söylemişler ve o şehire, kıçları üzerinde sürünerek girmişlerdir. Bu gibi davranışlarıyla Hz. Musa’ya çok eziyet etmişler­dir. Hz. Muhammed (s.a.v.)’e inanmayan Yahudiler de bunlar gibi, Allanın Pey­gamberini üzecek şeyler yapmaktadırlar.

Âyette zikredilen “Çığhk”tan maksat, Rebi’ b. Enes’e göre “Bir gürültü”, Süddiye göre “Bir ateş”, İbn-i İshak’a göre ise “Bir sarsıntı”dır. Aslında “Çığlık” diye tercüme edilen insanın gördüğü veya yakalandığı, dehşetinden dolayı aklının gittiği veya bazı duyu organlarını kaybettiği yahut helak olduğu her şey’e denir. Bu şey, ses de olabilir ateş de, deprem de olabilir sarsıntı da,

Hz. Musa’ya: “Biz, Allah’ı açıkça görmedikçe sana iman etmeyiz” diyen­ler. Hz. Musa’nın, buzağıya tapmalarından dolayı özür dilemeleri için İsrailoğul­ları arasından seçip Tur dağına götürdüğü yetmiş kişidir. Bunlar, Tur dağına vardıklarında Hz. Musa onları biraz geride bırakmış, kendisi, Allah Teâlâ ile ko­nuşmak üzere dağın tepesine çıkmış. O sırada dağın tepesini bir duman kapla­mış, Allah Teâlâ’nın, Hz. Musa ile konuşmasını duyan bu yetmiş kişi bu sefer de: “Biz, Allah’ı açıkça görmedikçe iman etmeyiz.” demeye başlamışlardı. İşte onla­rın bu, hadlerini aşan talepleri sonunda kendilerini şiddetli bir sarsıntı yakalamış ve hepsi birden ölmüşlerdi.

Taberi diyor ki: “İsrailoğullarının Hz. Musa’ya: “Biz, Allah’ı açıkça görmedikçe sana asla iman etmeyeceğiz.” demelerinin sebebi olarak İbn-i İshak, Süddi, Reb’i’ b. Enes, İbn-i Zeyd ve Katadeden nakledilen bu gibi rivayetlerin sıhhati hakkında kesin bir delil bulunmamaktadır. Nakledilenlerin belki bir kıs­mı doğru olabilir. Bununla birlikte İsraÜoğullannın, Hz. Musaya böyle bir tek­lifte bulunmalarının asıl sebebini ancak Allah Tealanın bildiğini söylemek daha isabetli olacaktır. Allah Teâlâ’nın bu âyette İsrailoğullarının, Hz. Muhammed’i ka­bul etmemelerinden dolayı kınandığı muhakkaktır.

Bu hususta diğer bir âyet-i kerimede de şöyle buyurul m aktadır: “Musa, tayin ettiğimiz o vakit için kavminden yetmiş kişi seçti. Onları kuvvetli bir sarsıntı yakalayınca Musa şöyle dedi: “Ey Rabbim, eğer dileseydin bunları ve beni daha önce helak ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzün­den bizi helak mi edeceksin? Bu olanlar ancak senin bir imtihanındır. Sen bu imtihanla dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete erdirirsin. Sen bizim velimizsin. Artık bizi bağışla, bize merhamet et. Sen, bağışlayanların en ha-yırlısısın.

Hz. Musa’nın bu dua ve taleplerinden sonra Allah Teâlâ, helak olan bu yet­miş kişiyi tevbe eder ve şükrederler diye tekrar diriltmiştir. Bundan sonra gelen âyet-i kerime bu hususa işaret etmektedir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.