TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 155. VE 158. AYETLER
155- İki topluluk karşılaştığı gün, içinizden, savaştan yüzçcvircnlcrin yaptıkları bazı günahlardan dolayı Şeytan, ayaklarını kaydırmak istemişti. Allah onları affetti. Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve kullarına yumuşak davranandır.
Müslüman toplulukla müşriklerin karşılaştığı Uhut savaşında içinizden, savaştan kaçarak mağlubiyete sebep olanlarınızın işledikleri bazı günahlardan dolayı Şeytan, ayaklarını kaydırmak ve onları hatalara sürüklemek istiyordu. Allah onlan artık affetti. Cezai and ırmaktan vaz geçti. Şüphesiz ki Allah, günahları çokça affeden ve çok yumuşak davranandır. Emrine karşı gelenlerin cezasını vermekte acele etmez.
Müfessirler, bu âyette, Uhut savaşı sırasında kaçtıkları zikredilen kişilerden kimlerin kastedildiği hususunda şunları zikretmişlerdir.
a- Hz. Ömer, Katade ve Rebi’ b. Enesten nakledilen bir görüşe göre bu âyette, kaçtıkları zikredilen insanlardan maksat, Uhut savaşı esnasında kaçan bütün müminlerdir.
b- Süddiye göre ise bu âyette, kaçtıkları zikredilen kişiler, Uhut savaşından kaçarak Medineye gidenlerdir. Zira, Uhut savaşından kaçanların bazıları dağdaki kayanın üzerine çıkmışlar, diğer bazıları ise Medineye gitmişlerdir. Âyet-i kerime bu sonuncuları zikretmektedir.
c- İkrimeye göre burada, kaçtıkları zikredilen kişiler, Rafı1 b. Mualla, Ebu Huzeyfe b. Utbe ve diğer belli kişilerdir. Bu hususta daha başka rivayetler de vardır. [1][295]
156- Ey iman edenler, siz, inkâr eden ve yeryüzünde sefere çıkan ya da savaşa giden kardeşleri için “Eğer yanımızda olsalardı ölmez ve öldü-rülmczlcrdi.” diyenler gibi olmayın. Onların bu sözleri, Allabin, kalblcrİn-de bir üzüntü meydana getirmesi içindi. Dirilten de öldüren de Allahtır. Allah, yaptıklarınızı çok iyi görendir.
Ey iman edenler, Abdullah b. Selulün arkadaşları olan şu münafık kâfirler gibi olmayın. Onlar, ticaret maksadıyla bir yere gidip te orada ölen veya gaziler olarak sefere çıkıp ta orada öldürülen, inkarcılıkta beraber oldukları kardeşleri için şöyle demişlerdi. “Eğer yanımızda olsalardı, yolculukta ölmez veya savaşta öldürülmezlerdi.” Böylece Allah, onların bu sözlerini kalblerinde bir üzüntü vesilesi olarak bıraktı. Dirilten de öldüren Allahtır. AHah, yaptıklarınızı çok iyi görendir.
Bu âyet-i Kerime, müminleri cihada teşvik etmekte, münafıkların da ci-had etmekten korktuklarını beyan etmektedir.
Bu âyette zikredilen ve müminlerin, kendilerine benzememeleri emredilen kişilerden maksat, Süddi ve Mücahide göre, Abdullah b. Übey b. Selui’dür. İbn-i İshaka göre ise bütün münafıklardır.
Yine bu âyette zikredilen “Yeryüzünde sefere çıkan” ifadesinden maksat, Süddiye göre “Ticaret için çıkan”
demektir. İbn-i İshaka göre ise “Allaha ve Resulüne itaat için çıkan” demektir. [2][296]
157- Yemin olsun ki, eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allanın bağışlaması ve rahmeti, biriktirdiğiniz şeylerden daha hayırlıdır.
Ey müminler, şüphesiz ki Ölüm mutlaka gerçekleşecektir. Ancak, Allah yolunda ölmek veya öldürülmek, kazançlı bir ölümdür. Böyle bir ölüm insanlar için, biriktirecekleri geçici dünya mallarından elbetteki daha hayırlıdır. O halde sizler de münafıklar gibi Allah yolunda cihad etmekte tereddüt etmeyin.
Bu hususta diğer bir âyet-î kerimede şöyle buyurulmuştur: “Şüphesiz ki AUah, cihad eden müminlerin canlarını ve mallarını cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar, Allah yolunda savaşırlar, Öldürürler ve Öldürülürler. Bu, Allanın, Tevratta, İncilde ve Kur’anda olan gerçek vaadidir. Allahtan daha fazla kim ahdine vefa gösterir? Öyleyse yaptığınız bu alış verişe sevinin. İşte büyük kurtuluş budur. [3][297]
158- Yemin olsun ki eğer ölür veya öldürülürseniz mutlaka Allanın huzurunda toplanacaksınız.
Ey müminler, şüphesiz ki, öîseniz de veya başkaları tarafından öldürülse-niz de sonunda mutlaka, Allanın huzurunda bir araya getirileceksiniz. Allah sizlere, amellerinizin karşılığını verecektir. O halde sizler, Allaha yaklaştıran cihad etme ve Allaha ittaatta bulunma gibi amelleri, dünyaya gönül vermeye ve geçici dünya malıyla meşgul olmaya tercih edin. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. [4][298]