sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 8. AYET-İ KERİME

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 8. AYET-İ KERİME
10.07.2024
91
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

8- Onlar: “Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi (haktan) kaydırma, bize kendi katından rahmet ihsan et. Şüphesiz kî sen çok bağışta bulunansın, (derler.)

O, ilimde ileri gidenler derler ki: “Ey rabbimiz, bizi hidayete kavuşturup iman etmeye muvaffak kıldıktan sonra, kalblerimizi doğruluktan kaydırma. Kendi katından bizlere rahmet, başarı ve hakta kararlılık bahşet. Şüphesiz ki, sen kullarına nimetini çokça nasibedensin.

Taberi diyor ki: “Allah Teâlâ bu âyet-i kerimede sağlam ilim sahibi olanları: “Ey rabbimiz, sen bizim kalblerimizi hidayete erdirdikten sonra haktan saptırma.” şeklindeki dualarından dolayı övgüsüne layık gördüğüne göre kaderi inkâr eden bir kısım cahillerin. “Allah’ın, bazı kullarının kalblerini itaatinden saptırması bir zulümdür.” demelerinin açık bir yanlışlık olduğu ortaya çıkmak­tadır. Zira mesele onların iddia ettikleri gibi olsaydı: “Ey rabbimiz, bizi hidayete kavuşturduktan sonra kalblerimizi haktan saptırma.” diyenler övülmez bilakis kınanırdı. Ve ilimde ileri gidenler: “Ey rabbimiz, sen bizim kalblerimizi haktan kaydırma.” derlerken, “Ey rabbimiz sen, bize zulmetme, bize haksızlık yapma.” demiş olurlardı ki böyle bir duayı ilmi sağlam olanlar değil cahiller yapmış ola­bilir. Çünkü Allah teala kullarına asla zulmetmez, onlara haksız davranmaz. Ni­tekim bunu kullarına bildirerek şöyle buyurmuştur: “… Rabbin, kullarına karşı asla zulmeden değildir.

Kaderi inkâr eden Kaderiyye fırkasının ileri sürdüğü iddia fasit olduğuna göre buradan anlaşılmaktadır ki, Allah Teâlâ’nın, kullarından bazılarının kalbini itaatinden saptırması onun tarafından bir adalettir. Bu nedenledir ki, kendisin­den, kalblerini saptırmamasını isteyen kullarını övmüştür. Nitekim bu hususta Allah Teâlâ’nın nezdinde büyük mevkii olan Resulullahın dahi ondan kalbini hakta kararlı kılmasını ve değiştirmemesini istemesi de bu gerçeği göstermekte­dir. Bu hususta Resulullahtan, birbirini destekleyen çeşitli hadisler rivayet edil­miştir.

Şehr b. Havşeb, Ümrnü Selemeden şunları işittiğini rivayet etmiştir.

Ümmü Seleme demiştir ki: “Resulullah (s.a.v.) dualarında çokça “Ey kalbleri çeviren Allah’ım, sen benim kalbimi dinin üzere sabit kıl.” derdi. Dedim ki “Ey Allah’ın Resulü, kalbler değişir mi? Resululah buyurdu ki: “Evet, Allahın, Âdemoğullarından yarattığı hiçbir beşer yoktur ki onun kalbi Allah’ın parmaklarından iki parmağı arasında bulunmuş olmasın. Eğer Aziz ve Celil olan Allah dilerse o kalbi düzeltir, dilerse kaydırır. Biz, rabbimiz olan Allahtan dileriz ki bizi hidayete kavuşturduktan sonra kalblerimizi haktan kaydırmasın. Yine on­dan dileriz ki bize katından rahmet bahşetsin. Çünkü o, çokça bahşedendir.” Ümmü Seleme diyor ki: Dedim ki: “Ey Allah’ın Resulü, benim, kendim için yapacağım bir duayı bana öğretmez misin?” Resulullah dedi ki: “Evet, öğreti­rim.” De ki: “Ey, Peygamber Muhammedin rabbi olan Allahım, sen benim gü­nahlarımı affet, kalbimin öfkesini gider ve sağ kaldığım müddetçe beni saptıran fitnelerden koru.

Diğer bir rivayette Şehr b. Havşeb diyor ki:

“Ümmü Sekmeye dedim ki: “Ey müminlerin annesi, Resulullah senin ya­nında kaldığı zaman onun en çok yaptığı dua neydi?” Dedi ki: “Onun en çok yaptığı dua: “Ey kalbleri (halden hale) çeviren Allahım sen kalbimi dinin üzere sabit kıl.” duasıydı. Dedim ki: “Ey Allahın Resulü, “Ey kalbleri çeviren Allahım sen kalbimi dinin üzere sabit kıl.” şeklindeki duanı ne çok yapıyorsun?” dedi ki: “Ey Ümmü Seleme, hiçbir insan yoktur ki onun kalbi Aziz ve Celil olan Allahın pamuklarından iki parmağı arasında bulunmuş olmasın. O, dilediğini düzeltir dilediğini kaydırır.

Enes, b. Malik diyor ki: “Resulullah (s.a.v.) “Ey kalbleri çeviren Allahım, sen kalbimi elinin üzere sabit kıl.” diyerek çokça dua ederdi. Dedim ki: “Ey Allah’ın Resulü, biz sana ve getirdiklerine iman ettik sen bizim için korkuyor mu­sun?” Dedi ki: “Evet, çünkü kalbler, Allahın parmaklarından iki pamıağı arasın­dadır. O, bunları dilediği gibi çevirir

Nevvas b. Sem’an el-Kilâbî diyor ki: “Ben Resulullahın şöyle buyurduğu­nu işittim: “Hiçbir kalb yoktur ki o, âlemlerin rabbi olan Allahın parmaklarından iki parmağının arasında bulunmuş olmasın. O, kalbi düzeltmek istediğinde düzeltir, kaydırmak istediğinde de kaydırır.” Nevvas diyor ki: “Resullah şöyle derdi: “Ey kalbleri çeviren Allah’ım, sen, kalblerimizi dinin üzere sabit kıl. Tera­zi, Aziz ve Celi olan rahmanın elindedir. Onun ketlerinden birini kaldırıp diğe­rini indirir.

Abdullah b. Amr b. el-Ass diyor ki:

“Ben, Resulullahin şöyle buyurduğunu işittim:” Şüphesiz ki bütün Âdemoğullannın kalbleri, Aziz ve Celil olan rahmanın parmaklarından iki par­mağının arasındadır. O kalblerin hepsi bir kalb gibidir. Allah onlan dilediği gibi çevirir. Ey kalbleri çeviren Allahım, sen bizim kalblerimizi…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.