sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 45. VE 49. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 45. VE 49. AYETLER ARASI
20.05.2020
552
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

45- Gündüzün bir saatinden (53) başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi onları bir arada toplayacağı gün, onlar birbirlerini tanımış olacaklar. Allah’a kavuşmayı yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır.(54) Onlar hidayete ermiş de değildi.
46- Onlara vaadettiğimiz (azabın) bir kısmını sana gösteririz veya senin hayatına son veririz (de görmen ahirete kalır.) Onların dönüşleri bizedir, sonra Allah işlemekte olduklarına şahiddir.
47- Her ümmetin bir peygamberi vardır.(55) Onlara peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.(56)
48- Derler ki: “Eğer doğru sözlüler iseniz, bu belirttiğiniz süre (va’d) ne zamanmış?”
49- De ki: “Allah’ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiç bir şeye) malik değilim, her şey Allah’ın iradesine bağlıdır,(57) Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler.”(58)

AÇIKLAMA

53. Yani, “Ahiret hayatıyla tanışacakları ve bu dünyada geçirdikleri fani hayatın orada ebedi hayata zıt düştüğünü görecekleri zaman anlayacaklar ki, geçmiş hayatları, ahiret hayatının ebediliğine nisbetle bir hiç mesabesindedir. İşte o zaman dünya hayatının geçici zevkleri ve değersiz kazançları pahasına ebedi bir hayatı yağma etmenin ne büyük aptallık olduğunu anlayacaklardır.”
54. Hüsrana uğramışlardır; çünkü Allah’ın huzuruna çıkacakları ve inkarlarının sonucu olarak işlediklerinin hesabını verecekleri günü unutmuşlardır.
55. Buradaki ümmet kelimesi yalnızca bir kavim ve topluluk anlamına gelmez; aralarında yaşamıyor olsa bile kendilerine gönderilmiş bir peygamberin mesajını almış tüm insanları kapsar. Bundan da öte, bir peygamberin mesajı tahrife uğramadan kaldığı ve insanlar içinde o mesajın hakiki anlamını bilenler bulunduğu sürece o toplum o peygamberin ümmeti olarak sayılacak ve 47. ayetin gereğince aralarında adaletle hükmedilecektir. Bu mi’yara göre tüm dünya halkları Hz. Muhammed’in (s.a) ümmetidir. Ve Kur’an, bugün olduğu gibi orijinal ve tam şekliyle neşredildiği sürece bu böyle olmaya devam edecektir. Ayetin anlamını “Her ümmet için kendi içinden çıkmış bir peygamber vardır” değil de, “Her ümmetin bir peygamberi vardır” biçiminde belirlememiz, bu yüzdendi.
56. Yani, bir peygamberin mesajı bir kavme ulaştığında şunu öncelikle bilmeliler ki, artık mesuldürler ve bilmemek gibi bir mazeretleri olamaz. Bu hüküm onların üzerlerine tam bir adaletle verilecektir. Mesajı kabul edip de hayatlarını ona ayarlayanlar Allah’ın rahmetine mazhar olacak; inkar edenlerse hem bu dünyada hem de öbür dünyada yahut yalnızca ahiret’te uğrayacakları bir azaba düçar olacaklardır.
57. Yani, “Ben size, hakkınızdaki hükmü ben vereceğim ve bana inanmayanları azaba uğratacağım demedim ki? Dolayısıyla va’din ne zaman gerçekleşeceğini size söyleme makamında değilim. Va’d Allah tarafından gerçekleştirileceğine göre, hakkınızdaki hükmü dilediği zaman ve dilediği şekilde verecektir. Çünkü her şey O’nun iradesine bağlıdır.
58. Yani, “Allah, kendi tayin ettiği ecelin gelmesinden sonra birey ve toplumlar üzerinde hükümünü icra edecektir. Ve ecelin bir topluluk (ümmet) için ne zaman geleceğini yalnızca O bilir. Allah ceza ve mükafat vermede acele etmez. Mesajını bildirmek üzere peygamberlerini gönderdiğinde her birey ve topluluğa, mesajı anlaması, üzerinde düşünmesi ve yaşama tarzını ona uydurması için mühlet verir; ta ki tayin ettiği ecel gelinceye kadar… Bu süre bir topluluk için asırlar boyu da bitmeyebilir ve ne kadar devam edeceğini en iyi Allah bilir. Adalet üzere temellenmiş olan bu vade dolduğu zaman, ne birey ne de toplulukların artık nedamet getiremeyecekleri ecel gelir ve Allah hükmünü icra eder. Yargı vakti geldiğinde de artık ne bir saat öne alınır, ne de bir saat ertelenirler.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.