sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 75 VE 79. AYETLER ARASI

SEYYİD KUTUB BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 75 VE 79. AYETLER ARASI
29.05.2019
568
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

İşte bu tablonun uyandıracağı umutsuzluğun ışığı altında yahudilerin hidayete erebileceklerini bekleyen, bu beklenti ile kalplerine iman aşılamaya, ışık sızdırmaya kalkışan müminlere dönülerek kendilerine bu girişimlerinden umut kesmelerini, bu beklentilerinden vazgeçmelerini telkin eden şu soruyu yöneltiyor:

 

75- Şimdi siz onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlar arasında öyle bir grup var ki, Allah’ın kelâmını işitirler ve anlamına akılları yattıktan sonra, onu bile bile değiştirirlerdi.

Haberiniz olsun ki, böylelerinin iman etmeleri beklenemez, umut edilemez. İman etmek için başka bir tabiat, başka bir yetenek gereklidir. Müminin tabiatı hoşgörülü, yumuşak, esnek, ışık huzmelerine açık, ezeli ve sonsuz kaynakla bağlantı kurmaya hazırlıklı olur. Yine bunlara ek olarak saf, duru, lekesiz, duyarlı, çekingen ve Allah’a saygılıdır. Bu Allah saygısı, onu yüce Allah’ın kelâmını duyup, ne demek istediğini anladıktan sonra değiştirmekten, yani bile bile ve inatla girişilecek bir tahrifçilikten alı koyar. Başka bir deyimle müminin tabiatı dosdoğrudur, bu tür tahrifçilikten ve kaypaklıktan çekinir.

Burada sözü edilen yahudi grubu, yüce Allah’ın kendilerine indirmiş olduğu gerçeklerden haberdar olan bilginler kesimi yani hahamlar ve din bilginleridir. O din bilginleri ki, yüce Allah’ın peygamberleri Hz. Musa’ya indirmiş olduğu Tevrat’taki kelâmını işittikten sonra tahrif ederler ya da onu asıl anlamından uzaklaştıracak biçimde yorumlarlar. Bu tahrifciliği, okuduklarını anlayamadıkları için değil, bile bile yaparlar. Bu işe onları sürükleyen faktör, şahsî ihtirasları, menfaat beklentileri ve sapık amaçlarıdır!

Kendi peygamberleri Hz. Musa’nın getirmiş olduğu gerçekleri tahrif etmekten çekinmeyen bu “din adamları”, Hz. Muhammed’in (salât ve selâm üzerine olsun) getirdiği gerçeklerden elbette yüz çevireceklerdi. Vicdanları bu ölçüde çürümüş, batılı bile bile inatla savunan kimselerin İslâm çağrısına karşı çıkmaları, onun karşısında zikzak çizmeleri ve onun hakkında türlü türlü yalanlar uydurmaları son derece normaldir!

 

76- Onlar müminler ile karşılaştıklarında “inandık ” derler. Fakat birbirleri ile başbaşa kaldıkları zaman “Rabbiniz katında aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi Allah’ın size açıkladıklarını onlara anlatıyorsunuz? Bunun yanlış olduğuna aklınız ermiyor mu?” derler.

Yani vicdanlarının çürümüşlüğüne gerçeği saklama ve Allah’ın kelâmını tahrif etme huylarına bir de iki yüzlülüğü, münafıklığı, aldatmacayı ve zikzak çizmeyi ekleyen bu adamların size inanacaklarını mı umuyorsunuz?

Bunlardan bazıları müminler ile karşılaştıklarında “inandık” yani “Hz. Muhammed’in peygamber olduğuna inanıyoruz” derler. Bu sözü, ellerindeki Tevrat’ta peygamberimizin geleceğini müjdeleyen açıklamalara, kendilerinin öteden beri peygamberimizin gelmesini beklemekte oluşlarına ve yüce Allah’ın yeni gelecek peygamber aracılığı ile kendilerini düşmanlarına karşı üstün çıkarmasını dilemelerine dayanarak söylüyorlar. İşte yukardaki ayetlerin birinde yer alan, “Daha önce kâfirlere karşı zafer kazanmak istedikleri halde” cümleciğinin anlamı budur.

Fakat birbirleriyle baş başa kaldıklarında, Müslümanlara, Hz. Muhammed’in -salât ve selâm üzerine olsun- Tevrat’ta haber verilen gerçek peygamber olduğunu söyleyen arkadaşlarını azarlıyor ve birbirlerine şöyle diyorlardı:

“Rabbiniz katında aleyhinizde delil olarak kullansınlar diye mi Allah’ın size açıkladıklarını onlara anlatıyorsunuz?”

Yani Müslümanlara vermiş olduğunuz bu bilgiler, onlar tarafından Kıyamet günü aleyhinizde delil olarak kullanılır.. Bunu söylemekle onlar, yüce Allah’ın sıfatlarından ve O’nun bilgisinin niteliğinden ne derece habersiz olduklarını bir kere daha ortaya koyuyorlar. Sebebine gelince; öyle sanıyorlar ki, yüce Allah kendilerine vermiş olduğu bilgiyi sadece kendi ağızları ile Müslümanlara anlattıkları takdirde aleyhlerinde delil olarak değerlendirir. Buna karşılık eğer bu bilgiyi gizli tutarlar, bu konuda ağızlarından bir şey kaçırmazlarsa, yüce Allah aleyhlerinde kullanacağı hiçbir delil bulamaz! Bunlardan daha tuhaf olanı da bu konuda birbirlerine “Bunun yanlış olduğuna aklınız ermiyor mu?” demeleridir. Kendisinden bu şekilde söz ettikleri “akıl” ve “düşünce” ne gülünç bir şeydir!

Böyle olduğu içindir ki, ayetlerin akışı içinde onların diğer sözlerinin ve davranışlarının anlatımına geçilmeden önce bu düşünce tarzlarının tuhaflığı vurgulanarak şöyle buyuruluyor:

 

77- Acaba onlar bilmiyorlar mı ki, Allah onların gizli tuttukları ve açığa vurdukları herşeyi bilir.

Yukardaki ayetlerin akışı içinde yahudilerin durumu müslümanlara anlatılmaya devam ediliyor. Şöyle ki; yahudiler iki kısımdır. Bir kısmını okuma-yazmasız cahiller oluşturur. Bunlar kendilerine indirilmiş olan kitaplarından hiçbir şey anlamazlar. Bu alandaki bütün bilgileri saplantılardan, zanlardan ve asılsız hayallerden ibarettir. Ahiret azabından mutlaka kurtulacakları, Allah’ın seçilmiş milleti oldukları, yaptıkları bütün kötülüklerin, işledikleri bütün günahların kesinlikle affedileceği varsayımları gibi.

Yahudilerin diğer bir kesimi halkın bu cahilliğini, bu okuma-yazmasızlığını istismar eden kimselerdir. Bunlar yüce Allah’ın kitabına iftira atarlar, Allah’ın kelâmını maksatlı yorumlara tabi tutarlar, kitabın, istedikleri hükmünü saklı tutup işlerine gelen taraflarını açıklarlar, kendileri tarafından yazılmış sözleri halk arasında yüce Allah’ın kitabından alınmış diye yayarlar. Bütün bunları da kâr, maddi kazanç sağlamak, sahip oldukları mevkileri ve liderlik konumunu korumak için yaparlar.

 

78- Onların içinde bir de ümmiler (okuma-yazma bilmeyenler) vardır ki, bunlar kitabı bilmezler. Bütün bildikleri birtakım asılsız kuruntulardır. Onlar sırf zanlara (saplantılara) kapılmışlardır.

79- Kendi elleri ile kitabı yazdıktan sonra karşılığında birkaç para elde etmek amacı ile, “Bu, Allah katından geldi ” diyenlerin vay haline! Ellerinin yazdığından ötürü vay başlarına geleceklere! (Yine) Kazandıkları paradan ötürü vay başlarına geleceklere!..

Gerek içlerindeki cahillerin ve gerekse gerçeği (cin gibi) bilenlerin hakkı kabul edecekleri, hidayet yoluna girecekleri, bizzat kendi kitaplarındaki, yollarına engel oluşturan bilgileri tahrif etmekten kaçınacakları nasıl beklenebilir? Bunların Müslümanlara inanacakları umulamaz. Onları bekleyen, mahvolmak ve acıklı azaptır. Kendi elleri ile yazarak yüce Allah’a attıkları iftiralardan ötürü yazıklar ve mahvolmalar olsun onlara! Bu iftiralar ve asılsız uydurmalar karşılığında elde etmiş oldukları maddî kazançlardan dolayı yazıklar ve mahvolmalar olsun onlara!

İlâhi adaletle bağdaşmayan, ilâhî geleneğin kanunları ile uyuşmayan, mantıklı davranış ve ceza kavramında yeri olmayan söz konusu asılsız hayallerinden biri de ne kötülük işlerlerse işlesinler mutlaka Allah’ın azabından kurtulacakları, Cehennem ateşinin kendilerine sadece birkaç gün dokunacağı, bu sayılı günlerin arkasından Cennet’e girecekleri sanısıdır. Bu ham hayali neye dayandırıyorlar? Neye dayanarak işi sağlama bağlamış gibi süre belirliyorlar? Sanki süresi belirli bir muahedeye, bir sözleşmeye dayanıyormuş gibi nasıl böyle kesin konuşuyorlar? Bu iddialar, cahillerin asılsız kuruntuları ile sahtekâr ilim adamlarının yalanlarından başka bir şey değildir. Bu gibi asılsız hayallere ancak doğru inanç sisteminden sapmış ve bu sapıklıkları uzun zaman devam ettiği için dinlerinin gerçek mahiyeti ile aralarında hiç bir ilişki kalmamış kimseler sığınabilir. Bu takdirde onların dilinde dinin sadece adı ve şekli kalır, içeriği ve özü ellerinden gider. Buna rağmen, halâ sırf sözde Allah’ın dinine bağlı oldukları iddialarına dayanarak bu tutumlarının kendilerini azaptan kurtarabileceğini sanırlar.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.