EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 19. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
19- İnsanlar, tek bir ümmetten başka değillerdi; sonra anlaşmazlığa düştüler.(25) Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.(26)
AÇIKLAMA
25. Lütfen (Bkz. Bakara. an: 230 ve En’am. an: 24)
26. Allah katında önceden belirlenmiş “kelime” şuydu: “Hakikat”, insani duyu alanına gizlenmiştir; ta ki insanın, sağduyusunu, aklını, şuurunu ve sezgisini kullanarak hakikatı kavrayıp kavramayacağı sınansın. Eğer bunu yapmazsa kendisine seçtiği yanlış yolda yürümesi için izin verilecek. İnsanoğlunun Hakikat konusundaki ihtilaflarının bugün de çözülememesinin nedeni budur.
Bunun zikredilmesinin nedeni de dünyadaki dinlerin farklılığı konusundaki yanlış anlamaları bertaraf etmektir.
O zamanlar insanların kafasında bu farklılıkla ilgili bir karışıklık vardı. Bugün de vardır. Diyorlardı ki, “farklı insanlar farklı dinlere uyarlar ve her dinin takipçileri yalnızca kendi dinlerinin hakikat olduğunu savunur. Peki, o zaman bir hakikat arayıcısı hangi dinin Hak din olduğuna nasıl karar verecek?” Cevap şudur: “Başlangıçta tüm insanlığın tek bir dini vardı ve bu din Hak dindi. Sonra insanlar bu dinden yüz çevirdiler ve kendilerinkinden farklı itikatlara kapıldılar. İmdi, eğer Allah isteseydi, Hakikat’ı ortaya çıkarır ve hak dini seçmeye sizi muktedir kılardı. Şunu iyi bilmelisiniz ki, böyle bir şey bu dünyada asla gerçekleşmeyecektir; zira akıl ve sağduyunuzu kullanarak, kendi kararınızı kendiniz vermek durumundasınız. Bu dünya hayatı bir imtihandır. Bakalım akıl ve sağduyunuzu kullanarak Hakikatı bulacak mısınız, bulamayacak mısınız?”