SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA EN’ÂM SURESİ 7. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
7- Eğer sana kağıda yazılmış, somut bir kitap indirmiş olsaydık da onu kâfirler elleri ile tutsalardı, “Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değil ” diyeceklerdi.
Bu hasta karakterlerin yüce Allah’ın ayetlerine yüz çevirmelerine yol açan faktör, bu ayetlerin doğruluklarını kanıtlayan delillerin yetersizliği ya da bu ayetlerin belirsiz anlamlı veya akıl karıştırıcı olmaları değildir. Onları bu olumsuz tavrı takınmaya sürükleyen asıl faktör, koyu bir kendini beğenmişlik ve kör inatçılıktır. İşin daha başında ısrarla benimsedikleri reddetme, inkâr etme, delillerle ilgilenmeme, hatta taraflarına bakmama tutumudur. Bu yüzden, eğer yüce Allah Kur’an’ı, Peygamberine onların işleyişini gözleri ile göremedikleri vahiy yolu ile değil de gözle görülebilen, elle dokunulabilen somut kağıt parçalarına yazıp gönderseydi, böylece onlar bu kağıtlara elleri ile dokunabilselerdi, onu sadece başkalarından dinlemek ya da okunan metinlerin yazılarını görmekle yetinmek zorunda kalınsalardı, bu gördükleri ve elleri ile dokundukları somut ilâhi mesajları yine onaylamayacaklar, kesin ve vurgulamalı bir dille şöyle diyeceklerdi.
“Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değildir”!
Çizilen bu karakter tipi arsız, iğrenç bir tiptir. Karşısındakilerde tiksinti ve düşmanlık duygusu uyandırır. Öyle ki, görenler hemen üzerine atlayıp onu ayakları altına almak isteyeceklerdir. Çünkü böyle bir karakterin sahibi ile ne tartışma yapılabilir, ne de kendisine kanıt ya da belge gösterilebilir.
İnsanlar arasında somut örneklerine sık sık rastlanabilen bu karakter tipinin, ayette böylesine net çizgiler ile tasvir edilmesinin başlıca amaçları şunlar olabilir:
- a) Bu portre, her şeyden önce Kur’an’ın ayetlerine karşı çıkanlara takındıkları olumsuz tutumun çirkinliğini, antipatikliğini, nefret uyandırıcılığını gösteriyor. Tıpkı asık, çirkin ve antipatik suratlı birinin karşısına geçip yüzüne ayna tutmak gibi. Adam suratını bu aynada görsün de antipatikliğinden utansın diye
- b) Bunun yanısıra bu portre müşriklerin sırt çevirmeleri ve kâfirlerin inkârcılıkları karşısında sıkıntıya kapılan müminlerin duygularını bileyici ve kalblerin gerçeklere daha kopmaz biçimde bağlayıcı bir etki bırakır. Bu etkinin olumlu katkısı sonuncunda müminler çevrelerini kuşatan inkârcılıklara, yalanlamalara, caydırma girişimlerine ve eziyetlere aldırış etmez olurlar.
- c) Bu portre, bize aynı zamanda, yüce Allah’ın engin toleransını, tarifsiz yumuşaklığını düşündürür. Sebebine gelince, bu inkârcılar ve sırt dönücüler bunca arsız ve yüzsüz bir inatçılığı ısrarla sürdürdükleri halde, yüce Allah onlara mühlet tanıyor; bir an önce cezalarını vermiyor.
Bunların hepsi Kur’an aracılığı ile müşriklere karşı savaş veren, mücadelelerini Kur’an’ın rehberliği altında yürüten o günün müslüman cemaatı için, düşmanlarına karşı birer silâh, bu kıyasıya çatışmada birer ileri adım niteliğinde idi.
Daha sonraki ayette bize müşriklerin bazı önerileri anlatılıyor. Bu öneriler mızıkçılıktan, inatçılıktan,. cehaletten ve düşünce yetersizliğinden kaynaklanıyor. Bu adamların gündeme getirdikleri başlıca öneri şudur: “Allah, peygamber ile birlikte bu dini tanıtma çalışmalarına katılacak, onun Allah tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu onaylayacak bir melek göndermelidir.”
Arkasından gelen ayette bu önerinin meleklerin yapısal özelliklerini ve onları dünyaya göndermeye ilişkin ilâhi geleneğin mahiyetini bilmemekten kaynaklandığı anlatılıyor. Bunun yanısıra bu öneriyi kabul etmeyen yüce Allah’ın bu yolla önerinin bilinçsiz sahiplerine karşı aslında merhamet göstermiş olduğu vurgulanıyor. Okuyoruz: