sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA TEVBE SURESİ 125. VE 129. AYETLER

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA TEVBE SURESİ 125. VE 129. AYETLER
26.04.2025
6
A+
A-

125- Kalblerinde hastalık olanlara gelince: Bu sure, onların murdar­lıklarına murdarlık katar. Ve kâfir olarak ölürler.

Bu sure, kalbîerinde müniıfılık ve şüphe hastalığı bulunanların ise müna­fıklıklarını ve şüphelerini artırarak murdarlıklarına murdarlık katar ve onlar, iman etmeden, kâfir olarak ölüp giderler.

Evet, Kur’an-ı Kerim, müminlerin imanını artımken, ona karşı cephe alan kâfirlerin kinlerini kamçılar, öfkelerini kabartır. Böylece murdarlıklarını iyice artırır.

Bu hususta diğer âyet-i kerime’ierde de şöyle buyuruluyor: “Biz, Kur’an-ı iman edenler için bir şifa ve rahmet kaynağı olarak indiriyoruz. Kur’an, zalimle­rin ise ancak hüsranını artırır. [1][200] (… O Kur’an, iman edenlere bir hidayet reh­beri ve şifadır. İman etmeyenlerin ise, kulaklarında bir ağırlık vardır. Onların gözleri Kur’ana karşı kördür. Onlar, tıpkı uzak bir yerden çağınlıp ta duymayan kimseler gibidirler[2][201]

 

126- Onlar, hiç görmüyorlar mı ki, yılda bir veya iki defa imtihan oluyorlar, yine de tevbe etmiyor ve öğüt almıyorlar.

O münafıklar hiç görmüyorlar mı ki, Allah onlan her yıl bir veya iki defa açıklık, kıtlık, bela ve azap ile imtihan ediyor?

Onlar bütün bu imtihanlara rağmen yine münafıklıklarından vaz geçip tevbe etmiyorlar. Başlarına gelen felaketlerden Öğüt ve ibret almıyorlar.

Müfessirler, âyette zikredilen ‘imtihanlardan neyin kastedildiği husu­sunda farklı görüşler zikretmişlerdir.”

Mücahie göre burada zikredilen imtihan’dan maksat, Atlanın, her yıl bir veya iki defa, kalblerinde hastalık bulunan münafıkları, kıtlık ve çeşitli sıkıntı­larla imtihan etmesidir.

Katadeye ve Hasan-ı Basriye göre ise Allanın, onlan her yıl bir veya iki defa sefere çıkarmakla imtihan etmesidir.

Huzeyfeye göre ise burada zikredilen “imtihan” d an maksat, Resulullahın aleyhine müşriklerin yaydıkları yalan ve iftiralardır. Kalbleri hasta olan insan­lar, bu tür iftiralara inanarak fitneye düşüp hak yol’dan sapıyorlardı. Sonra da tevbe edip doğru yola yönelmiyorlardı.

Taberi diyor ki; “Burada söylenecek dorğu söz şudur: “Allah teala bu âyet-i kerime ile mümin kullarının, münafıkların haline hayretle bakmalarını emretmiş ve münafıkları çok az düşünmekle, Allahın nasihatianndan öğüt alma­makla kınanmıştır. Allahın, münafıklara verdiği ibretli dersler açlık ve kıtlıkta olabilir, Hz. Muhammed (s.a.v.)’i diğer kâfirlere galip getirmesi de olabilir, mü­nafıkların, müşriklerin sözlerine aldanarak sapmalarını müminlere bildirmesi şeklinde de olabilir. Bunlardan herhangi birini diğerine tercih etmeye dair her­hangi bir sahih haber yoktur. [3][202]

 

127- Onlar,bir sure indiğinde birbirlerinin yüzüne bakarlar. Ve: “Si­zi kimse görüyor mu?” derler .Sonra oradan uzaklaşırlar. Allah da onların kalblcrini haktan uzaklaştırır. Çünkü onlar, anlamaz bir kavimdir.

Münafıklar, peygamberin meclisinde bulunurken, ayıplarını açıklayan bir sure indirildiğinde, birbirlerinin yüzlerine işaretleşerek bakarlar. Ve “Sizi aleyihnde bulunduğunuz mü si umanlardan herhangi biri gönlümü? Kur’an onu da haber verir.” derler. Sonra da kalkıp Peygamberin meclisinden ayrılır, sureyi dinlemeden giderler. AIlah,bunlann kalblerini, hayırı kabul etmekten uzaklaştır-mıştır. Çünkü bunlar, münafıklıklarından ve böbürlenmelerinden dolayı, Alla­hın öğütlerini anlamayan bir kavimdir. [4][203]

 

128- Ey insanlar, şüphesiz ki size, kendinizden bir Peygamber gel­miştir. Sıkıntıya düşmeniz ona ağır gelir. O size, son derece düşkündür. Müminlere çok şefkatli ve merhametlidir.

Ey insanlar, şüphesiz ki sizlere, başkalarından değil kendi cinsinizden bir Peygamber gelmiştir. Size yaptığı öğütlerden dolayı onu itham etmemelisiniz. Size herhangi bir eziyet çile ve zorluğun dokunması ona ağır gelmektedir. O, si­zin hidayete kavuşmanızı kuvvetli bir arzu ile istemektedir. O, müminlere karşı pek şefkatli ve pek merhametlidir. [5][204]

 

129- Ey Peygamber, eğer yüzçcvrirlcrse de ki: “Allah bana yeter. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. Ren ona güvendim. O, yüce arşın rabbi-dir.”

Ey Peygamber, şayet onlar sana sırt çevirir, nasihatini dinlemez ve getir­diğin nuru ve hidayeti kabul etmezlerse onlara de ki: “Rabbim olan Allah bana yeter. Ondan başka hakkıyla, kendisine kullak edilecek bir ilah yoktur. Ben, ona dayandım, ona güvendim. Bana yardım edecek olan O’dur. O her şeyin yaratıcı­sı ve sahibidir. O, yüce arşın rabbidir.

Ebu Salih el-Hanefı demiştir ki: “Resulullah şöyle buyurdu: “Şüphesiz ki Allah.merhamet edendir, her merhamet edeni sever ve rahmetini merhamet ede­nin üzerine koyar.” Dediler ki “Ey. Alahın Resulü,bizim, kendimize mallarımıza ve eşlerimize merhamet etmemizle merhamet eden oluruz?” Resulullah da bu­yurdu ki: “Öyle değildir. Fakat sizler, Allanın buyurduğu gibi olun” Şüphesiz ki size, kendinizden bir peygamber gelmiştir. Sıkıntıya düşmeniz ona ağır gelir. O size son derece düşkündür. Müminlere çok şefkatli ve merhametlidir. Eğer yüzçevirirlerse de ki: “Allah bana yeter, Ondan başka hiçbir ilah yoktur. Ben ona güvendim. O, yüce arşın rabbidir.”

Abdullah b. Abbas ve Yusuf b. Mihran’ın rivayetine göre Übey b. Ka’b, bu son iki âyetin, Kur’anm en son inen âyetleri olduğunu söylemiştir.

Zeyd b. Sabit el-Ensari, bu iki âyeti, Huzeymetül Ensari’nin getirip yaz­dırdığını rivayet etmiştir. [6][205]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.