TEVHİD MÜCADELESİNDE “KADIN” OLMAK – 3

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

TEVHİD MÜCADELESİNDE “KADIN” OLMAK – 3

Hamd âlemlerin yöneticisi, kullarını çok seven, kâinatı yaratıp nizama koyan, her şeye gücü yeten, kudret sahibi olan, Allah’a mahsustur. Salat Allah’ın (c.c) razı olduğu kulluk modelini yaşayan her haliyle Kuran’ı anlatan ve Allah’ın rızasını kazanmak isteyenlerin tabi olması gereken önder, lider, kul olan Hazreti Muhammed’e, Selam bu liderin önderin izinden giden ashabının tabiinin sonrakilerinin ve bugün de elinden gelen kadarıyla mücadele edenlerin üzerine olsun.

Geçen yazımızın sonunda Allah (c.c)’nun biz bayanlardan ne istediğini sormuş bunun cevabını bu yazıma saklamıştık. İnşallah buna muvaffak olur ve gereğini yerine getirebiliriz.

Evet, Allah (c.c)’nun bizden ne istediğinin cevabı tabii ki bizlere rehber olan hayat kitabımız olarak gönderilen Kur’an-ı Kerim’de bulunmaktadır. Biz mümin bayanlara Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Ey peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder. Sözü maruf bir tarzda söyleyin.”

“Evlerinizde vakarla oturun (evlerinizi karargâh edinin), ilk cahiliye (kadınları)nın süslerini açığa vurması gibi, siz de süslerinizi açığa vurmayın; namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a ve elçisine itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Gerçekten Allah, sizden kiri (günah ve çirkinliği) gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.” (Ahzab 32-33)

Bu ayetin tefsirinde Mevdudi (rh.a) şöyle söyler:

“Bu ayetler İslam’da tesettür emrinin yer aldığı ayetlerdir. Bu ayetlerde sadece Hz. Peygamber (s.a.v)’in hanımlarına hitap edilmesine rağmen bütün Müslümanların evlerinde aynı reformun yapılması amaçlanmaktadır. Hitabın Hz. Muhammed (s.a.v)’in hanımlarından başlamasının nedeni böyle temiz bir hayat tarzı O’nun evinden başlarsa diğer Müslüman evlerindeki hanımlarında bu tarza uyacakları gerçeğidir.”

İşte ayette de görüldüğü gibi Allah (c.c) biz Müslüman kadınlardan istediklerini bizlere bildirmiştir. Bizim yapmamız gerekenler ise bu ayete iman ettik deyip gereğini yerine getirmemizdir. Allah (c.c) kadınlara zulmetmiyor. Ortalıkta gezen kadınların kötü olduğunu toplumda bilir ve hoş görmez. Allah (c.c) ise kadına değer verir. Tamamen eve hapsetmez. Gerektiğinde kadın dışarı çıkar, gezer de, yeri gelir konuşuruz da müsteşriklerin (İslam’a savaş açanların) dediği gibi İslam, köle olan bir kadın istemez, tam tersine İslam; bunları da yapan ama hepsini bir usule göre başıboş sahipsiz değil de vakarlı değerli bir şekilde yapmasını ister. Allah (c.c) öyle bir Rab ki kulunun ses tonuna dâhil karışıyor. Ama neden? Diğer kullarını da düşünüyor ve kadının kocasının hakkını da veriyor. Fıtratı en iyi bilen Allah (c.c) kulları yaşanmayacak şekilde taraflı bir şekilde de koymaz ki bir tarafı mutlu ederken diğer tarafı mutsuz etmesin. “El-Adl’dır” Allah (c.c) bütün kullarının hakkını hak edene verir, kuralları da buna göre koyar ama işte maalesef biz aciz kullar bu noksan aklımızla Allah (c.c)’nun kanunlarını kenara bırakarak kul yapımı evrensel düşünülmeyen ne kadar geniş düşünürse düşünsün adaletin sağlanamayacağı kurallar oluşturuyoruz. Ve kimsede mutlu değil olmayacak da. Şimdi tekrar ayete dönersek mutlu olacak Kadınların vasıflarını şöyle sıralayabiliriz:

1-Allah’a ve Resulüne itaat eder.

2- Müminlerin annelerin öncü olmaları nedeniyle diğer kadınlardan üstün olduğu gibi bizler de Mümin kadınlar olarak öncü olursak diğer kadınlardan üstün olabiliriz.

3- Eski cahiliye kadınlarının yabancı erkeklerle cazip ve yumuşak konuştukları şekilde kuşku veren kötü yoldaki kadınların konuşmaları gibi hayâsızları çekecek bir şekilde yumuşak konuşmaz, ciddi ve doğru konuşur.

4- Gereksiz yere evinden çıkmaz. Zamanını boş şeylere harcamaz ahiretimiz için faydalı olanı tercih eder. Allah (c.c)’nun razı olduğu işleri yapmak konusunda evden çıkar. Fakat nefsinin, şeytanın hoşuna gidecek ahireti için faydasız olan ve Allah (c.c)’nun rızasının olmadığı şeyler için evden çıkmaz, evde oturmayı tercih eder. Teberrücden yani örtüyle süslenip dikkat çekecek kıyafetlerden uzak durur.

Adamın birisi bir hocaya sorar:

– Hocam tamam biz de Müslümanız da şeriat gelmesin çünkü şeriat gelirse kadınlar eve hapis oluyor dışarı çıkamıyorlar onlara yazık değil mi? Diye sormuş.

Hocanın cevabı manidardır:

-“Tesettür kadınlar evinin içinde giyinsin diye mi var be adam!”

Evet, tesettür kocalarına helal ama yabancı erkeklerin namahrem olan erkeklere haram olan Zinet yerlerinin kapanması demektir. Bu yüzden kadın gerektiğinde dışarı çıkar ama teberrücle değil tesettürle.

5- Evinde kaldığında da boş boş oturmaz. Müslüman kadın namazını dosdoğru kılar, zekâtı varsa verir, emrettiği ve yasakladığı her şeyde Allah’a ve resulüne itaat eden. Bütün bu Emir ve edep Hz. Peygamberin, ehl-i beytinin ve akabinde Mümin kadınların.

– Günah kirliliğinden kurtulup

– Kötülüklerin çirkinliğinden arındırılması

– Namus ve iffette Allah ve Resulüne itaat de bütün hanımların öncüleri olarak kabul edilmesi amacıyladır.

Yani bayanlar!

İslam’a göre hareket edip Allah (c.c)’ya teslim olursak iki cihanda da mutlu oluruz, değerimiz gün geçtikçe artar. Tercih bizim, zorlama yok. Hür iradelerimizle kararımızı verelim. Kendini açıp, saçıp, savurup sokağa salmak mı? Yoksa belli bir nizam, düzen içerisinde saygı değer, kıymetli olmak mı?

Kararımızı bir an önce ölüm gelmeden verelim ve bu güzel Tevhid mücadelesindeki yerimizi alabilmek için bol dua ile birlikte gayret edelim. İçtenlikle, samimi bir şekilde Allah azze ve celle’den istersek verir. Yeter ki biz istemesini bilelim.

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN