sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

O HÂL, SENİN HÂLİNDİR.

A+
A-

Bismillahirrahmanirrahim

Hamd Sena övgü alemlerin rabbi olan Allah azze ve celleye mahsustur. Salât ve selam alemlere rahmet ve ahlakı tamamlamak için gönderilen Hz.Muhammed(s.a.v)e onun ehli beytine, bugüne kadar onu takip etmiş kıyamate kadar da önder edinecek olan müslümanların üzerine olsun. AMİN.

Müslümanlar; inanç yönünden tek olan Allah azze ve celleye ibadet etme konusunda bir’de olsalar, onları bu inançta birbirinden uzaklaştıran şey maneviyatlarını geliştirmemiş olmalarıdır.

Allah Resulu(s.a.v) şöyle buyurmuştur;

Yüz münafık ve bir tek mü’minin bulunduğu bir meclise sonradan bir mü’min gelse, o mü’min, önceden gelen tek mü’minin yanına oturur. Yine yüz mümin ve bir tek münafığın bulunduğu bir meclise sonradan gelen münafıkta önceden gelen o tek münafığın yanına oturur.”

Bu iki rivayet, insanın, her zaman farkında olmasa da, mizaç olarak kendisine benzeyen kişiye karşı içten bir eğilim ve sempati duyduğunu göstermektedir.

İnsanoğlu tarihin hiçbir döneminde manevi yaşamı gözardı ederek mutluluğa ulaşamamıştır. Çünkü İslam’da ahlak, bireyin inancıyla doğrudan ilişkilidir. Bu yüzden arkadaş seçimi, sadece günlük bir tercih değil, kişinin İslam’a ve ahlaka olan bağlılığının yansımasıdır.

   Malik b. Dinar(rah.a) şöyle demiştir;

“Bir gün bir kargayı bir güvercinle beraber gördüm ve bu birlikteliğe çok şaşırdım. Aynı türden olmadıkları halde nasıl bir araya gelebilirler diye düşünürken, biraz sonra ikiside havalandı. Baktım ikiside topal. Birliktelik için gerekli bağlam ve uyumu bu yönden kurduklarını anladım.”

  İslam, insanları benzerlikleriyle değil, kalplerinin birbirine yakınlığıyla birleştirir. Şanı Yüce Allah(c.c), Hz.Musa’ya vahiy yoluyla şöyle bildirmiştir;

“Ey İmran’ın Oğlu! Dostlarını akıllıca seç. Benim hoşnutluğumu kazanma çabasında sana yardımcı olmayan her arkadaş, gerçekte sana düşmandır.”

    Cafer-i Sadık da (rah.a) şöyle demiştir;

“Beş kimseyle arkadaşlık yapma;

1-) Yalancı ile arkadaşlık yapma. Çünkü ona inanırsan aldanırsın. O serap gibidir; uzağı yakın, yakını da uzak gösterir.

2-) Aptal ile arkadaşlık yapma. Çünkü faydalı olayım derken sana zarar verir.

3-) Cimri ile arkadaşlık yapma. Çünkü o, sana gün gelir en çok ihtiyacın olan şeyi bile vermez.

4-) Korkak ile arkadaşlık yapma. Çünkü o sıkıntı ve zorluk zamanında seni tek başına bırakır.

5-) Günah içinde bir yaşam sürenle de arkadaşlık yapma. Çünkü o bir lokmaya hattâ daha azına seni satar.”

   Ahlaksız bir insanla yakınlık kurmak, sadece ahiretteki sorumlulukları değil, dünyadaki huzuru da tehdit eder.

Bir gün İbn Mübarek’i ağlarken gördüler ve ona;

 –“Neden ağlıyorsun?” Diye sordular. O da;

“Şu arkadaşımdan kötü ahlakı sebebiyle ayrıldım, ona ağlıyorum.” Dedi.

-“Öyleyse sen neden ağlıyorsun?” sorusuna o şu cevabı vermiştir;

“Ben ondan kötü ahlakı sebebiyle ayrıldım fakat kötü ahlakı onu henüz terketmiş değildir.”

  Bir insanın yakınlık kurduğu kişiler, onun ruhundaki değerleri yansıtır. Dost seçimi, aynı zamanda bir nefs muhasebesidir. İmam Gazali, “İnsan hatalarını görmek istiyorsa dostunun gözlerinden kendine bakmalıdır.” diyerek, dostların bize kendimizi tanıma fırsatı sunduğunu hatırlatır. Eğer çevremizde sürekli bizi günaha ve kötülüğe çağıran kişiler varsa, bu durum nefsimizin aynı eğilimlere açık olduğunu gösterir. Çevremizdeki kişiler bizim manevi halimizin bir yansımasıdır. Hırslı bir nefis, aynı hırsa sahip insanlara yönelir.

 Kur’an’da geçen şu ayet, bu noktada yol göstericidir: “Sabret; kendini Rablerine sabah akşam dua edenlerle beraber tut.” (Kehf, 28) Bu emir, sadece dış dünyada bir çevre seçmeyi değil, aynı zamanda bu çevreye layık olmayı da gerektirir ki doğru yerde bulunmak yetmez; o yerin hakkını da vermek gerekiir. Çünkü yolun sonu, sadece dostlarınla varacağın bir duraktır.

 

Velhamdulillahirabbilalemin..

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.