sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

KELİMELER VE KAVRAMLAR (108) VAHİY

KELİMELER VE KAVRAMLAR (108) VAHİY
A+
A-

VAHİY

Gizli konuşma, işaret etme, emretme, ilham etme, ima etme, fısıldama, mektup yazma, elçi gönderme, acele etme, seslenme. Yüce Allah’ın vasıtasız olarak veya değişik vasıtalarla emirlerini peygamberlerine bildirmesi anlamında bir Kur’ânî terim.[1]

Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim, Rasulullah (sav)’e vahy yoluyla gelmiştir.O, insan aklının, insan hevasının ortaya koyduğu bir şey değildir.Diğer bütün batıl inançlar ve ideolojiler insanlar tarafından üretilmiştir.Ancak ilahi din olan İslam vahy yoluyla insanlara Allah tarafından bildirilmiştir.[2]

“Vahiy” kelimesinin yukarıdaki anlamlarda kullanıldığına ait Kur’ân-ı Kerîm’de bir çok örnek vardır. Bunlar şöylece sıralanabilir:

“Zekeriyya mihraptan kavminin karşısına çıkıp sabah akşam rablerini tesbih etmelerini vahyetti” (Meryem, 11). Buradaki vahiy kelimesi ima etmek, işaret etmek anlamında kullanılmıştır;

“Biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Onlar birbirlerini aldatmak için süslü ve yaldızlı sözler vahyederler” (el-En’am, 6/112). Şeytanların birbirlerine vahyetmesi; fısıldama, gizli konuşma anlamlarında kullanılmaktadır;

“Şeytanlar dostlarına sizinle mücadele etmelerini vahyederler” (En’am, 6/121). Bu ayetteki “vahiy” kelimesi teşvik etme, telkin etme, söyleme, anlamlarında kullanılmıştır:

Her gökte ona ait emri vahyetti” (Fusılet, 41/12); “Çünkü Rabbin kendisine vahyetmiştir” (en-Zilzal, 99/5) âyetlerinde geçen “vahiy” kelimesi de emretmek anlamında kullanılmıştır; “Bana ve Resûlüme iman edin, diye vahyetmiştim” (el-Maide, 5/111) âyetinde zikredilen “vahiy” kelimesi ima etme, emretme, manalarını ihya etmektedir.

Musa’nın anasına: “Onu emzir. Eğer onun için korkarsan onu denize bırakıver, korkma ve mahzun olma. Çünkü biz onu geri vereceğiz ve kendisini peygamber yapacağız” diye vahyetik” (el-Kasas, 28/7). Bu âyette geçen “vahiy” kelimesi de ilham ve rüya anlamlarında kullanılmaktadır.[3]

Vahy olayında, kendisine haber ulaştırılan, kendisiyle iletişim kurulan varlık, vahyi aldıktan sonra onun gereğini yapmak üzere harekete geçiyor. İletilen şey bir bakıma onun üzerinde etkili bir rol oynuyor. Örneğin bir peygamber vahyi aldıktan sonra,durmuyor harekete geçiyor ve aldığı vahyi insanlara ulaştırıyor. Onun tebliğ ettiği vahyi duyup ta kabul eden mümin ise boş oturup beklemiyor, vahiyle gelen hükümlerin gereğini yapıyor.Demek ki vahy sıradan bir haberleşme, bir iletişim kurma değil, haberin ulaştığı varlığı aksiyona sevk eden önemli bir faaliyettir, önemli bir yönlendirici kaynaktır. (H.ece)

Vahy, en geniş kapsamıyla şöyle tanımlanabilir; Rabbimizin, genel olarak varlıklara hareket tarzlarını bildirmesi, özel olarak da insanlara ulaştırmak istediği ilahi emir, yasak ve haberlerin tümünü aracı ile ve aracısız olarak, gizli ve hızlı yolla peygambere bildirmesidir.[4]

Daima kendisinin bir insan olduğunu ifade eden Resul-i Ekrem (sav), vahye muhatap olmadan önce, okuma-yazma bilmiyor ve İman nedir? Kitap nedir? Gibi meselelerle zihnini yormuyordu. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de : “İşte biz sana da (Ey Muhammed) böylece emrimizden bir ruh vahyettik. Halbuki kitap nedir? İman nedir? Sen bilmezdin.Fakat onu biz bir nur yaptık. Bununla kullarımızdan kimi dilersek ona hidayet veririz.Şüphesiz ki sen, doğru bir yolun rehberliğini yapıyorsun.”(Şura/52)

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; hesap gününü düşünen her mükellef, vahyin hem lügat hem ıstılahi manasını iyi bilmelidir.Ayrıca unutmamalıdır ki, vahye tabi olmayan insan, heva ve hevesinin kurbanı olur, imtihanı kaybeder.[5]

Hak olan, biricik hükümdar olan Allah yücedir. Onun vahyi sana gelip-tamamlanmadan evvel, Kur’an’ı (okumada) acele etme ve de ki: “Rabbim, ilmimi arttır.”(Taha/114)

Vahyi kusursuz dinlemeye yönelik teşvik, ayrıca onu almada ve vermede acele edilmemesi gerektiğine dair uyarıdır.[6]

Vahyin Geliş Şekilleri

Vahyin geliş şekilleri hakkında Kur’ân-ı Kerîm’de açık bilgiler yoktur. Vahyin geliş şekilleriyle ilgili bilgileri Muhammed (s.a.s)’in hadislerinden ve sahabelerin şehadetlerinden öğreniyoruz. Vahyin geliş şekilleriyle ilgili şöyle bir sıralama yapılabilir:

1- Vahyin ilk şekli Rasûlûllah (s.a.s)’in uykuda iken gördüğü sadık rüyalardır. Bu rüyalarda “sadık rüya” (Rüya-yı Sadıka)* adı da verilmektedir. Peygamber (s.a.s)’in gördüğü bu rüyalar daha sonraları kendisine zahir olurdu. Hz. Aişe, “Peygamber, hiç bir rüya görmezdi ki, sabah aydınlığı gibi apaçık zuhur etmesin” diyerek bu rüyalara ışık tutmaktadır.

2- Rasûlüllah (s.a.s)’in uyanık halde iken vahiy meleğinin onun gönlüne vahyi ilka etmesidir. Vahyin bu şekli şu hadis-i şerifte bildirilmektedir: “Ruhu’l-Kudüs kalbime, “Hiç bir nefis rızkını tüketmeden ölmeyecektir’ diye üfledi. O halde Allah’tan korkun ve rızkınızı meşru yoldan arayınız “. Ruhu’l-Kudüs, Cebrail’dir. Cebrailin göründüğü hakkında bir delil yoktur. Hadisten de, meleğin görünmeden vahyi ilka ettiği anlaşılmaktadır.

3- Cebrail, bir delikanlı veya bir insan şekline bürünerek Peygamber (s.a.s) vahiy getirmiştir. Cebrail’in bu yolla Ashab’tan Dıhye’nin suretine bürünerek vahiy getirdiğini bir çok sahabî nakletmektedir. Vahyin en kolay ve en meşakkatsiz şekli budur.

4- Meleğin görünmeden Peygamber (s.a.s)’e vahiy getirmesidir. Peygamberimiz çan sesine benzeyen bir ses duyardı. Vahyin en ağır şekli budur. Vahyin bu şekli tehdit ve vaad ihtiva eden âyetlere özgüdür. Bu şekildeki vahyi Rasûlüllah (s.a.s) şöyle anlatıyor: “Bazan çıngırak sesine benzeyen bir sesle gelir. Böylesi bana en ağır olanıdır. ” Böyle bir vahyin geliş anında Peygamber (s.a.s) titrer, terler ve rahatsız olurdu. İbn Abbas’tan rivayet edilen bir hadiste Rasûlüllah (s.a.s)’in âyetleri zabtetmekte zorluk çektiği dudaklarını kımıldattığı zikredilmektedir. Cenab-ı Allah, Peygamberine “Vahyi çabucak alması için dilini kıpırdatma, onu toplamak ve kıraatını sabit kılmak bize aittir. Öyle ise sana Kur’ân okununca sen onun kıraatına uy” (el-Kıyame, 76/16-18) uyarısında bulunmuştur. Bu âyetin nâzil olmasından sonra Rasûlüllah Cebrail’i dinler, onun gidişinden sonra onun gibi okurdu.

5- Meleğin asli sûretinde görünerek Allah’ın emrini Peygamber (s.a.s)’e getirmesi ve okumasıdır. Cebrail, bu şekliyle iki kez vahiy getirmiştir. Birincisi nübüvvetin başlangıcında olmuştur. Peygamber (s.a.s) baygınlık geçirmiştir. İkincisi ise miraç olayının gerçekleşmesinde olmuştur. Bu olaya delil olarak Ândolsun ki onun diğer bir defa da Sidretü’l-Münteha’nın yanında gördü” (en-Necm, 53/12) âyeti zikredilebilir.

6- Rasûlüllah (s.a.s)’in uyanık halde iken Allah Teâlâ ile konuşmasıdır. böyle bir konuşmada arada hiç bir vasıta yoktur. Namazın farz oluşu bu yolladır. Vahyin bu yoluyla ilgili olarak aşağıdaki âyeti zikredilebilir. “Allah Musa ya da hitab ile konuştu” (en-Nisa, 4/164).

7- Cebrail’in Peygamber (s.a.s)’e uyku halinde iken vahy getirmesidir. Kevser Sûresi’nin bu şekilde nâzil olduğu rivayet edilmiştir.

Vahy-i Metlüv- Vahyi Gayrı Metlüv (Okunan vahiy ve okunmayan vahiy)

Kur’ân’da vahy kelimesi, ilahî ve gayrı ilahî vahy olmak üzere iki manada kullanılmıştır. Gayn ilâhî vahiy, Zekeriyya (a.s)’ın kavmine yaptığı vahy gibi “Derken Zekeriyya mescidinden kavminin karşısına çıkıp onlara; sabah-akşam tesbihte bulunun” diye vahyetti” (Meryem,19/11) “Ve şeytanların birbirlerine yaptığı vahiydir”… (el-En’am, 6/121). Vahy kelimesi ilk âyette “işaret” manasında ikinci âyette ise “gizli söylemek ve fısıldamak” manasında kullanılmıştır. Ilahî vahy anlamında kullanılan vahy kelimesinin 71 tanesi Hz. Peygamber (s.a.s)’e yapılan vahy ile ilgilidir. Geriye kalanları ise cansız olan “arz”a yapılan vahy (ez-Zilzâl, 99/4, 5), semaya yapılan vahy (Fussilet, 41/12), bal arısına yapılan vahy (en-Nahl, 16/68, 69), meleklere yapılan vahy (el Enfâl, 8/12), Hz. İsa’nın Havarîlerine yapılan vahy (el-Mâide 5/111), Hz. Musa’nın annesine yapılan vahy (el-Kasas, 28/7)’dir.[7]

[1] Şamil İA

[2] H.Ece – İslam’ın Temel Kavramları/Vahy

[3] Şamil İA

[4] H.Ece – İslam’ın Temel Kavramları/Vahy

[5] Y.Kerimoğlu – Kelimeler ve Kavramlar/Vahy

[6] El-Müfredat

[7] Şamil İA

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.