EBU’L A’LÂ MEVDUDİ BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 219 VE 224. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
219- Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: “Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından daha büyüktür.”(235) Ve sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: “İhtiyaçtan artakalanı.” Böylece Allah, size ayetlerini açıklar; umulur ki düşünürsünüz;
220- Hem dünya (konusun) da, hem ahiret (konusunda) . Ve sana yetimleri sorarlar. De ki: “Onları ıslah etmek (yararlı kılmak) hayırlıdır.(236) Eğer onları aranıza katarsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah bozgun (fesad) çıkaranı ıslah ediciden bilir (ayırdeder) . Eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı. Şüphesiz Allah güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.”
221- Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikâhlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikâhlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar,(237) Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.
222- Sana ‘kadınların aybaşı halini’ sorarlar. De ki: “O, bir rahatsızlık (eza) dır.(238) Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın.(239) Eğer temizlenirlerse, Allah’ın size emrettiği yerden onara gidin.(240) Şüphesiz Allah, tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.”
AÇIKLAMA
235. Bu, alkollü, sarhoş edici içkiler ve şans oyunları ile ilgili verilen ilk emirdir. Burada, ileride kesin yasaklamaya giriş teşkil edecek şekilde bunların kabul edilemeyeceği bildirilmektedir. Bu emrin ikinci aşaması, müminlere sarhoşken namaz kılmanın yasaklanmasıdır. En sonunda içki ve kumar tamamen haram kılınmıştır. (Bkz. Nisa: 43, Mâide: 90) .
236. Bu ayet nazil olmadan önce yetimlerin hakkının korunmasını emreden çok sert uyarılar yapılmıştı.
“Yetimlerin hakkını yiyenler, karınlarını ateşten başka bir şeyle doyurmuyorlar” yolundaki uyarılar müslümanları o kadar korkutmuştu ki, yetimlerin velileri, onlarla ayrı yemek yemeye başlamışlardı. Buna rağmen yine, de onların mallarından bir kısmının kendi malarına karışmasından ve Allah’ın bu sebepten dolayı kendilerini cezalandırmasından korkuyorlardı. Bu nedenle Hz. Peygamber’den (s.a) yetimlerle nasıl bir ilişki içinde olmaları gerektiğini ayrıntı ile açıklamasını istemişlerdi. Burada onlara iki tarafın çıkarına uygun olanı yapmaları ve aynı zamanda Allah’ın her şeyi bildiğini unutmamaları söylenmektedir.
237. Müminlerin müşriklerle evlenmelerinin yasaklanmasının nedeni “onların ateşe çağırması”dır. Yani bu tür evlilikler, müminleri şirk yollarına yöneltebilir. Çünkü karı-koca arasındaki ilişki sadece cinsel değil, aynı zamanda duygusal ve kültürel bir ilişkidir. Müslüman bir eşin müşrik bir eşi etkileyip onu, ailesini ve çocuklarını İslâm’a kazanması mümkündür. Fakat müşrik eşin müslüman eşi, ailesini ve çocuklarını şirk yollarına düşürmesi de aynı derecede mümkündür. Büyük bir ihtimalle böyle bir evliliğin sonucu olarak İslâm ve gayri İslâm aynı ailede gelişmeye devam edecektir. Bir gayri müslim bunu kabul edebilir; fakat bir müslüman kabul edemez. İslâm’a samimi olarak inanan bir kimse, sadece şehvetini tatmin etmek için böyle bir riske atılamaz. O kendisini veya en azından çocuklarını küfre, isyana ve şirke götürebilecek bir şeyi yapmaktansa arzularını bastırmayı tercih eder.
238. Arapça “eza” kelimesi hem hastalık, hem de pislik için kullanılır. Adet kanamaları sadece pislik değil, aynı zamanda hastalıktır. Adet kanamaları sırasında kadınlar sağlıktan çok hastalığa yakındırlar.
239. Kur’an, bu tip ince meselelerde çok dolaylı ve imâlı bir ifade kullanır. “Onlardan ayrılın” ve “Onlara yaklaşmayın” diye ifade edilen emirler, Yahudilerde, Hindularda ve diğer bazı toplumlarda olduğu gibi âdet kanaması boyunca kadınlara hiç dokunulmayacağı anlamına gelmez. Hz. Peygamber (s.a) bu emrin sadece, âdet boyunca onlarla cinsel ilişkide bulunulamayacağını kastettiğini bildirmiştir. Tüm diğer ilişkiler daha önceki gibi devam edebilir.
240. Arapça “emr” kelimesi kanuni bir düzenlemeyi kastetmez. Her insan ve hayvanda varolan ve herkes tarafından bilinen doğal içgüdüyü kasteder.
223- Kadınlarınız sizin tarlanızdır; tarlanıza dilediğiniz gibi varın.(241) Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak güzel davranışlar) takdim edin.(242) Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki elbette O’na kavuşucusunuz. İman edenlere müjde ver.
224- Bir de yeminlerinizi bahane ederek iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Allah’ı engel kılmayın.(243) Allah işitendir, bilendir.
AÇIKLAMA
241. Allah kadınları sadece erkeklerin hoşça vakit geçirmesi için yaratmamıştır. Kadınla erkek arasındaki ilişki, tarla ile çiftçi arasındaki ilişki kadar ciddidir. Çiftçi tarlasına sadece hoşlandığı için değil, onu ekmek ve ürün almak için de gider. Aynı şekilde bir erkek de karısına çocuk üretmek amacıyla yaklaşmalıdır. Allah’ın kanunu tarlanın ekilme metoduyla ilgilenmez; fakat, çiftçiden ekmek için başka yere değil, kendi tarlasına ve üretim için gitmesini ister.
242. Arapça kelimeler çok geniş anlamlıdır. Soyunuzun devam etmesi için çocuk yapmalısınız anlamına gelebilir. Aynı zamanda şu anlama da gelebilir: Çocuklarınızı doğru yolda eğitip yetiştirebilmek için birçok zorluğa katlanmalısınız. Bu ayette iki anlam da kastedilmiştir. Bu nedenle ikinci ayette müminler, bu vecibeleri yerine getirmediklerinde cezalandırılacakları konusunda uyarılıyorlar.
243. Sahih hadislerden öğrendiğimize göre eğer bir kimse bir şeyi yapmaya veya yapmamaya yemin eder, sonra da yemini bozmanın daha hayırlı olduğunu farkederse, yeminini bozmalı ve kefaretini vermelidir. Yemini bozmanın kefareti, on muhtacı doyurmak ve giydirmek, ya da bir köle azat etmektir. Eğer yemin eden kimse bunlara güç yetiremezse üç gün oruç tutmalıdır. (Bkz. Maide: 89.)