sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

BİZ BİZİM OLANA BAKARIZ

12.09.2018
689
A+
A-

 

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

BİZ BİZİM OLANA BAKARIZ

 

“Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici süsüdür; sürekli olan ‘salih davranışlar’ ise, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır.” (Kehf 46)

“Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara ‘süslü ve çekici’ kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah katında olandır.” (Ali imran 14)

İnsanın fitneleri, işte imtihanları bunlardır. Aynı oyun oynarken oyunun içindeki oyuncular gibi. İşte bu imtihanlardan geçen Ahiret yurdunda ebedi saadet bulacaktır.

İbn Kayyım el-cevzi: İnsanların en aldanmışları dünyaya ve onun peşin nimetlerine aldanan, bunu ahirete tercih edip ahiret yerine buna razı olan kimselerdir.

Hatta bunların bazıları: Dünya peşin para, Ahiret ise veresiyedir. Derler.

Bu şeytanın en büyük aldatmaca ve kandırmacalarındandır. Dilsiz hayvanlar bunlardan daha çok fıtratlarına uygun hareket ederler. Çünkü hayvanlar kendilerine zarar verecek bir şeyden korktuklarında dövülseler dahi oraya yaklaşmazlar.

Bunlar ise kendilerini helake götürecek şeylere dalarlar. Bildikleri sadece dünya hayatının dış görünüşüdür, ama ahiretten habersiz gafildirler.

“Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır. Kendi nefisleri konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hakT ile ve belirlenmiş bir süre (ecel) olarak yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı inkâr ediyorlar.” (Rum 7, 8)

Hal böyleyken Müslüman bilir ki bunların hepsi bir fitne ve imtihandır. İşte onlar amaçlarını gayelerini asla unutmazlar. Onların derdi, gayesi, mücadelesi, hedefi, Allah’ın dini ve davasıdır.

Onlar bilirler ki bu dünyada ki hiçbir şey ona ait değildir. Sadece Allah’ın ona verdiği nimetler ve ikramlardır. Müslüman böyle bilir ve inanır.

İnsanın kendisine verilen emanet edilen tek şey vardır, o da Allah’ın dinidir, evinde ve elinde bulunan Kitabıdır. Ve ona düşen yaşarken sadece Âlemlerin Rabbine kulluk etmektir.

Tabi ki kulluk edeyim derken kimse beklemesin ummasında, hayal bile etmesin rahat bir kulluğu, itaatten alıkoymak için tahmin edemeyeceğin kadar sana zorluk çıkacaktır. Hepsi seni cehenneme sürüklemek için elinden geleni yapacaktır. Peki sen bu arada ne yapacaksın?

Evet! Sen, ben, o bize düşen tek şey bizim olan Allah’ın davası uğrunda mücadele etmektir.

Biz bizim olana bakarız bizim payımıza düşen davadır, mücadeledir. Bizim olmayan hiçbir şey bizi ilgilendirmez, bizlere engel de olamaz.

“De ki: “Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kâr getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah’tan, O’nun Resûlü’nden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez.” (Tevbe 24)

Mücadeleyi değil de dünya ve içindekileri seçenler onları sevenler, Allah ve Rasulünün önüne geçirenler onlara itaat ve kulluk, edenler, iyi bilin ki sizin payınıza düşen ancak Allah’ın azabı olabilir,

Nasıl ki siz bu 8 maddeyi kabul ettiyseniz bu azabı da kabul edecek ve Allah’ın emrini bir gün göreceksiniz.

“Size Allah’dan ve Rasulünden onun yolunda cihaddan daha sevgili ise artık Allah’ın emrini bekleyin.

Şehit Seyyid Kutub şu cümleleriyle konuya daha da açıklık getirmiştir.

“Müslüman kalbini sadece akideye tahsis ettiğinden emin olduktan sonra çocuklardan, kardeşlerden, eşlerden ve kabileden istifade edebilir.

Mallar ticarethaneler ve meskenler edinebilir. Allah’ın Ziynetlerinden ve temiz rızıklardan faydalanabilir.

İnsanlar yaratını değil de itaati başkalarına yaparsa, hayatında önder, olarak Rasulullah değil de başkalarını kabul ederse, işte bu esnada Allah (c.c) sevdiğimiz insanlarla bel bağladığımız her ne varsa bizi onlarla cezalandırıyor aslında.

İbn Kayyım el-cevzi Aşkın zararlarını bakın nasıl sıralamış

  • Mahlukun sevgisiyle ve onu anmakla meşgul olup yüce Rabbin sevgi ve zikrinden mahrum olmaktır. Kalpte bunların ikisi bir arada bulunamaz. Eninde sonunda biri diğerini yener kalpten çıkarır, güç ve galibiyet kendinin olur.
  • Kalbinin ondan acı duyması, işkence çekmesi çünkü Allah’tan gayrisini seven mutlaka ondan dolayı ıstırap ve acı duyar.
  • Kalbi başkasının avucunda esirdir, ona zillet azabını tattırmaktadır. Fakat aşk sarhoşluğundan dolayı başına gelenleri hissetmez. Kalbi, aynen onunla oynayan, çeşit çeşit acılar çektiren bir çocuğun elindeki serçe gibidir.
  • Dini ve dünyevi bela ve afetler maddi âşıklara ateşin oduna ulaşmasından daha çabuk ulaşır. Bunun sebebi şudur: Kalp aşka ne kadar yaklaşır onunla bağı ne kadar güçlenirse Allah’tan (c.c) o kadar uzaklaşır. Dolayısıyla Allah’tan en uzak kalpler maddi aşkın sahiplerinin kalpleridir.

 

Kalp Allah’tan uzaklaşınca da, kapısını belalar çalıverir.

Rabbim bizleri kendisinin doğru yol dediği o yolda mücadele eden Müslümanlardan eylesin (ÂMİN)

 

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.