TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 84. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
84- Yine sizden: “Kanınızı dökmeyin ve birbirinizi yurdunuzdan çıkarmayın” diye kesin söz almıştık. Sonra siz, şahitler olarak bunu kabul etmiştiniz.
Ey Yahudi topluluğu, yine hatırlayın sizden “Birbirinizi öldürmeyin ve düşmanlık yaparak bir kısmınız bir kısmınızı vatanından çıkarmasın.” diye kesin söz almıştık. Sizden aldığımız bu ahdi siz de kabul etmiştiniz ve bu ahde şahitlik ediyordunuz.
Âyet-i kerimede “Kanınızı dökmeyin ve kendinizi yurdunuzdan çıkarmayın” diye kesin söz almıştık.” buyurulmaktadır. Aslında İsrailoğulları kendilerini öldürüp intihar etmiyorlar ve kendilerini öz diyarlarından çıkarmıyorlardı. Müminler tek vücut sayıldıklarından bir müminin diğerini öldürmesi kendini öldürmesi gibi kabul edilmiştir. Bu nedenle âyette “Kanınızı akıtmayın ve kendinizi yurdunuzdan çıkarmayın” buyurulmaktadır.
Peygamber efendimiz müminlerin tek bir vücut gibi olduklarım şu hadis-i şerifinde beyan etmektedir:
“Sen müminleri, birbirlerine karşı merhametli davranmada, birbirlerini sevmede, birlerinin acılarına ortak olmada tek vücut gibi görürsün. Öyle ki, vücuttan bir organ hasta olursa diğer organlar, uykusuz kalarak ve acıya ortak olarak o organa katılırlar,” [1][243]
Âyet-i kerimeyi şu şekilde izah etmek te mümkündür. “Sizler, birbirinizin kanım akıtmayın ve birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın. Zira, böyle yaptığınız takdirde size kısas uygulanacak böylece kendi kanınızın akmasına ve kendinizin yurdunuzdan kovulmanıza sebep olacaksınız. Bu itibarla kendi kendinizi öldürmüş ve kendi kendinizi sürgün etmiş gibi olacaksınız.
Katade ve Ebul Âliye, âyet-i kerimeyi birinci izah şekliyle izah etmişlerdir.
Âyet-i kerimede “Siz, şahitler olarak bunu kabul etmiştiniz.” buyurul-maktadır. Bir kısım âlimlere göre, bu ve bundan sonra gelen âyetlerin hitab ettiği kişilerden maksat, Resulullah’ın hicreti esnasında Medine ve çevresinde yaşayan Yahudilerdir. Âyet-i kerime, bunları kınamakta, Allah’ın Tevratta kendilerinden aldığı sözü bozdukları zikredilmektedir. Diğer bir kısım âlimlere göre ise burada kendilerine hitabedilenler, Yahudilerin atalarıdır. Ancak Resulullah’ın döneminde bulunan Yahudiler de Tevrata uymaları sebebiyle, dolaylı yolla bu âyetin muhatabıdırlar. Taberi, âyetin genel ifadesini göz önünde bulundurarak bu görüşün tercihe şayan olduğunu söylemiştir.