TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 207. AYET-İ KERİME
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
207- İnsanlardan öylesi de vardır ki Allanın rızasını kazanmak için canını verir. Allah, kullarına karşı çok merhametlidir.
İnsanlardan, Allahm rızasını ve sevabını elde etmek için, karşılığında canını vermek isteyenler de vardır. Allah, mümin kullarına karşı, geniş ve bol merhamet sahibidir.
Müfessirier bu âyet-i kerimenin kimin hakkında nazil olduğu hususunda farklı görüşler zikretmişlerdir.
a- Katadeye göre bu âyette zikredilen insanlardan maksat, Allah yolunda cihad eden muhacirler ve Ensardır.
b- İkrimeye göre ise bu âyette zikredilen insanlardan maksat, Muhacirlerden belli kişilerdir. Bunlar da Süheyb b. Sinan ve Ebu Zer el-GıfarTdir.
Süheyb b. Sinan, Mekkeden Medineye hicret etmek istediği zaman kavmi ona engel oldu ve onu hapsettiler. Bunun üzerine Süheyb kavmine şöyle dedi: “Evimi ve malımı ve elimde bulunan her şeyimi size vereyim yeter ki beni serbest bırakın, gidip Hz. Muhammede kavuşayım. “Bu teklifi kabul ettiler. Süheyb de evini ve malını onlara bırakarak Allah ve Resulüne hicret etti. İşte bunun üzerine bu âyet nazil oldu. Süheyb Medineye yaklaştığında, sâhabe-i kiramdan bazıları kendisini karşıladı. Hz. Ömer de onların içerisinde idi. Hz. Ömer, Süheybe dedi ki: “Ticaretin kazanç sağladı.” Süheyb: ‘”Nedir o?” dedi. Hz.
Ömer de bu âyetin nazil olduğunu ona haber verdi.
Ebu Zer de, kavminden kaçıp Mekkede bulunan Resulullahın yanma gitmiştir. Mekkeden Medineye hicret ederken de kavmi, “Merr-i Zahran” denen yerde karşısına çıkmış fakat Ebu Zer kaçıp kurtulmuş ve Resulullahın yanma varmayı başarmıştır.
c- Hz. Ömer, Hz. Ali, Abdullah b. Abbas, Ebu Hureyre ve Hasan-ı Basri’den nakledilen diğer bir görüşe göre bu âyet-i kerime, canını Allah yoluna adayarak cihad eden ve iyiliği emredip kötülükten sakındıran herkesi ifade etmektedir. Muğire diyor ki: “Ömer b. El-Hattab, bir ordu gönderip bir kaleyi kuşattı. Becile kabilesinden bir adam, ordunun önüne geçip düşmanla savaştı ve öldürüldü. İnsanlar onun hakkında çokça konuştular ve “Kendisini eliyle tehlikeye attı.” dediler. Bu konuşmalar Ömer b. el-Hattaba ulaştı. O da “Yalan söylüyorlar. Aziz ve Celil olan Allah: “İnsanlardan Öylesi de vardır ki Allahın rızasını kazanmak için canını verir. Allah kullarına karşı çok merhametlidir.” bu-yurmadı mı?” dedi.
Ebu Hureyre de, Hişam b. Âmirin, düşmanın saflarına hücum ederek onların saflarını yardığı zaman onun hakkında “Kendisini eliyle tehlikeye attı.” diyen kimselere karşı bu âyet-i kerimeyi okumuştur.
Hasan-ı Basri bu âyeti okuduktan sonra şunları söylemiştir: “Bu âytin kimin hakkında indiğini biliyormusunuz? Bu âyet şöyle bir müslüman hakkında inmiştir. O, bir kâfirle karşılaşır ve ona “Lailahe İllallah” de. Bunu söylediğin takdirde, canını da malını da korumuş olursan. Ancak canın ve malın hakkında cezayı hak etme durumun hariçtir…” der. Kâfir ise bu sözü söylememekte diretir. Müslüman da “Vallahi ben kendimi Ailaha satıyorum.” der. İlerler ve onunla öldürülünceye kadar savaşır. İşte bu âyet bu gibi müslümanlar hakkında nazil olmuştur.
Taberi de âyetin genel ifadesini gözönünde bulundurarak bu son izah şeklini tercih etmiş ve âyetin her iyiliği emredip kötülüğe mani olanları ifade ettiğini, bu itibarla Süheybin ve Ebu Zer’in de burada zikredilen insanlara dahil olduklarını söylemiştir.
Fakat âlimlerin çoğunluğu bu âyetin, Allah yolunda cihad eden her Mücahidi içine aldığını söylemişlerdir. Nitekim bu hususta diğer bir âyette de şöyie Duyuruluyor: “Elbette rabbin, bunlardan her birine, yaptıklarının karşılığını verecektir. Şüphesiz Allah, onlann yaptıklarından haberdardır.