sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA KALEM SURESİ 51-52. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA KALEM SURESİ 51-52. AYETLER
01.08.2024
83
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

51- Doğrusu kafirler Kuran’ı dinlediklerinde neredeyse seni gözleriyle yıkıp devireceklerdi. “O delidir” diyorlardı.

52- Oysa Kur’an alemler için bir öğütten başka bir şey değildir.

Bu bakışlar neredeyse Hz. Peygamberin adımlarını etkileyeceklerdi. Sarsılmasına, sürçmesine, dengesini ve gücünü kaybedip yıkılmasına neden olacaklardı. Hiç kuşkusuz bu, onların bakışlarının taşıdığı kin, kıskançlık, çekememezlik, kötülük, intikam, hırs, kızgınlık ve zehirden çok daha etkin anlatımlı bir ifadedir. Bu zehirli ve kızgın bakışlar, beraberinde iğrenç küfürler, adi sövgüler ve aşağılık iftiralarda taşıyor: “O delidir’ diyorlardı.”

Harikalar yaratan fırça bu sahneyi Mekke’deki genel davet sahnelerinin arasından olağanüstü bir maharetle çizip evrensel perdede tescil ediyor. Böyle bir sahne, ancak kalplerinden ve gözlerinden böylesine kızgın ve aşağılık bir kin akan ileri gelen inatçı ve suçluların yer aldığı bir halkada yaşanabilirdi.

Surenin akışı bu sahne üzerine, her türlü konuşmaya son veren şu çözümleyici açıklama ile bir değerlendirme yapıyor:

“Oysa Kur’an alemler için bir öğütten başka bir şey değildir.”

Oysa bir deli öğüt veremez. Bir deli yol gösterici evrensel mesajı taşıyamaz… Hiç kuşkusuz Allah doğru söylüyor. Suçlu iftiracılar ise yalan söylüyorlar… Sözü noktalamadan önce “alemler” ifadesi üzerinde durmamız gerekir. Yüce Allah bu ifadeyi kullandığı zaman İslam daveti Mekke’de işaret ettiğimiz bilinçli bir inkar ile karşı karşıyaydı. Davetin önderi konumundaki Hz. peygamber ise bu kızgın, bu zehirli bakışların altında yol alıyordu. Müşrikler ellerindeki her türlü imkanı kullanarak onunla yapacakları amansız savaşa hazırlanıyorlardı. Davet hareketi henüz erken vaktinde, emekleme dönemindeyken, bu amansız kuşatma altında yaşam savaşı veriyorken ulu Allah bu davetin “evrenselliğini” ilan ediyordu. Çünkü davetin özü ve mahiyeti bunu öngörüyordu. Günümüzdeki iftiracıların iddia ettikleri gibi bu dava Medine’de zafer kazandıktan sonra evrensellik kimliğine bürünmüş değildir. Aksine, Mekke’deki davet hareketinin ilk günlerinde, erken dönemde bu niteliğe sahipti. Çünkü evrensellik özelliği daha doğduğu andan itibaren bu davetin özünde yer eden değişmez ve kalıcı bir gerçektir.

Alemlerin Rabbi olan Allah böyle dilemiştir. ilk günlerinden bu hedefi göstermiştir. Kıyamete kadar da davetin hedefi bu olacaktır. Yüce Allah bu davanın bu niteliğe sahip olmasını dilemiştir. Ve o bu davanın hem koruyucusu, hem savunucusudur. Davayı yalanlayanlarla girişilen savaşı O, üstlenmiştir. Bu yüzden dava adamlarının, hüküm verenlerin en iyisi olan ulu Allah hükmünü bildirinceye kadar sabretmekten başka yapacakları bir şey yoktur.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.