sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

ADÂVET KÜFRÜN TEMELİDİR 2 !

07.12.2018
926
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

ADÂVET  KÜFRÜN  TEMELİDİR 2 !

Hikmetlerinin emsalsizliği akılları mağlup eden, delillerinin inceliği düşünceleri yenen, sanatındaki dehşet ve harikası inkârcılara mazeret bırakmayan ve delillerinin dilleri kâinatın kulaklarına ‘’ Allahtan başka hiç bir ilah yoktur’’ diye haykıran Allah’a hamdolsun. Salat ve selam da Efendimiz, Önderimiz ve Rehberimiz olan Hz. Muhammed(sav) ‘e, a’line, ashabına ve onun izinden giden ümmetine olsun.

O Allah ki onun kendisine denk olabilecek ne bir dengi ne kendisine benzeyecek bir benzeri ne de yardımcı olacak bir ortağı vardır. O, kahredici gücü karşısında zorbaların boyun eğdiği bir Cebbardır. O, izzet ve şerefi karşısında haşmetli Kralların zelil düştüğü, heybeti karşısında bütün heybet sahiplerinin korkup boyun eğdiği ve yarattıklarının hepsinin, ister istemez kendisine itaatte teslim olduğu bir Aziz’dir.  İste Aziz ve Celil olan Allah, bu hususta şöyle buyurmuştur : ‘’Göklerde ve yerde olanlar, ister istemez Allah’a boyun eğerler. Gölgeleri de sabah akşam Allah’a boyun eğerler. [ Rad S. – 15 ] .Allah öyle bir Allah’tır ki, her varlık onun birliğine davet eder. Her hisseden şey, onun varlığını gösterir. Çünkü o, mevcudata ve hissedilen şeylere sanatının damgasını vurmuştur

Geçen yazımızda olduğu gibi bu yazımızda da İslam hukuku ile beşeri hukukun arasındaki uçuruma ve birbiri ile kıyaslanmaya çalışılmasındaki asılsız düşüncelerin çarpıklığına devam edeceğiz.

Baktığımızda İslam dininin cahili olan kişiler, onun hukukunun yetersizliği konusunda sahip bulundukları yanlış Kanaatlarını; düzenli, tarafsız bir incele ile değil, yanlış bir kıyasa, peşin bir önyargıya dayandırmaktadırlar. Çünkü onlara hep bir yüzyıldaki beşeri hukuk ile bir sonraki yüzyıl da meydana gelen beşeri hukuk arasında fark olacağı öğretilmiştir. İşte onlar kendilerine öğretilen aynı düşünce tarzıyla İslam fıkhını, yen modern kanunlarla kıyaslarken yanılgıya düşüyorlar ve bu karşılaştırmada şunu savunuyorlar: Nasıl ki, 18.asrın sonlarına kadar tatbik olunan eski kanunlar zamanımızda yetersizdir; tıpkı bunun gibi, birçok hükümleri 18.asrın sonlarına kadar uygulanan, ortaçağ boyunca bütün müesseseleri ile uygulanmış İslam hukuku da bugün için yetersizdir. İşte bu asılsız, tutarsız kıyaslarında çok büyük bir hata vardır. Her yönüyle tenkite açıktır. [ Mukayeseli İslam Hukuku ve Beşeri Hukuk – Abdulkadir Udeh C1 S24 Md12 ]

Hâlbuki Allah c.c. : 

‘’ Bugün, dininizi kemale erdirip üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Din olarak da size İslam’ı seçtim. Maide 3 ‘’ diyor.

Şehid Seyyid Kutub bu ayetin tefsirinde şunları zikretmektedir ‘’ Bir müminin, bu dinin eksik olduğu vehmine kapılarak, onu tamamlamaya kalkışması, bir kusur bularak onu gidermeye çalışması zaman ve mekâna uygun olarak değiştirmeye veya geliştirmeye yönelmesi mümkün değildir. Böylesi bir durumda, o, Allah’ın doğru sözlülüğünü kabul etmemiş ve Müslümanlar için seçtiğini beğenmemiş olduğundan bir mümin olamaz.
İnsanı yaratan Allah(cc) , yarattığını da en iyi bilendir. Allah insanı yaratmış –ki O ne yarattığını çok iyi bilir- ve ona bu şeriatı içeren bu dini seçmiştir. ‘’Dünkü şeriat, bu günkü şeriat değildir ‘’ denemez. Çünkü bu durumda kişi, insanın ihtiyaçlarını ve durumlarını Allah’tan daha iyi bildiğini iddia etmiş olur. ‘’ [ Şehid Seyyid Kutub – Fizilali’l Kur’an ]
A)İslam Hukuku ile modern hukuk sistemleri arasında ki kıyas hatası
Burada kıyasta bulunanların temel yargıları (hataları) ; insan yapısı kanunlarla insanların yaratıcısının gönderdiği İslam dini ve hukukunu eşit görmeleridir. Onlar böyle bir teşebbüsle, yer ile gökyüzünü, insanların yaratıcısı ile insanları kıyaslama da bulunuyorlar. Akıl sahibi bir varlık, kendisini Rabbısı ile yeryüzünü gökyüzüyle nasıl kıyaslar, nasıl bir karşılaştırmada bulunabilir?
Hata; özelliklerine ve çok büyük ağırlığın bulunmasına rağmen, İslam hukukuyla modern hukuku bir ve eşit saymalarıdır. Herbirinin çıkış kaynağı, birbirinden ayırt edici özellikleri gözden geçirirsek bu ayrılığın boyutlarını, nisbetlerini görebiliriz.  [ Mukayeseli İslam Hukuku ve Beşeri Hukuk – Abdulkadir Udeh C1 S24 Md13 ]
B) İki Farklı Şey Arasında Kıyas Yapılamaz
Mademki, İslam dini ve hukuku kaynakları ve özellikleri farklı bir durum arz ediyor, o halde insan yapısı kanun ve sistemler ile aralarında bir mukayesede bulunmak da imkânsızdır. Çünkü kural olarak, kıyasa konu olacak şeyler arasında bir eşitlik ve benzerliğin bulunması gerekir. Eşitlik yoksa kıyas da yoktur. Kıyas yanlış ve hükümsüzdür. .
İslam dini ve hukuku ile vaz’i(insan yapısı)  kanunlar arasında bir eşitlik bulunmadığına göre, görüşlerini bu iki ayrı kaynaklı hukukun kıyasına dayandıran ve İslam Hukukunun zamanımızda yetersizliğini söyleyenlerin böyle bir kıyası da batıldır, iddiaları gerçek dışıdır. Sebebi ise, yanlış bir noktadan hareket edenlerin kıyaslarının, yine yanlış bir sonuca ulaştırmasındandır. [ Mukayeseli İslam Hukuku ve Beşeri Hukuk – Abdulkadir Udeh C1 S24 Md14 ]
Zaten kıyası dahi yapılamayacak durumda olan İslam hukuk ve beşeri hukuk arasında sayılamayacak kadar birbirinden ayıran özellik mevcuttur. Fakat İslam hukukunun bugünkü hukuk sistemlerinden ayrıldığı üç esaslı özellik vardır. :

I) Tamlık

İslam tam ve eksiksizdir. Modern hukukta rastlanılan hukukun temel ilkelerinin tamamı ve diğerleri, ihtiyaçlarına yetecek her türlü nazariye ve ilkelere sahiptir.

II)Yücelik

İslam’ın kural ve ilkeleri, semavi olması, Allah(cc) tarafından gönderilmesi sebebiyle, sürekli olarak cemiyetten üstün, yüce ve ilahi kaynaklıdır. Cemiyetin seviyesi ne kadar yükselirse yükselsin, ilke ve nazariyeleri bu mukaddesliği sürekli olarak korumaktadır.

III)Süreklilik ve Devamlılık

İslam, esas itibari ile değişmezliğe (sabitliğe) , devamlılığa, istikrara, sahiptir. Yıllar değişse, zamanlar geçse de temel hükümler değişiklik kabul etmez. İslam her zaman ve her yerde ve toplumda yeterliliğini korur, korumaya çalışır.
Bunlar İslam dinin esaslı özellikleridir. Çeşitlerine rağmen hepsi de sonunda bir esasa dayanıyor. O esas, İslam’ın ve düzeninin Allah katından gönderilişi, Allah’ın yapısı oluşudur. Eğer Allah katından olmasaydı tamlık, kudsiyet ve süreklilik özelliklerini taşımazdı. Çünkü bu vasıflar her yönüyle sürekli olarak yaratıcının yarattıklarında bulunur. [ Mukayeseli İslam Hukuku ve Beşeri Hukuk – Abdulkadir Udeh C1 S32 Md19 ]

Yazımız İnşAllah bir sonraki bölümde de devam edecektir.

Yazdıklarımızın doğrusu İslam’ın hatası ise bizimdir. Allah(c.c.) Hakkı hak bilip Hakka sarılan, Batılı batıl bilip batıldan uzaklaşanlardan eylesin. Âmin.

KÛLÛ LA İLAHE İLLALLAH, TUFLİHÛ! (La ilahe illallah deyiniz, kurtulunuz! )

 ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.