TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 58. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
58- O vakit onlara şöyle demiştik: “Şu şehre girin ve oranın mahsullerinden dilediğiniz gibi bol bol yeyin. Kapıdan secde ederek girin ve “Affet” deyin ki kusurlarınızı bağışlayalım. İyilikte bulunanlara daha fazlasını vereceğiz.
O vakit onlara şöyle demiştik: “Beytül Makdise yani Kudüse girin. Orada bulunan mahsullerden afiyetle, rahatlıkla ve hesapsız olarak yeyin. Kudüs şehrinin kapısından, Allah’a şükür secdesi ederek girin ve “Ey rabbimiz, günahlarımızı affet” deyin ki günahlarınızı örtelim ve onların yükünü üzerinizden atalım. İçinizden, iyilikte bulunanların iyiliklerini artıracağız.
Âyet-i kerimede zikredilen şehirden maksat, Katade, Süddi ve Rebi’ b. Enes’e göre Kudüs, İbn-i Zeyd’e göre ise Kudüsün yakınında bulunan Eriha ka-sabasıdır. Adı geçen kapıdan maksat ise, Kudüste “Hıtta kapısı” diye adlandırılan kapıdır.
Abdullah b.Abbas “Secde ederek girin” ifadesini “Rüku ederek girin” şeklinde izah etmiştir. Zira rüku da secde de eğilmeyi gerektirdiğinden boyun eğerek girmelerine “Rüku ederek girin” deme yerine “Secde ederek girin” denmiştir.
Burada “Affet” diye tercüme edilen kelimesinin mânâsı Hasan-ı Basri, Katade, İbn-i Zeyd, Rebi’ b. Enes ve Ata’ya göre “Günahlarımızı düşür” demektir. İkrimeye göre ise Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur” demektir. Abdullah b. Abbas’a göre ise “Allah’ım senden af dileriz deyin” demektir. Veya “Bu iş size söylendiği gibi haktır deyin” anlamına gelmektedir.
Âyette zikredilen ve “Bağışlayalım” diye tercüme edilen kelimesi kökünden gelmektedir. Asıl anlamı ise bir şeyi kapatmak ve örtmektir. Baş’a giyilen “Miğfer” e bu adın verilmesi, başı kapatmasındandır.
Allah Teala, bundan sonra gelen ayette, İsrailoğullarına olan büyük lütfunu ve onlara gösterdiği birçok mucizelere rağmen onların büyük bir cehalet içinde okluklarını, rablerine itaatta gerekeni yapmadıklarını, Peygamberleriyle alay edip onlara karşı çıktıklarını beyan ediyor ve onları kınıyor. Böylece onların soyundan gelen ve bu âyetteki ifadelere muhatap olan torunlarını da, Resulullah’a iman etmemeleri yüzünden kınamış oluyor. O hallerinden vazgeçmemeleri halinde de atalarının durumuna düşeceklerini beyan ediyor.