sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

MELEK KELİMESİNİN LÜGAT VE ISTILAH MANASI – MELEKLERİN ÖZELLİKLERİ | Akaid Programı – 20. Bölüm

MELEK KELİMESİNİN LÜGAT VE ISTILAH MANASI – MELEKLERİN ÖZELLİKLERİ | Akaid Programı – 20. Bölüm
A+
A-

MELEK KELİMESİNİN LÜGAT VE ISTILAH MANASI

MELEKLERİN ÖZELLİKLERİ

Melek kelimesi (e-le-ke) kelimesinin aslından türetilmiştir. E-l-k lugatta elçilik demektir ve mastar olarak Uluke’den türemiş olup ulağın taşıdığı haber, ya da yazılı belgeye denir. Mülk ve milk kelimesinden türetilmiş ise o zaman kuvvet, güç, iktidar manasındadır. Yani melek, e-l-k kökünden gelirse ;haber ileten elçi veya milk kökünden gelirse güçlü, kuvvetli manalarına gelir.

            Müfessir İbn Hayyan ve Dilcilerden Rağib el-İsfahani, melek kelimesinin, “kuvvet ve iktidar sahibi” anlamına gelen “mülk” veya “milk” kökünden türetildiği görüşündedirler. Dolayısıyla melek kelimesi lügat bakımından; haberci, elçi, kuvvet ve iktidar sahibi, tedbir ve tasarruf manalarına gelmektedir.

           İslam ıstılahında ise; melek denince önce peygamberlere gönderilen ilahi elçiler, sonra insanlar ve kainat üzerinde Allah(cc) namına tasarrufta bulunan ve O’nun emirlerini ve verdiği vazifeleri aynen yerine getiren kudret sahibi manevi varlıklar akla gelmektedir. Bundan dolayı Allah(cc), bu kelimeyi; kulları, peygamberleri ve diğer yaratıkları ile kendi arasında elçilik-habercilik görevini yapan ve evrendeki olayların meydana gelmesi için verilen görevleri yerine getiren güçlü-kuvvetli yaratıklarına isim olarak vermiştir. Başka bir tarifle ıstılahta melek; Allah(cc) tarafından yaratılmış, çeşitli şekillerde peygamberlere görünebilen, zor işlere gücü yeten, yemeyen, içmeyen, erkeklik ve dişlikleri olmayan, Allah(cc)’a devamlı ibadet ve itaatten ayrılmayan latif varlıklar olup İslam’da iman esaslarından birini oluşturmaktadır.[1]

Meleklerin Özellikleri

            Melekler; Allah(cc)’a ibadet ve itaatle meşgul olan ruhani, nurani, latif varlıklardır. Allah(cc)’ın kendilerine verdiği her emri derhal ve aynen yerine getirirler ve asla itaatsizlik etmezler. Şimdi meleklerin özelliklerini maddeler halinde açıklayalım.

1-) Meleklerde Beşeri Özellikler Yoktur

         Meleklerde nefis olmadığı için; erkeklik-dişilik, yeme-içme ve yorulma gibi bir takım hususiyetler yoktur.

         Meleklerin bu hususiyetlerini dört şıkta özetleyebiliriz.

  1. a) Daima İtaat Ederler, Asla İsyan Etmezler

      meleklerin görevleri Allah(cc)’a itaattir ve itaatin önünde engel olabilecek nefsi arzular ve şeytani vesveseler söz konusu olmadığı için asla isyan etmezler. Meleklerin bu hususunu ifadeyle Yüce Allah şöyle buyurmaktadır;

Göklerde ve yerlerde bulunan canlılar ve melekler büyüklük taslamadan Allah’a secde ederler (boyun eğerler). Üzerlerinde üstün ve hakim olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar.”[2]

           Meleklerin bütün işleri Allah(cc)’a ibadet ve taatle geçtiğini okuduğumuz ayet-i kerime sarih olarak ifade etmekle beraber, meleklerin asla isyan etmediklerini ifade eden diğer bir ayet-i kerimeyi de okuyalım;

Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.”[3]

               Bu ayet-i kerimeden ve benzeri ayetlerden anlaşıldığı üzere melekler Allah Teala’nın, devamlı alarm durumunda bulunan askerleridir. Melekler Allah’ın emirlerine harfiyen bağlıdırlar. O’na asla karşı gelmez ve isyan etmezler. Günah işlemezler. Çünkü “ismet” ve “emanet” sıfatlarıyla muttasıftırlar. İnsanlar gibi her iki cihete gidecek kabiliyetleri olmadığı için daima hayır üzeredirler. Hayvani arzulardan uzak; günah ve hatalardan beridirler.

b)Meleklerde Cinsiyet Yoktur

“ Onlar, Rahman’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Onların yaratılışına şahit mi oldular? Onların (yalan) şahitlikleri yazılacak ve sorgulanacaklardır.”[4]

           Tarih boyunca bazı topluluklar melekler hakkında yanlış görüşlere sapmışlardır. Bunların en başta gelen meleklerin (haşa)  Allah(cc)’ın kızları olduğunu söylemeleridir. Oysa bütün peygamberler, insanları melekler hakkında bu tür yanlış yakıştırmalardan uzaklaştırmaya çalışmışlardır. Okuduğumuz ayet-i kerimede ve bir çok  hadis-i şeriflerde meleklerin erkeklik ve dişilik gibi cinsiyetlerinin olmadığı belirtilmiştir.

  1. c) Yorulmazlar ve Hasta Olmazlar

            İnsanlara zor gibi görünen nice zor görevleri melekler ifa ederler. Melekler bu görevlerini ifa ederken bir bıtkınlık, zahmet ve yorgunluk hissetmedikleri gibi onlar hiçbir zaman hastalık gibi bir illete maruz kalmazlar. Nitekim bu hususu beyanla Yüce Allah(cc) Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır.

“ Göklerde ve yerde kim varsa hep O’nundur. O’nun katındakiler, ne O’na ibadetten çekinir (ve büyüklenir) ne de yorgunluk (ve bıkkınlık) duyarlar.”[5]

Zaten güçleri nispetinde meleklere görev verilmektedir. Bu görevleri ifa ederken yorgunluk olmadığı gibi vücut ve sıhhat bakımından hastalık gibi arızalara sebebiyet verecek herhangi bir sebep ve imkan yoktur.

  1. d) Yiyip İçmezler

          Melekler insan suretinde Hz. İbrahim(as)’e geldiklerinde onları tanıyamadı ve onlara kızartılmış buzağı getirdi ve meleklerin yemediğini görünce yadırgadı ve içinde korkarak bir üperti duydu(Hud Suresi.69-70).Meleklerin yeme-içme gibi bir özellik yoktur. Zaten meleklerde nefis de yoktur. Melekler yeme-içme gibi durumlara ihtiyaç duyacak bir fıtratta değildirler. Enerjileri nurun kendisindendir. Azalma yada çoğalma kaydedecek bir yapıda değiller. [6]

2-) Melekler Nurdan Yaratılmışlardır

Melekler gözle görülmeyen ruhani varlıklardır. İnsanlara bazen görünme kudretleri vardır.

            Kur’an-ı Kerim’de meleklerin neyden yaratıldığına dair sarih bir açıklama yoktur. Ancak hadis-işeriflerde meleklerin nurdan yaratılmış olduğuna dair rivayetler vardır. Bunlardan birisini okuyalım,

            Hz. Aişe (r.anha) anlatıyor: “Rasulullah(sav) buyurdular ki: “Melekler nurdan yaratıldılar, cinler dumanlı bir alevden yaratıldılar. Adem de size vasfı yapılandan yaratıldı.”[7]

          Nur; karanlığın zıddı olan aydınlık, parlak ışık veya kıymetli bir varlık manalarını ifade etmekle beraber hem kendi varlığını hem de başkasının varlığını ispat etmeye yarayan ilahi bir ışıktır.

          Nur şuur gibi bir anda muhtelif yerde bulunması mümkündür. Bu nedenden dolayı melekler dahi aynı anda birkaç yerde birden bulunabilirler. Çünkü zaman ve maddi mekan onlar için tam bir sınırlandırma yapmaya kafi değildir. Bununla beraber pek çok şekle girebilirler. Pek çok dille konuşabilirler. Meleklerin  nurdan bir bünyeleri ve bu bünyede yer alan bir ruhları vardır. Zira Cebrail(as)’e doğrudan ruh denilmektedir.[8]

3-)Melekler Kanatlıdırlar

        Meleklerin kanatları vardır. Meleklerin kanatlı olmaları kendilerine verilen görevleri süratle yapmalarının bir gereğidir. Melekler cisim olmadıkları için kanatlarının kuşların kanatları gibi cismani bedenlerini havalandırmaya yarayan olarak sanmak yanlış olur. Yani meleklerin kanatlarının mahiyetini bilemeyiz. İnsanlardan bazılarına insan suretinde veya kanatlı olarak görünseler bile asıl şekilleri budur denilmez.

         Allah(cc) bir ayet-i kerimesinde şöyle buyuruyor;

“ Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a mahsustur. O, yaratma dileğini artırır. Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.”[9]

           Şayet denilse ki nurdan yaratılmış meleklerin kanatlara ne ihtiyacı vardır? Deriz ki: evvela Allah(cc) melekleri kanatlı yaratmış ise; mutlaka onlar gereklidir ve faydalıdır. Çünkü Allah(cc) bir şeyi boş yere yaratmaz. “Rabbimiz! Bunu boşyere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler.”[10] Bu duruma göre itiraz veya tereddüt itikadı ifsad eder.

          İkinci olarak meleklerin kanatlarının anlamı onların süratını ve kuvvetini ifade eder.

Üçüncü olarak meleklerin kanatlarının sayısının  çokluğunun artması gücünün büyüklüğünü ve derecelerinin yüksekliğiyle orantılıdır. İkişer, üçer,dörder kanadı olan melekler bulunduğu gibi yüzlerce kanadı olan meleklerde vardır. Mesela en büyük mukarreb meleklerden biri olan Cebrail(as)’ın altı yüz kanadının mevcudiyeti söz konusudur.[11]

4-)Melekler İnsanlardan Önce Yaratılmıştır

            Meleklerin; insanlardan, cinlerden ve hatta dünyanın yaratılışından önce yaratıldığı birçok ilmi kaynaklardan anlaşılmaktadır. İnsanlardan önce yaratıldığına dair Kur’an-ı Kerim’ de açık ifadeler yer almaktadır.

“Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek  daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” Demişlerdi. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.”[12]

            Meleklerin ne zaman yaratıldığına dair sarih bir naas bulunmamaktadır. Ancak Hadis-i Şeriflerde geçtiği üzere alimlerimiz mahlukatı ilk yaratılandan meleklere kadar olanını şu şekilde sıralayabiliriz.

a-)Nuru Muhammed(sav)

b-)Kalem

c-)Levhi Mahfuz

d-)Arşı Azam(Arşı Rahman)

e-)Hamele-i Arş(Arşı taşıyıcı melekler; Allahu alem Cebrail(as) dahil dört büyük melek de bunlarla beraber yaratılmışlardır.)

f-)Kürsi

g-)Melekler[13]

5-) Melekler Kısa Zamanda Uzun Mesafeler Kat Ederler

Melekler hızlı hareket kabiliyetine sahiptirler. Meleklerin bu hususiyetlerini beyan eden ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifler mevcuttur. Bunlardan bir tanesini okuyalım:

“Melekler ve Ruh(Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir.” [14]

Elli bin senelik bir zaman diliminin bir günle mukayesesi içerisinde meleklerin hareket hızları da anlaşılmaktadır. Dünyada insanın hız olarak bilebildiği, vasıtasız veya vasıtalı olarak hareket hızı, ses hızı, ışık hızı ve hayal hızıdır. Fakat meleklerin hızı bütün bunlardan çok daha fazladır. Bilhassa meleklerin büyüklükleri ve kanat sayıları arttıkça hızları da artar. Mesala Cebrail(as) yedinci kat gökyüzünde olan Sidretül Münteha olan makamından bir anda iner. Oysa yedinci kat gökyüzü; saniyelik hızı üçyüz bin kilometre olan ışık hızı ile milyarlarca  yıl mesafededir. Durum böyle olunca meleklerin hızını insan aklı ile bile kavramak çok zordur. Fakat melekler yeryüzüne görev icabı her an, her gün inip çıkarlar.[15]

6-)Meleklerin Görünmezliği Ve Görünebilirliği

Dünya hayatında normalde melekler baş gözüyle görünmezler. Bu görünmezlik meleklerin nurdan yaratılmış ve hızlı hareket kabiliyetlerine sahip olmalarındandır. Mesela Cebrail(as)  Peygamberimiz (sav)’e ile 23 yıllık risalet hayatında 26000 defa geldiği rivayet edilir. Bu müthiş bir hız demektir. Bütün melekler olmasa bile mukarreb (büyük melekler) bu sürate ve güce sahiptirler.

        Meleklerin görünmesi ya değişik şekillerde olur ya da asli suretinde olur ki görenin görmesi normalin üzerinde takviye ile olur. Bu takviye ya mucizedir ya da keramettir. Meleklerin görünmesi istisnadır. Ancak asli surette görünmesi istisnanın istisnasıdır.

            Allah Rasulü  Hz. Muhammed(sav) biri, vahyin ilk geliş sıralarında diğeri de miraçda yedinci kat gökyüzünde Cebrail(as)’i  kendi makamı olan sidretül münteha’da asli suretiyle görmüştür.

              Hz. Peygamber(sav) miraç olayında büyük küçük bir çok melekleri, cennet ve cehennemi hatta daha bir çok büyük ayetleri görmüştür. Bu harikulade olayları normal bir insanın baş gözüyle görmesi mümkün değildir.

Melekler insanlara rüyada görünebilirler. Hatta her insan rüyada melekleri görebilir. Sadık rüyada haber ve yön verenler meleklerdir.

Meleklerin insanlara görünmesi gibi zaman zaman bazı hayvanlara göründüğü de rivayet edilmiştir. Nitekim horozun meleği görüp öttüğüne dair hadis-i şerif okuyalım;

“ Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Rasulullah (sav) buyurdular ki: “Horozların öttüğünü işittiğiniz vakit, Allah’tan lutuf ve ikramını talep edin. Zira onlar bir melek görmüştür. Merkebin anırmasını işittiğiniz zaman Allah’a sığının. Çünkü o da bir şeytan görmüştür.”[16]

            Melekler bir toplumun içinde otursa sadece görünmek istedikleri kişiler onları görür diğerleri melekleri göremez.[17]

[1] ŞAHIMERDAN SARI/İslam Akaidi/C:6/Yenda Yayn./Sf.15

[2] Nahl Suresi,49-50

[3] Tahrim Suresi,6

[4] Zuhruf Suresi,19

[5] Enbiya Suresi,19

[6] ŞAHIMERDAN SARI/İslam Akaidi/C:6/Yenda Yayn./Sf.49-53

[7] Müslim,Zühd 60,(2996)

[8] ŞAHIMERDAN SARI/İslam Akaidi/C:6/Yenda Yayn./Sf.53-58

[9] Fatır Suresi,1

[10] Al-i İmran Suresi,191

[11] Buhari-Müslim

[12] Bakara Suresi,30

[13] ŞAHIMERDAN SARI/İslam Akaidi/C:6/Yenda Yayn./Sf.69

[14] Mearic Suresi,4

[15] ŞAHIMERDAN SARI/İslam Akaidi/C:6/Yenda Yayn./Sf.69

[16] Buhari, Bed’ü’lhalk 15; Müslim, Zikr 82,(2729)

[17]ŞAHIMERDAN SARI/İslam Akaidi/C:6/Yenda Yayn./Sf.78

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.