sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

İNSANI İLGİLENDİREN YOL – 2

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Gerçekten Hamd Allah (c.c)’a mahsustur. O’na Hamd ederiz ve O’ndan yardım dileriz. Mağfireti O’ndan ister, doğru yola iletilmemizi O’ndan bekleriz. Nefislerimizin kötülüklerinden ve amellerimizin fenalıklarından Allah’a sığınırız. Allah (c.c kimi hidayette kılmış ise, o gerçekten hidayete erişmiştir. Kimi de dalâlette ve sapıklıkta kılmış ise, artık o kendisi için bir dost ve yol gösteren bulamaz. Şehadet ederim ki, Allah’tan başka bir tek ilah yoktur ve O’nun eşi ve benzeri de yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın kulu ve Resulüdür. Salât ve selam O’na, Ehli Beytine, ashabına ve O’nun yolunu izleyenlere ve onun gösterdiği çizgide yürüyenlere olsun.

Bu ilahi nizamın (Hz. Muhammed’in getirdiği ve onun son şekli olan İslam dini) yeryüzünde, insan hayatında gerçekleşmesi, uygulanması hemen Allah katından gelmesiyle, anında olmaz. Allah’ın “Ol” emriyle de uygulanmaz, uygulanmamıştır. Yalnız tebliğ ve açıklamakla da olmaz… Bunun insan hayatında gerçekleşmesi, gezegenlerin zaruri olarak bağlı bulunduğu tabii kanunların işleyişi gibi değildir, olamaz. Ancak bir gurub insanın onu taşıması, tam bir imanla sanılması, gücü yettiği kadar onun doğruları üzerinde kalması, başkalarının kalbine, hayatına girmesi için de çaba harcaması, ellerinde bulunan bütün imkanları kullanarak savaşması sonucunda uygulanır. Ancak insandaki hırs ve zaaf duygularına karşı durarak, bu duyguların etkisiyle hidayetin yayılışını engellemeye çalışanlarla savaşarak gerçekleşir bu düzen… İşte bütün bunları yaptıktan sonradır ki ilahi nizam -insan yaratılışının imkanları ve hayatın maddi sınırları çerçevesinde- ancak uygulamak ve gerçekleşme düzeyine kavuşur.

Bu toplum, insanların ulaştıkları noktadan, içinde bulundukları hayat şartlarına göz yummadan ve ilahi nizamın uygulama aşamalarını gereği gibi anlayarak çalışmaya başlaması gerekir. Bu mü’min toplum, fedakırlık yaptığı ve içinde bulunduğu zaman ve zemin şartlarına uygun düşecek araçları kullandığı oranda, kendi işlerinde ve başkalarında var olan engelleri aşacak, ya da yenilgiye uğrayacaktır. Ve her şeyden önce bu düzen, onu gerçekten temsil ettikleri, kendi hayatlarında yaşadıkları kadarıyla gerçekleşir.

İşte bu dinin mahiyeti, metodu, hareket planı ve gerçekleşme yolları bunlardır. Allah bu gerçeği şu ayetlerle Müslüman topluma öğretmek istemiştir:

 

لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِه۪ يَحْفَظُونَهُ مِنْ اَمْرِ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتّٰى يُغَيِّرُوا مَا بِاَنْفُسِهِمْۜ وَاِذَٓا اَرَادَ اللّٰهُ بِقَوْمٍ سُٓوءاً فَلَا مَرَدَّ لَهُۚ وَمَا لَهُمْ مِنْ دُونِه۪ مِنْ وَالٍ

 “Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır. Allah’ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için Allah’dan başka bir veli de bulunmaz.”

 

(Ra’d – 11)

فَهَزَمُوهُمْ بِاِذْنِ اللّٰهِۙ وَقَتَلَ دَاوُ۫دُ جَالُوتَ وَاٰتٰيهُ اللّٰهُ الْمُلْكَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَهُ مِمَّا يَشَٓاءُۜ وَلَوْلَا دَفْعُ اللّٰهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَفَسَدَتِ الْاَرْضُ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ ذُوفَضْلٍ عَلَى الْعَالَم۪ينَ

 “Derken, Allah’ın izniyle onları tamamen bozdular. Davud, Calut’u öldürdü ve Allah, kendisine hükümdarlık ve hikmet (peygamberlik) verdi ve ona dilediği şeylerden de öğretti. Eğer Allah’ın, insanları birbirleriyle savması olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulur giderdi. Fakat Allah, bütün âlemlere karşı büyük bir lütuf sahibidir.”

(Bakara – 251)

 

وَالَّذ۪ينَ جَاهَدُوا ف۪ينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَاۜ وَاِنَّ اللّٰهَ لَمَعَ الْمُحْسِن۪ينَ

 “Ama bizim yolumuzda cihad edenleri, elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir.”

(Ankebût – 69)

 

Uhut savaşında müslümanlar, bu savaşın bazı aşamalarında savaşa uygun tedbirler almayı ihmal ettikleri, dinin gerçek yapısını anlayamadıkları veya unuttukları için, aynı zamanda müslüman toplumunun mutlaka yeneceği duygusuna kapıldıklarından, Allah, bu savaşta dinin mahiyetini, uygulama safhasında izlenecek metodu öğretmek istedi:

 

وَلَقَدْ صَدَقَكُمُ اللّٰهُ وَعْدَهُٓ اِذْ تَحُسُّونَهُمْ بِاِذْنِه۪ۚ حَتّٰٓى اِذَا فَشِلْتُمْ وَتَنَازَعْتُمْ فِي الْاَمْرِ وَعَصَيْتُمْ مِنْ بَعْدِ مَٓا اَرٰيكُمْ مَا تُحِبُّونَۜ مِنْكُمْ مَنْ يُر۪يدُ الدُّنْيَا وَمِنْكُمْ مَنْ يُر۪يدُ الْاٰخِرَةَۚ ثُمَّ صَرَفَكُمْ عَنْهُمْ لِيَبْتَلِيَكُمْۚ وَلَقَدْ عَفَا عَنْكُمْۜ وَاللّٰهُ ذُوفَضْلٍ عَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ

 “Siz Allah’ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vaadini yerine getirmiştir. Allah size sevdiğiniz (galibiyeti) gösterdikten sonra zaafa düştünüz. (Peygamber’in verdiği) emir hakkında tartışmaya kalkıştınız ve isyan ettiniz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi, denemek için onlardan geri çevirdi ve sizi bağışladı. Allah müminlere karşı çok lütufkârdır.” (Âl-i İmrân – 152)

 

İnsan toplumu, bu gerçeği sözle ve azarlanarak değil, kan ve acılarla öğrenmiş, bu uğurda büyük kayıplara uğramıştır. Zaferden sonra yenilgiye, kazançtan sonra zarara ve kayıplara uğramış, toplumun hiçbir ferdi kurtulamamıştır. Bununla beraber -aralarında Hamza’nın da olduğu- büyük şehirler vermişlerdir. Bütün bu acılardan daha büyüğü ve müslümanları en fazla etkiliyeni, Rasulullah (s.a.v)’ ın , yüzünden ve diğer yerlerinden yaralanması, dişlerinin kırılması, Kureyşlilerden Ebu Amr tarafından kazılan kuyuya düşmesi, meydanda yalnız bir kaç müslümanla kalarak müşriklerin saldırılarına uğraması, etrafındaki müslümanların birer birer şehit olması, Ebu Ducana’nın, sırtıyla peygamberi müşriklerin oklarından koruması gibi olaylar olmuştur. Bu zor ve acı dersi aldıktan sonra Müslümanlar peygamberimizin etrafında bu gerçeği öğrenerek toplandılar.

Neyi istediğimiz ve Ne için istediğimizin şuurunda olmayı Allah (c.c) nasip etsin inşallah

Rabbim hakkı hak bilip hakka sarılmayı nasip etsin.

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN..

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.