TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 182. VE 185. AYETLER
182- Bu azap, sizin yaptıklarınızdan dolayıdır. Yoksa Atlah kullarına asla zulmcdici değildir.
Ey “Allah fakirdir biz ise zenginiz.” diyen ve haksız yere Peygamberleri öldüren Yahudiler, kıyamet gününde size “Can yakıcı azabı tadın.” diyeceğiz. Böyle deyişimizin sebebi, sizin, dünya hayatındayken işlediğiniz amellerdir. Yoksa Allah âdildir, haksız yere herhangi bir kimseyi cezalandırarak zulmetmez. Zira Allah, kullarına asla zulmedici değüdir. [1][331]
183- Onlar: “Ateşin yiyeceği bir kurbanı bize getirmedikçe hiçbir Peygambere iman etmememiz hususunda Allah bize ahit verdi.” derler. Ey Muhammcd, onlara şöyle de: “Benden önce de size Peygamberler apaçık delillerle ve bu söylediğinizle geldi. O halde iddianızda samimi iseniz niçin onları öldürdünüz?
Onlar şöyle diyorlardı: “Bize, Allaha yaklaştıran bir kurban getirip, kestiği o kurbanı da gökten bir ateş inip yemedikçe hiçbir Peygambere iman etmeyeceğimize dair Allah bize ahit verdi: Ey Muhammed, onlara de ki: “Benden önce size, Peygamberliklerinin doğruluğunu gösteren delillerle ve sizin iddia ettiğiniz kurban mucizesi ile Peygamberler geldi. Eğer iman etme iddianızda samimi iseniz, bütün deliller ortaya çıktıktan sonra o Peygamberleri niçin öldürdünüz? O halde sizler, gerçekten iman etmek için delil aramıyor, inadınızdan böyle yapıyorsunuz.
* Abdullah b. Abbas ve Dehhak diyorlar ki: “Önceki ümmetlerde bir kişi, tasaddukta bulunur da, sadakası kabul edilirse, gökten bir ateş iner onun sadakasını yerdi. Bu da o kişinin, iddiasında haklı olduğunu gösterirdi. Yahudiler, bu âyet-i kerimede zikredildiği gibi, Resulullahtan böyle bir mucize istemişlerdir. Fakat Allah teala, Yahudilere, bu gibi mucizelerle gelen Peygamberleri de öldürdüklerini hatırlatarak istediklerinde samimi olmadıklarını, sadece Hz. Muhammedi yalanlamak için bu gibi söyleri ile sürdüklerini beyan etmiştir. [2][332]
184- Şayet seni yalanlıyorlarsa, senden önce apaçık deliller, sahi fd er ve aydınlatıcı kitap ile gelen Peygamberler de yalanlanmıştı.
Ey Resulüm, şayet onlar seni yalanlıyorlarsa buna üzülme, zira senden önce gelen Peygamberler de bunlar tarafından yalanlanmışlardı. Halbuki o Peygamberler onlara, kesin ve açık delillerle, ilahi kitaplarla ve yolları aydınlatan Tevrat ve İncil gibi kitaplarla gelmişlerdi.
*Bu âyet-i kerime, Peygamber efendimizi, Yahudilerden ve diğer müşriklerden görmüş olduğu sıkıntılara karşı teselli etmektedir. [3][333]
185- Her nefis ölümü tadacaktır. Kıyamet gününde yaptıklarınızın karşılığı size mutlaka eksiksiz verilecektir. Kim, cehennem ateşinden uzaklaştırılıp cennete konursa, şüphesiz o, kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı ise aldatıcı menfaatten başka bir şey değildir.
Allahın Peygamberini yalanlayan ve Allaha karşı iftiralarda bulunan bu Yahudilerin akıbeti de diğer bütün yaratıklar için takdir edilen akıbet gibi olacaktır. Zira, her nefis ölümü tadacaktır. O halde ey Muhammed, seni yalanlayan ve Allaha karşı iftirada bulunan o Yahudilerin ve müşriklerin, yalanlama ve iftiralarına karşı üzülme. Ey insanlar, biz kıyamet gününde size, yaptıklarınızın karşılığını tam olarak vereceğiz. Hayır işleyene hayır, şer işleyene de şer vereceğiz. Kim de cehennem azabından kurtulur ve cennete konacak olursa işte gerçekten kurtuluşa eren o’dur. Dünyanın lezzeti, ziynetleri ve zevkleri ise aldatıcı ve geçici şeylerden başkası değildir. Sizler, bu aldatıcı ve geçici dünya metaı ile zevke dalarsınız. Halbuki o, neticede sizin başınıza felaketleri, musibetleri ve 3çvmediğiniz şeyleri getirir.
Taberi diyor ki: “Abdurrahman b. Sabit, bu âyette zikredilen kelimesini “Değersiz ve az bir şey” mânâsında almışsa da aslında bu kelimenin mânâsı “Aldatmak”tir. Bu itibarla, dünya malı az olsun çok olsun, aldatıcıdır. Kulun, kendisim ona kaptırarak rabbinin emir ve yasaklarından gafil olmaması gerekir.
Ebu Hureyre, Resulullahın, bu âyetin izahında şunu buyurduğunu rivayet etmiştir. “Şüphesiz ki, cennette bir kamçı kadar yer, dünyadan ve onun içinde bulunan şeylerden daha hayırlıdır. İsterseniz şu âyeti okuyun. “Kim, cehennem ateşinden uzaklaştırılıp cennete konursa şüphesiz o kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı ise aldatıcı menfaatten başka bir şey değildir. [4][334]
Bu hususta, Peygamber efendimiz diğer bir hadîs-i şerifinde şöyle buyuruyor:
“Kim, cehennem ateşinden uzaklaştırılıp cennete konulmayı istiyorsa, Allaha ve âhiret gününe iman etmiş olarak ölsün ve insanlara, kendisine yapılmasını arzuladığı şeyleri yapsın.