AKİDEMİZ

AKİDEMİZ

Hamd, sena ve övgülerin en güzeli, ezelde ve ebedde var olan, lutfuyla kainatı ve bizleri yaratıp var eden, sayısız nimetlerle yaşatan ve rahmetiyle doğru yolu gösteren Allah (cc.)’a mahsustur.

Salat ve selam da, alemlerin Rabbi tarafından sevilen, insanların ise tanıyıp, idrak edebilme nisbetînce sevebildikleri, efendimiz, önderimiz, rehberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) ya, a’line, ashabına ve O’nun yolunu izlemeye çalışan ümmetinin üzerine olsun.

AKAİDİN TANIMI : Akaid, akîde kelimesinin çoğuludur. Akîde, akd kökünden türemiştir. Akd ise düğümlemek, bağlamak anlamına gelir. Buna göre akide, bağlanılan, sağlam bir şekilde inanılan, düğüm atmışçasına kesinlikle gönülden kabul edilen şey anlamını taşır.

İtikad kelimesi de akd kökünden türemiş olup kalpten bağlanma, kesin olarak karar verme, inanma anlamına gelir.

Terim olarak akaid, İslâm dininde inanılması ve kalben kabul edilmesi gereken konulara verilen addır. “Akaid” terimiyle kastedilen iman esaslarıdır. Akaid ilmi denilince akla, iman esaslarından bahseden ilim gelir.

Kısaca inanılan ve kalben bağlanılan şeylere Akaid denir. Hz. Adem (as)’dan Hz.Muhammed (sav)’e kadar inanılması ve reddedilmesi gereken şeyleri bizlere haber veren kıyamete kadar değişmeyecek inanç esaslarına Akaid denilir.

Akaid bütün amellerden üstündür. Kişinin amellerinin makbul olabilmesi için sağlam bir inanca sahip olması elzemdir.

Gerçek hürriyet, ancak iman sayesinde gerçekleşir. Tevhidî imana sahip olamayanlar; maddeye, eşyaya, mala, çevreye, dünyaya, zaaflara, şeytana, tâğutlara, egemen güçlere, nefse, hevâ ve hevese… görünmez zincirlerle bağlı ve bağımlıdırlar; özgür değillerdir. Kölenin kölesi, kulun kulu, âcizin emrindeki zavallıdır onlar.

İslâm’da dinin temellerini oluşturan akîde sistemi¸ insanla Allah arasındaki bağı kurar. Bu kuvvetli bağ, insanı Allah karşısında sorumlu bir varlık hâline getirir ve hayatını hangi amaç doğrultusunda yaşayacağını gösterir.

En önemli gayelerinden biri, yukarıda belirtildiği gibi, İslâm inancını her türlü sapık ve yıkıcı fikirlerden, bâtıl düşünce ve hurâfelerden korumaktır. Ayrıca inandığı halde bazı şüpheleri olan insanları bu şüphe ve tereddütlerinden kurtarmaktır.

Allah cc ile bağımızın sağlam olması, sağlam bir inançla gerçekleşir. Sahabenin Allah cc ile bağı çok güçlüydü. Birçok işkence ve sıkıntılara karşı sabretmeleri, mallarından ve canlarından Allah cc için vazgeçmeleri bu bağın güçlülüğüne dayanıyordu. Akidenin temel kaynağı olan Kur’an ve Sünnet ile bağımızın çok güçlü olması, karşılaşılacak imtihanlara karşı sabrımızı güçlendirecektir. Bağ zayıfladıkça imtihanları aşmak zor olacaktır. Rabbimizle bağımızı sımsıkı tutup, şu kısacık hayatta ki imtihanları güçlü bir şekilde aşabilmeyi Rabbim hepimize nasip etsin. (AMİN)