İMAN VE AMEL ARASINDAKİ İLİŞKİ | Akaid Programı – 10. Bölüm
İMAN VE AMEL ARASINDAKİ İLİŞKİ
Dil ile ikrar imanda asli rüknü olmayıp rüknü zaid olduğu gibi amelde imanda bir cüz değildir. Ehli Sünnet Uleması bu hususta müttefiktirler. Zira tembellik yaparak ibadet etmemek Mü’mini dinden çıkarmaz.
Ancak sarih naslarla sabit olan emirleri, mütevatir nasları ve ibadetleri inkar etmek (Bir Hükmü Dahi inkar etse) küfürdür. Yani o zaman itikada taalluk eder. İslamda herhangi bir hükmü inkâr etmediği müddetçe sadece amel ile emirleri terk etmek veya nehiyleri işlemek itikada talluk etmez, yani küfür olmaz. Bu nedenlede amel imandan bir cüz değildir.
Eğer amel imandan bir cüz olsa idi ibadette noksan olan kimsenin dinden çıkmış olması lazım gelirdi. Hâlbuki fakirlerin zekat vermemesi ve hacca gitmemesi kadınların özürlü hallerinde namaz kılmaması ve birçok ibadetleri yapmaması imanda noksanlık değildir.
Allah (c.c) Kuran-ı Kerimde;
“İman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah ‘ın apaçık ayetlerini okuyan bir peygamber gönderdi. Kim Allah’a inanır ve salih bir amel işlerse, Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. Allah, gerçekten ona güzel bir rızık vermiştir.”[1] buyurmaktadır.
Bu gramer kuralına göre de imanın amelden ayrı olduğu anlaşılmaktadır.
Ameli hükümler bir anda nazil olmuş değiller idi. Eğer amel imandan bir cüz olsa sonra emrolunan (Hicretin ikinci yılında oruç) gibi ibadetlerden önce mü’minlerin imanı eksik sayılırdı. Halbuki Resulullah başta olmak üzere sahabe-i kiramın imanları Mekke döneminde en kuvvetli ve kamil imandır. Allah Resulu (s.a.v)’e iman sorulduğunda;
“(Cebrail a.s peygamberimize hitaben) bana imandan haber ver dedi. Peygamberimizde cevaben: Allah ‘tan başka İlah olmadığına Muhammedin Allah’ın kulu ve resulu olduğuna Onun Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine Ahiret gününe kadere ,(Hayır ve Şerrin Allah’ın takdiri ve yaratması olduğuna) inanmaktır.”[2] diye buyurarak imanı belirlemiştir.
İman bir bütün ve La yetecezzi (Cüzlere Bölünmez) olmakla, amelde imandan bir cüz olmamakla beraber imanın kemali iman sahibinin de Allah’ın Vadettiği ebedi nimetlere nail olmak için Salih amel mutlak gereklidir.
İman edip salih amel işlemeyenin amelsizliği imanı söndürmeye zorlayan etkenlerdir. Zira insan inandığını yaşamadığı zaman bir gün yaşadığına inanmaya başlayabilir. Bu tehlike her zaman mevcut olur.
Amel imandan bir cüz olmamakla beraber iman amel etmeyi gerektirir. Amelsiz iman dalları, budakları, yaprakları, meyveleri olmayan bir ağaç gibidir. İmansız amel ise madum (Olmayan) hükmündedir, yani boşa gitmiştir. Böyle bir amelin sahibine dünyada ve ahrette hiçbir faydası yoktur.[3]
[1] Talak Suresi: 11
[2] Buhari – Müslim
[3] İslam Akaidi – Şahımerdan SARI 4,cilt: 373-375