sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

ADİ SUÇLARLA SİYASİ SUÇLARIN FARKI

29.10.2020
927
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd alemlerin Rabbi, Maliki, ölümü ve hayatı biz kullarının hangisinin daha iyi amel işleyeceğini belirlemek için yaratan, bizlere çeşitli ibretler ve öğütler ile yolunu gösteren Allah (cc)’a aittir.

  1. ADİ SUÇLARLA SİYASİ SUÇLARIN FARKI

 

İlk günden beri İslâm hukuku, âdî suçlarla siyasî suçları birbirinden ayırmıştır. Fakat İslâm hukuku bu ayırımda, toplumun varlığının, yararının, güvenliğinin ve asâyişinin korunmasını nazarı dikkate almış, göz önünde tutmuştur. İslâm, muayyen siyasî şartlarda işlenen bazı âdî suçları siyasî suç saymış, fakat her siyasî gaye ile işlenmiş suçu siyasî suç saymamıştır.

Siyasî suç mahiyeti itibariyle âdî suçtan farksızdır. Her ikisi de mevzu, çeşit ve vasıtalarda birleşmekte, fakat suç âmillerinde ve sâiklerinde birbirinden ayrılmaktadır. Siyasî suçlar, siyasî amaçları gerçekleştirmek için işlenmekte veya suç sâikleri (âmilleri) siyasî mahiyet taşımaktadır. Esasen âdî suçların sâikleride olabilir. Bunu yasaklayan herhangi bir hüküm de yoktur. Şu halde bazan âdî suç, siyasî suçla karışmaktadır. Bu bakımdan iki suçu birbirinden ayırmak büyük önem taşımaktadır.

 

  1. SİYASİ SUÇ NE ZAMAN SÖZ KONUSUDUR?

 

Siyasî suç, normal şartlarda meydana gelmez, işlenmez. Gaye ve sâikleri ne olursa olsun, âdî hallerde ve şartlarda meydana gelen suç, âdî suçtur. Öldürme, alelâde durumlarda işlendiği takdirde, meselâ kâtil siyasî maksatla devlet başkanını, öldürme suçu yine âdî suçtur. İsterse kâtil kişi politikayla uğraşan birisi olsun. Madem ki öldürme normal şartlar ve durumlarda işlenmiştir, hükmü böyledir. Meselâ Abdurrahman b. Mülcem, siyasî bir gayeyi gerçekleştirmek için halifesi Hz. Ali’yi öldürdü ve Abdurrahman, hâricîlerden olduğu halde, öldürme fiili âdî bir suç sayılmıştırÜÖ). Bu bizzat Hz. Ali’nin ve ondan sonra da İslâm hukukçularının kabul ettiği görüştür. Halife Ali, oğlu Hz. Hasan’a “Onu iyi bağlayın, eğer yaşarsam ben kanımın velisiyim, eğer ölürsem bana vurduğu gibi ona vurun” demiştir. Eğer öldürme âdî bir öldürme olmasaydı, Hz. Ali kendisini kanının velisi saymazdı. İsterse affeder, isterse kısas icrâ ettirirdi. Kendisine vurulduğu gibi Abdurrahman b. Mülcem’e vurulmasını oğlu Hz. Hasan’dan istemezdi(37).

Siyasî suç, ancak anormal şartlarda, ihtilâl, iç isyan ve savaş halinde yurttaşlardan bir grup devlete karşı ayaklanırsa, devletle devlete karşı gelen grup arasında bir savaş çıkarsa, işte o zaman söz konusudur. Ancak ihtilâlci ve savaşçılarda siyasî suçun var olması için belirli şartların bulunması gerekir. Eğer bu Şartlar yoksa, ihtilâl veya isyan hali mevcut değilse, meydana gelecek suçlar siyasî suç mahiyetinde değildir. O zaman bunlar âdî suç mahiyetindendir.

  1. SİYASİ SUÇLAR

 

İslâm hukuku ıstılahında siyasi suç “el—Bağy”, siyasi suçlular “el-Buğat”

veya “el-fietü’l-Bağiye“ şeklinde isimlendirilir. Fakihlerin tanımına göre. “Buğat” uygun bir te’vil ile devlet başkanına karşı (38) ayaklanan, güç ve kuvveti olan topluluk (39) veya “Devlet başkanı veya naibine karşı şu iki şeyden birisiyle muhalefet eden. Başkaldıran bir Müslüman topluluğudur”:

  1. Üzerine vecibe (temel görev) olan zekatı, Allah veya kula (40) müteallik bir dini hükmü yerine getirmemek. meşru bir surette iş başında bulunan devlet reisi veya nâibine (ehlu’l-hall ve’l-akd) bîat eylediklerine itaatte bulunmayı reddetmek. Böyle bir itaatin mâna ve mahiyetine inanmamak, aldırmamak. Başkalarının inanmasına, itaatine mâni olmak. Devlet reisine itaat de. Eğer imam (devlet başkanı) hazırsa el ile (tokalaşma gibi). Hazır değilse itaat altına girdiğine dair şahit göstererek olur. Bu durum, su rivâyete göre bir bakıma devlet başkanının hakkıdır: “Biat etmeden ölen, İslâm gelmeden önce (cahiliyyet döneminde) ölen insan gibi ölmüştür. (41)

 

  1. Devlet başkanını görevden almak için kendisine muhalefet etmek (42) devlet başkanı haksızlık yapsa da ona karşı bu şekilde davranmak, fiilen isyana kalkışmak, cephe almak yasaktır(43).

 

Fakihler, devlet başkanına karşı ayaklanın grubu “Buğât” olarak isimlendirirken, onun aleyhine ayaklanmayan diğer gruba da “Adâlet Ehli” adını vermektedirler.

 

 

36) Hariciler, Halife Ali’ye karşı cephe almış ve onu halifeliğe uygun bulmayan bir gruptur.

37) EŞ-Şerhu’l—Kebîr, c.10/52.

38) Devlet başkanı veya devletin en büyük mülkî âmiri.

39) eş—Şerhu’l-Kebîr, c.10/49.

40) Allah’a müteallik (kamu hakkıyla ilgili) hükümler âmme menfaatlerini, kula müteallik (kul ile ilgili) hükümler ise, fertlerin menfaatlerini korumak için konulmuş hükümlerdir.

41) Müslim, imâre 58.

42) Dört mezhebe hakim görüş; zulüm, fasıklık ve vecibeleri yerine getirmemekle devlet başkanının görevinden atılmayacağı şeklindedir. Binaenaleyh azletmek, yerine bir başkasını getirmek için aleyhinde ayaklanmak gerekmez. Çünkü imam aleyhinde ayaklanmak istikrarsızların, fitne ve fesadın çoğalmasına, isyancıların fazlalaşıp yurttaşlarının durumlarının, huzur ve güvenlerinin bozulmasına sebep olur. dört mezhebin, azınlıkta kalan hukukçularına göre ise azli ettiren bir sebep bulunduğunda millet, devlet başkanını azledebilir. Devlet başkanı, fasıklık, zulüm ve haksızlıkları engellemek, vecibeleri yerine getirmeme sebeplerinden dolayı azledilir. Devlet reisi, Müslümanların mallarının zarar görmesine, din işlerinin bozulmasına sebep olduysa, millet onu azledebilir ve işlerinin intizamı, dirlik ve düzeni temini için devlet başkanlığı azli, bir karışıklığa yol açmadığında halifenin azledilmesi fikrindedirler. İmam Malik’in şöyle dediği rivayet olunur: “Kim Abdülaziz oğlu Ömer gibi bir devlet başkanı aleyhine harekete geçip yetkilerini almak isterse, insanların, devlet başkanından yana olup onu savunmaları gerekir. Ama devlet başkanı onun gibi olmazsa bu gerekmez; her ikisini de kendi hallerine bırak, Allah Teala, zalimden, zalim ile intikamını alsın!..” Bak, Şerhu’z-Zurkani. C.8/60. İbni Abidin, Haşiyetü İbni Abidin, C.3/429, Mısır 1307. El-Ahkamu’s-Sultaniyye, s.14, el-İkna, c.4/392

43) Şerhu’z-Zurkânî, c.8/60.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.