BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd alemlerin Rabbi, Rahman ve rahim din günün sahibi Allah azze ve celle’ye mahsustur. Salat ve Selam Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’e aline ve ashabına olsun
Bu ayki yazımızda çoğunluğumuzun tutulabildiği kalbin hastalıklarından biri olan kibirden bahsetmeye gayret edeceğim. inşaAllah her okuyan kendi payına düşeni alır. Peki bu kibrin başlıca sebepleri nelerdir?
- İlim, 2) İbadet, 3) Nesep, 4) Güzellik, 5) Kuvvet, 6) Servet, 7)Mevki, 8)Yakıların Çokluğu
1) İlim : İlmi ile kibirlenmek, afetlerin en büyüğüdür. Hastalıkların en ağırı ve tedaviyi en zor kabul edeni ilmi ile kibirlenmektir. Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruştur:
“Alimin afeti kendisini büyük görmesidir.”
Bir şeyler bilen kimse, kendini büyük, bilmeyenleri de hakir, aşağı görür. Onlardan her zaman saygı, hizmet bekler. Başkalarını aşağı gördüğü için, onların halinden endişeye düşer. Böyle kimseler ilmi arttıkça, daha çok tehlikeye düşer. Fakat tevazu ehlinin ilmi artarsa, tevazuu da artar. “Allah’tan ancak alimler korkar.” Ayeti kerimesi tevazu ehli alimleri bildirmektedir.
İlim silah gibidir. Düşman elinde zararı, dostun elinde faydası olur. Yani ilim kibirlinin kibrini, tevazu ehlinin tevazuunu arttırır. İlim yağmur gibidir. Yağmur temiz olarak yağar. Bitkilerin kökleri bu suyu emer, kendi vasfına çevrilir. Aynı yağmur suyu, biberi acılaştırırken, karpuzu tatlılaştırır. Temiz olan ilimde, kibirliyi azdırır, mütevazınında tevazuunu arttırır.
Kabul Ahbar’da: “Malın azdırdığı gibi ilim de azdırabilir.” Buyurmuştur. Az da olsa bir şey bilen insan cahillerin yanlışlıklarını görünce, ben onlar gibi değilim diye kendini beğenir. İlim sahibi de çoğunlukla, kendini cahilden üstün görür.
Alim kibirden ancak iki şeyi bilip, amel etmekle korunabilir:
1) Allah azze ve celle katında alimin mesuliyetinin daha fazla olduğunu bilmesidir. Çünkü günah olduğunu bilerek isyan eden ile, bilmeyerek o günahı işleyenin cezası elbette bir olmaz. Hadisi şerifte şu şekilde buyrulmuştur ki;
“Kıyamette bir din adamı getirilip cehenneme atılır. Cehennemdeki tanıdıkları ona, “Sen dünyada dinin emirlerini bildirdin. Niçin bu azaba düştün?” derler. O da “İnsanlara günahtır yapmayın” der, kendim yapardım. “Yapın” dediklerimi de yapmazdım. Bunun cezasını çekiyorum” der. (Buhari)
Miraç gecesi ateşten makaslarla kendi dudaklarını kesen insanlar gördüm. Bunların kim olduğunu Cebrail(as)’a sordum. “Kendilerinin yapmadıklarını “yapın” diyen vaizlerdir” dedi.(Müslim)
“Kıyamette en şiddetli azap, ilmi kendine fayda vermeyen din adamınadır.”(Beyhaki)
“Cehennemde azap çekenlerden bazılarının yaydıkları kötü kokular, diğerlerine ateşten daha fazla azap verir. “ Sen ne günah işledin ki, öyle pis koku çıkarıyorsun?” diye sorulunca, “Ben din adamı idim. Bildiklerimi yapmazdım.”” Der.
İblis, alim idi. Fakat ilmi ile amel etmedi. Dağda kalan kimsenin yanında, çeşitli silahlar bulunsa, bunları kullanmasını iyi bilse ve çok cesur olsa, kendine hücum eden aslana karşı kullanmadıkça faydasını görmez. Bunun gibi din bilginlerinden yüzbin mesele öğrense, bunları kullanmadıkça, faydalarını göremez. Bir hasta, derdine en faydalı ilacı bulsa, kullanmadıkça bir faydasını görmez.
Bilipte amel etmeyenler, Cuma Suresi 5.ayetinde eşeğe, Araf suresi 175-176. Ayetlerde ise köpeğe benzetilmiştir.
Ne zaman ki bir alim, cahile nisbetle kendini üstün görmeye başlarsa, içinde bulunduğu bu büyük tehlikeyi düşünmelidir. Bunu düşününce, cahile göre mevkii üstün olduğu gibi, tehlikesininde o nisbette büyük olduğunu anlar. Bu alim, hayatı tehlikede olan hükümdar gibidir.
Hükümdarı yakalayıp öldürecekleri zaman, “keşke bir hizmetçi olsaydım da bu tehlike ile karşılaşmasaydım” der. Nice alimler var ki kıyamette ilmi ile kibirlenmenin cezasını görünce, keşke cahil olsaydım diyecektir.
İşte bu tehlikeleri düşünmesi, alimi kibirden korur.
inşaAllah diğerlerini bir daha ki yazımızda yazmaya devam edeceğiz. Allah azze ve celle ilmi amel için öğrenen kullarından olmayı, kibirden korunmayı, takva kalkanını kuşanmayı nasip etsin inşallah…
Selam ve Dua ile…