İKİNCİ KISIM SUÇLUNUN KASTINA GÖRE SUÇLARIN AYIRIMI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hikmetlerinin emsalsizliği akılları mağlup eden, delillerinin inceliği düşünceleri yenen, sanatındaki dehşet ve harikası inkârcılara mazeret bırakmayan ve delillerinin dilleri kâinatın kulaklarına ‘’ Allahtan başka hiç bir ilah yoktur’’ diye haykıran Allah’a hamdolsun. Salat ve selam da Efendimiz, Önderimiz ve Rehberimiz olan Hz. Muhammed(sav) ‘e, a’line, ashabına ve onun izinden giden ümmetine olsun
- Bu itibarla suçlar, kasıtlı ve kasıtsız suçlar olmak üzere iki kısma ayrılır.
- a) Kasıtlı suçlar:
Bu nevi suçlarda suçlu kişi, yasak fiili işlemeye kasıt besler, işlediği fiilin yasaklığını bilmektedir. Kasdi veya bilinerek işlenilen suçlardaki kasdın manası budur. Adam öldürme (katil) de kasdın daha özel bir mânası vardır. Yasak fiili ve neticeyi bilerek ve kastederek işlemek demektir. Eğer suçlu, neticeyi değil de yalnızca fiili kasdetmişse, o zaman öldürme fiili kasda benzer bir katildir. Bu durum beşeri ceza hukukunda ““ölüme müeddi müessir fiil”” olarak isimlendirilir. ( TCK md.451 ve 452’de ölüme müeddi müessir fiil ve sonuçları üzerinde durulmaktadır. Fiil kasden işlenilmiş fakat sonuç istenilmemiştir. Ona göre de biraz hafif bir ceza öngörülmüştür (m).)
- b) Kasıtsız suçlar:
Bu suçlarda, suçlu kişi, yasak fiili işlemeye niyetli ve istekli değildir. Fakat
hatası sonucu yasak fiil meydana gelmektedir. Hata da iki kısımdır. (Nihayetü’l-Muhtac, c.7/235. el-Muğni, c.9/320. Bedâiu’s-Sanâi, c.7/234. ez-Zeylai, Muhammed b.Abdilbâki, ez-Zeylai, c. 6/97, Bulak 1315. Ayrıca bu kitabın 284 ve 310. paragraflarına bakınız. )
1) Suçlu kişi, suça yol açan fiili kasdetmiş ama suçu kasdetmemiştir. Fakat bununla birlikte suçlu, hataen bunu işlemiş, neticeyi meydana getirmiştir. Fâil burada ya fiilin kendisinde hata etmiştir; şöyle ki, taşı bir hedefe atmak isterken, attığı taşın başka bir hedefe, bir kimseye isabet etmesi gibi. İşte burada fill kasden işlenilmiş, ama sonuç hiç istenilmemiştir. Ya da zannında hatalıdır; şöyle ki, fail gördüğü karartıyı hayvan zannederek ona atış yapar, ama o karartının insan olduğu ortaya çıkar ve onu öldürmüş olur. Bir askerin, uzaktaki bir cisme, düşman zannederek ateş açması, fakat vurulan o kişinin kendi asker arkadaşlarından birisi olduğunun ortaya çıkması… gibi. Bu durumlarda da suçlu suçu değil fiili kasdetmiştir. Fakat fiilinde veya zannında hatası sonucu suçu işlemiş olmaktadır.
2) Burada suçlu, suçu veya fiili kasdetmemektedir. Fakat fiil, ihmali, tedbirsizliği veya ihtiyatsızlığı neticesi vuku bulmaktadır. Meselâ uyuyan birisinin, yanında bulunan bir insan üzerine devrilerek onu öldürmesi, yolda bir kuyu kazan kişinin, gerekli tedbiri almaması sonucu yoldan geçenlerin o kuyu içerisine düşmeleri ve zarar görmelerine sebeb olması gibi. Kısacası dikkatsizlik, tedbirsizlik ve mesleğinde acemilik sonuçlarında suç fiillerine sebebiyet vermektedir.
- BU AYRIMIN ÖNEMİ
Suçların kasıtlı ve kasıdsız diye ikiye ayırt edilmesinin önemi iki yönden kendisini belli eder:
1) Kasıtlı suç; suçluda suç işleme niyeti ve kastının varlığını göstermektedir. Kasıtsız suçlarda ise, fâilin suç işlemeye meylinin olduğunu gösteren bir delil, işaret yoktur. Bunun sonucu olarak kasdi suçun cezası ağır, gayr-ı kasdi suçun cezası ise hafiftir.
2) Kasıt unsuru bulunmazsa veya cürmün kasdiliği ispatlanamazsa, o zaman suça, kasdi cürmün cezasını vermek de imkânsızdır. Kasıtsız suçta ise, yalnızca ihmâl veya tedbirsizlik için ceza verilir.
Bu taksim, beşeri hukukta da bilinmektedir. ( Meselâ TCK md. 448, 449 ve 450’de kasden adam öldürmeden, md. 451, 452 ve özellikle 455’de de hafif kasıd veya hatâen, tedbirsizlikle adam öldürme fiilleri ve cezalarından söz edilmektedir (m). )
KÛLÛ LA İLAHE İLLALLAH, TUFLİHÛ! (La ilahe illallah deyiniz, kurtulunuz! )
ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN