sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

VEHBE ZUHAYLİ’NİN (RH.A) BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 98. VE 99. AYETLER

VEHBE ZUHAYLİ’NİN (RH.A) BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 98. VE 99. AYETLER
28.04.2025
12
A+
A-

Kitap Ehli’nin Küfürde Israr Etmeleri Ve Allah’ın Yolundan Alıkoymaları

 

98-De ki: “Ey Kitap Ehli! Allah’ın ayet- lerini niçin inkâr ediyorsunuz? Halbu- ki Allah sizin bütün yaptıklarınıza ta­nıktır.”

99- De ki: “Ey Kitap Ehli! Kendiniz şa­hit olup dururken Allah’ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek iman edenleri niçin döndürmek istiyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.”

 

Nüzul Sebebi

 

İbni Cerîr et-Taberî, Zeyd b. Eslem’den şöyle dediğini rivayet etmektedir: Yahudi Şâs b. Kays -Cahiliye döneminde yaşamış, küfürde aşırıya gitmiş, Müs­lümanlara karşı aşırı derecede kinli ve onları son derece kıskanan bir yaşlı idi. Resulullah (s.a.)’ın Evs ve Hazrec’e mensup ashabından bir grubun oturup ko­nuştuklarını, sohbet ettiklerini gördü. Onların bu toplulukları, bu şekilde kay­naşmaları cahiliye döneminde aralarındaki düşmanlıktan sonra İslâm sayesinde aralarının bu şekilde düzelmiş olması onu öfkelendirdi ve şöyle dedi: “Bu şe­hirde Kayleoğullan’ndan (Evs ve Hazrec’den) ileri gelen bir grup bir araya top­lanmış bulunuyorlar. Eğer onlar belli bir şey etrafında karar kılıp toplanırlarsa bizim onlarla birlikte ilişkilerimiz iyi olmaz.”

Bunun üzerinde beraberinde bulunan Yahudilerden bir gence emir vererek şöyle dedi: Onların yanına var, onlarla birlikte otur. Daha sonra onlara Buâs gününü [1][80] ve o günde cereyan eden olayları hatırlat, bu konuda söyledikleri bir takım şiirleri onlara oku. Buâs ise Evs ve Hazreclilerin biribirleriyle çarpıştık­ları bir gündü. O günde Evsliler Hazreclilere karşı zafer kazanmışlardı.

Söz konusu bu genç Şâs’m dediklerini yaptı. Onun üzerine orada bulunan­lar ileri-geri konuşmaya başladılar. Birbirleriyle anlaşmazlığa düştüler, karşı­lıklı övünmeye koyuldular. Nihayet her iki kabileden birer kişi, Evslilere men­sup Hâriseoğullanndan Evs b. Kayzi ile Hazreclilere mensup Selimeoğullarm-dan Cabir b. Kays adındaki iki kişi ileri atıldılar. Biribirlerine karşılıklı sözler söylediler. Onlardan birisi ötekine, “Arzu ettiğin takdirde ben bunu genç bir di­şi deve halinde döndürürüm (yani savaşı yeniden başlatırım)” dedi.

Her iki topluluk da birbirlerine kızdılar ve, “Gidin! silahlarınıza sarılın. Haydi Medine dışındaki düzlükte ez-Zahire denilen yerde buluşalım.” dediler. (Burası da kara taşlıklı Harre’nin bir bölümüydü.) Oraya çıkıp gittiler. Evs ve Hazrec cahiliye dönemindeki iddiaları etrafında bir araya geldiler.

Resulullah (s.a.) durumu haber aldı. O da beraberlerinde bulunan muha­cirlerle birlikte çıktı ve nihayet yanlarına varıp şöyle dedi:

“Ey Müslümanlar! Ben aranızda bulunuyor iken Allah sizleri İslâm ile şe­reflendirdikten ve İslâm sayesinde cahiliye ile olan bağlarınızı, cahili işlerinizi koparıp attıktan, sizi birbirinizle ısındırdıktan sonra cahiliye davasını mı gü­decek ve önceki halinize kâfirler olarak geri mi döneceksiniz? Allah’tan korkun, Allah’tan!” Bu sefer yaptıkları bu işin şeytandan bir dürtü sonucu, düşmanları­nın bir tuzağı olduğunu fark ettiler. Ellerindeki silâhı bırakıp ağlaştılar. Biri diğerinin boynuna sarıldı, sonra dinleyip itaat edenler olarak Resulullah (s.a.) ile birlikte geri döndüler.

Bunun üzerine şanı yüce Allah, “Ey iman edenler”, yani Evs ve Hazrecli-ler, “eğer siz Ehl-i kitaptan bir zümreye itaat edecek olursanız” yani Şâs ve ar­kadaşlarına uyarsanız “sizi imanınızdan sonra kâfirler olarak döndürürler.” (Âl-i îmran, 3/100) ayetini indirdi.

Cabir b. Abdullah dedi ki: Bu işimizi görmesini en çok istemediğimiz kişi Resulullah (s.a.) idi. O bize eliyle işaret etti, biz de yaptıklarımızdan vazgeçtik, Allah da aramızdaki durumu düzeltti. O bakımdan Resulullah (s.a.)’tan daha çok sevdiğimiz bir kimse yoktur. Ben kendimiz için baş tarafları o günden daha çirkin fakat sonları da o günden daha güzel bir gün görmedim[2][81]

 

Açıklaması

 

Ya Muhammed! Onlara dedi ki: Ey Kitap Ehli, ne diye Allah’ın ayetlerini inkâr ediyorsunuz; bunun sebebi nedir? İslâm çağrısını red şeklindeki bu tavrı­nıza deliliniz nedir? Aklı, kâinattaki olaylara dikkat etmek suretiyle tekâmül ettiren, ahlâk ile ruhu arındıran, güzel ve salih amellerle insanın seviyesini yükselten iman yolundan müminleri alıkoymanızın sebebi nedir?

Kıskançlık, üstünlük, büyüklük duyguları, batıl şüpheleri yerleştirme ar­zuları üzerinde yükselen bu inatçı tutumunuzla sizler, hak yolundan sapmak ve hidayet üzere dosdoğru yoldan ayrılmak istiyorsunuz. Halbuki sizler Mu-hammed’in peygamberlik iddiasındaki doğruluğunu tam anlamıyla bilmektesi­niz. Daha önce ona dair verilen müjdeleri de bilmektesiniz. Sizler ona ait nite­likleri değiştirdiniz, tahrif ettiniz. Allah’a karşı yalan uydurdunuz. Allah ise si­zin yaptıklarınızdan, sizin tuzaklarınızdan, düzenlerinizden gafil değildir. Bun­ların karşılığında O, sizi cezalandıracaktır.

Birinci ayetin Yüce Allah’ın, “Allah sizin bütün yaptıklarınıza tanıktır.” buyruğu ile sona ermesinin sebebi şudur: Orada sözü geçen küfür ve inkâr olan amel, açık ve tanık olunan bir iştir. İkinci ayetin, “Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.” buyruğu ile sona ermesinin sebebi ise İslâm’dan alıkoymanın hile ve desise yoluyla gerçekleştirilmek istenmesi dolayısıyladır.

Yüce Allah’ın, “Ey Kitap Ehli” buyruğu yumuşak ve ince bir üslûpla onları azarlamak, ellerinde bulunan sahih kitaplarının asıllarına uygun düşen İslâm davasını kabul ederek Müslümanlara katılmaya meylettirmek içindir. Birinci ayet-i kerime onları sapıklıktan alıkoymak içindir, ikincisi ise başkalarını sap­tırmaktan vazgeçmeleri içindir. [3][82]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.