sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 55. AYET

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 55. AYET
10.08.2024
93
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

Hani Allah İsa’ya şöyle demişti: “Ey İsa seni vefat ettirecek be­nim. Seni katıma yükseltecek, kafirlerden seni tertemiz olarak ayıracak, sana tabi olanları kıyamet gününe kadar kafirlerden üstün kılacak ta be­nim. Sonra dönüşünüz yine banadır. İhtilaf ettiğiniz konularda aranızda hükmümü vereceğim.

Bir zaman Allah İsa’ya şöyle demişti: “Ey İsa, ben seni, diri olarak yeryü­zünden alacağım ve katıma yükselteceğim. Seni, Peygamberliğini inkar edenler­den kurtarıp arındıracağım. Senin şeriatın üzere yürüyerek sana tabi olanları, kıyamet gününe kadar Peygamberliğini inkâr edenlerden üstün kılacağım.

Ey, İsa hakkında ihtilaf edenler, kıyamet gününde dönüşünüz banadır. O tabi olup olmama hususunda ki ihtilaflarınızda aranızda hükmümü vereceğim.”

Âyet-i kerimede geçen ve “seni vefat ettirecek benim.” şeklinde tercü­me edilen ifadesi, müfessirler tarafından çeşitli şekillerde izah edilmiştir.

a- Rebi1 b. Enes ve Hasan-ı Basriye göre bu ifadeden maksat, “Ben seni uyutup, uyku halindeyken kaldırıp katıma yükselteceğim.” demektir. Bu hususta Hasan-ı Basri, Resulullahm Yahudilere “Şüphesiz ki İsa ölmedi. O, kıyamet kopmadan önce tekrar size dönecektir.” buyurduğunu rivayet etmiştir.

b- Matarül Verrak, Hasan-ı Basri, İbn-i Cüreyc, Kâ’bul Ahbar, Muhammed b. Cafer ve İbn-i Zeyde göre ise burada zikredilen “Vefat ettirme”den mak­sat, yeryüzünden alıp yukarı kaldırmaktır. Bu hususta Kâ’bul Ahbar diyor ki: “Aziz ve Celil olan Allah, Meryemoğlu İsayı, insanları kendi yoluna davet eden, onlan müjdeleyen bir Peygamber olarak gönderdiği halde elbette ki onu (bu gö­revini yerine getirmeden) Öldürecek değildi. İsa, kendisine uyanların azlığını ve kendisini yalanlayanların çokluğunu görünce bu durumu Aziz ve Celil olan Allah’a (c.c.) şikayet etmiş. Allah da ona “Ben seni vefat ittireceğim ve kaldırıp kendime alacağım.” diye vahyetmiştir. Allah, “Benim nezdime yükselttiğim kimse ölü olmaz. Ben seni, bir gözü kör olan Deccala karşı göndereceğim. Sen onu öldü­receksin ve ondan sora yirmi dört sene yaşayacaksın. Onda sonra ise seni gerçek Ölümle öldüreceğim.” demiştir. Kâ’bul Ahbar diyor ki: “Rasulullah’ın şu hadisi, bu zikredileni doğrulamaktadır. “Benim, başında, İsa’nın da sonunda bulunduğu bir ümmet nasıl helak olabilir?”

c- Vehb b. Münebbih ve Abdullah b. Abbastan nakledilen diğer bir görü­şe göre buradaki “Vefaf’dan maksat, gerçekten Öldürmedir. Bu hususta Vehb diyor ki: “Allah teala, Meryemoğlu İsa’yı gündüzleyin üç saat öldürdü. Sonra onu çekip kendine aldı.

d- Diğer bir kısım âlimlere göre ise buradaki âyet-i celilerin cümleleri­nin dizisinde takdim tehir vardır. Ayetin mânâsı şöyledir: “Hatırla o zamanı ki, Allah, İsa’ya “Ben seni kendime yükselteceğim. Seni kâfirlerin iftiralarından arındıracağım ve seni tekrar yeryüzüne indirdikten sonra vefat ettireceğim,”

Taberi diyor ki: “Bu görüşlerden tercihe şayan olanı, buradaki “Vefat ettireceğim.” ifadelerinden maksadın “Seni yeryüzünden kaldırıp kendime yükselteceğim.” demek olduğunu söyleyen görüştür. Zira, Meryemoğlu İsa’nın tekrar yeryüzüne ineceğine, Deccalı öldüreceğine, belli bir müddet yaşadıktan sonra öleceğine, ve Müslümanların onun cenazesini kılıp defnedeceklerine dair, Resu-lullahtan mütevatir haberler zikredilmiştir. Şu hadis-i şerifler de bunlardandır. Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah (s.a.v.) in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

“Ruhum, kudret elinde olan Allaha yemin olsun ki, adaletli bir hakem olarak Meryemoğlu İsa’nın içinize inmesi yakındır. O, haçı kıracak, domuzu öl­dürecek ve cizye almayı kaldıracak. (Yani ehl-i kitaptan cizye alarak dinleri üzerinde kalmalarını kabul etmeyecek, mutlaka mü si uman olmalarını isteyecek­tir.) Mal bollaşacak öyle ki kimse ona iltifat etmeyecektir.  Hadisin devamı Müsnedde şöyledir:

“Meryemoğlu İsa, “Feccir Revha” denen yerden Hac veya Umre yapmak yahut da her ikisini birlikte yapmak için ihrama girecektir.

Diğer bir rivayette, Ebu Hureyre,. Resuluîlahın şöyle buyurduğunu zikret­miştir.

“Peygamberler baba bir kardeşlerdir. Dinleri bir, anneleri ise farklıdır. Ben, insanların, Meryemoğlu İsa’ya en layık ve en yakın olanıyım. Çünkü be­nimle onun arasında herhangi bir Peygamber yoktur. O, mutlaka yeryüzüne ine­cektir. Siz onu gördüğünüz zaman tanıyın. O, orta boylu, beyaz ve kırmızı tenli, saçları düz olan biridir. Başına herhangi bir ıslaklık dokunmasa dahi, sanki ba­şından su damlar gibidir. O, iki sarımtırak elbisenin içinde olacaktır. O, haçı kı­racak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak ve diğer dinleri ortadan kaldıra­caktır. Onun zamanında Allah, İslam’ın dışındaki bütün dinleri helak edecektir. Yine Allah, onun zamanında, yalancı Deccal Mesihi helak edecek, yeryüzünde güvenlik hakim olacaktır. Öyle ki develer arslanlarla, sığırlar kaplanlarla, ko­yunlar kurtlarla birlikte otlayacaklar, çocuklar gençler, yılanlarla oynayacaklar ve bunlar, birbirlerine zarar vermeyeceklerdir. İsa yeryüzünde Allah’ın dilediği kadar kalacak (Ebu Davud’un rivayetinde kırk yıl kalacak şeklindedir) Sonra ve­fat edecek, Müslümanlar onun cenazesini kılıp defnedeceklerdir. 

Taberi diyor ki: “Şayet Allah Teâlâ, Hz. İsa’yı öldürmüş olsaydı, artık onu bir daha öldürmesi söz konusu olmazdı. Zira Allah Teâlâ, herhangi bir kulunu iki kere öldürmez. O bize, kullarını yaratacağını sonra öldüreceğini sonra da tekrar dirilteceğini belirtmiştir. Bu husus şu âyet-i kerimede açıkça zikredilmiştir. “Sizi yaratan sonra rızıklandıran, sonra Öldüren ve sonra diriltecek olan Allah’tır…

Taberi sözlerine devamla diyor ki: “Her ne kadar bu âyet-i kerime Hz. İsa’ya ait haberleri zikrediyor ise de aslında bu, Resulullah ile İsa hakkında tar­tışmaya girişen Hristiyan Necran heyetine karşı, Resulullaha bir delildir. İsa’nın, öldürülmediğini ve aşılmadığını ortaya koymaktadır.”

Allah Teâlâ, âyet-i kerimede, Hz. İsa’ya tabi olanları, kıyamet gününe ka-da, kâfirlerden üstün kılacağını beyan etmiştir. “Hz. İsa’ya tabi olanlar”dan mak­sat, Katade, Reb’ b. Enes, ibnh-i Cüreyc, Süddi ve Hasan-ı Basriye göre Müslümanlardır. Bu görüşe göre ayetin mânâsı şöyledir. “Ey İsa, senin yolunda ve di­nin olan İslam’da sana uyan Müslümanları, senin Peygamberliğini yalanlayan ve senin getirdiklerini reddeden kâfirlerden kıyamet gününe kadar üstün kılacağım.”

İbn-i Zeyde göre ise, Hz. îzaya tabi olanlardan maksat, Hristiyanlar, kâfirlerden maksat ise Yahudilerdir. Buna göre âyetin mânâsı “Ey İsa, sana tabi olan Hristiyanları, kıyamet gününe kadar, seni inkâr eden Yahudilerden üstün kılacağım.” şeklindedir.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.