sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Alimleri Bile Etkilemiş Peki ya SENİ (!)

11.04.2021
624
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Alemlerin Rabbine hamd olsun. Salat ve selam peygamberimiz Hz. Muhammed(sav)’e, ailesine, ashabına ve tüm müminlerin üzerine olsun.

Ebu Vehb el-Mervezi şöyle demiştir: Abdullah ibni Mübarek’e “Kibir nedir?” diye sordum. “İnsanları aşağılamaktır” dedi. “Kendini beğenmişlik nedir?” diye sordum. Bu soruma da “Sende olanın başkasında olmadığına inanmaktır. Namaz kılanlarda gördüğüm en kötü haslet de budur.” Diye cevap verdi.

Bu mesele bize anlatıyor ki kibir sahibi kendisini her zaman başkasından farklı ve üstün görür. Hiç kimseye boyun eğmek istemez. Bu istek öylesine ilerler ki, yerlerin ve göklerin mutlak hakimi olan Allah’a itaat etmeye karşı durma noktasına kadar varır. Bazen bu kişilerde kibirden vazgeçme hissi uyanır, ancak kibir buna müsaade etmez.

“Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.” Alak Suresi /6-7

Kibirli kimse toplumun daima kendisine önem vermesini ve kendisini ön plana çıkarmasını ister. Ancak toplum bunu yapmadığında bu sefer bunu kibir ile ispatlamaya çalışır. Öyle ki eksiklerini örtmede çok dikkatli davranır, aksi takdirde bu eksiklikler ortaya çıkar. Ancak kibirliliği kendisini açığa çıkarır, insanlara kötü hasletlerini gösterir ve insanlarda bir merak duygusu uyandırır, gerçekten nasıl bir kimse olduğunu araştırmalarını sağlar. Dolayısıyla çevresindeki insanlar kendisini tanırlar ve küçük görmeye başlarlar.

Aslında kibirli kimse, tevazu göstererek, insanlara iyi davranarak, bilmediği şeyleri konuşmayarak, hata yaptığı yerlerde özür dileyerek, iddialaşmayarak ve gerçek olmayan şeylerde ısrarcı davranmayarak nefsinin ayıplarını gizleyebilir.

Başkalarının göstermiş olduğu aşırı tevazu da kibre sebep olabilir. Başkalarının kişiye karşı gösterdiği tevazu, insanın kendi nefsini geliştirmesini engeller. Bu davranışlar sonucunda kişi kendisini diğer insanlara karşı üstün görür. Şeytan kibirli kimseye başkalarından üstün olduğunu fısıldar. Sonuç olarak kişi kendinden başkasını küçük görmeye başlar.

Bir sebebi de insanın kendisine verilen nimetlere bakarak, Allah’ın kendisine nimet vermediği kişiler için zaten kendilerinin layık olmadığını, bu nimeti kendisinin hak ettiğini düşünmesidir. Kibirli kimse, kendisini çok yükseklerde görerek başkalarını tahkir etmektedir.

İnsan kendini bilgili olarak gördüğünde hemen kendini yüksek, başkalarını hakir ve cahil görmeye başlıyor. Bu sebeple alimleri dahi çok çabuk etkiliyor. Esasen ilim sahibinin kibirli olmasının iki sebebi vardır:

Birincisi: Kendisinin meşgul olduğu ilim, aslında ilim değildir. Çünkü gerçek ilim kişinin kendini ve dolayısıyla Rabbini bilmesidir. Bu da insanı Allah korkusuna, kibir olmayan tevazuya sevk eder. Allah(cc) şöyle buyurmaktadır;

“Kulları içinden ancak alimler(ahiret alimleri), Allah’tan(gereğince) korkarlar. Şüphesiz Allah daima üstündür, çok bağışlayandır.” Fatır suresi /28

İkincisi: ilim öğrenmeye kötü bir nefisle ve kötü bir ahlakla başlamak, ilimle iştigal ederken öğrenilen bilginin kibir kaynağı olmasına yol açar. İlimde yeni olan bazı öğrencilerin, hocalarıyla kendilerini bir tutmaları ve “ onlar alimse bizde alimiz” şeklinde konuşmalar da kibrin çeşitlerinden biridir. Ya da günümüzde en çok görülen versiyonu kaç senede anlatıcı olunur gibi düşünceler de ilimle istenilen hedefin gerçekleşmemesinden kaynaklanıyor.

Rivayet edilir ki Abdullah bin Mübarek Horasan’a geldi ve bölgenin takva sahibi olarak bilinen bir zatını ziyaret etti. İçeri girdiğinde adam kendisinin yüzüne bile bakmadı. Abdullah bin Mübarek yanından ayrıldı. O kişinin yanındakiler “Bu adamın kim olduğunu biliyor musun?” diye sordular. Adam “hayır” diye cevap verince, “bu kişi hadiste müminlerin emiridir, o Abdullah bin Mübarek’tir” dediler. Adam üzüldü ve hemen Abdullah bin Mübarek’i yakalamak için hızlıca çıktı. Olanlardan dolayı özür diledi ve “Ey Abdullah bin Mübarek, beni affet ve bizleri aydınlat” dedi. İbni Mübarek “Tamam her evinden çıkışında kimi görürsen, onun senden daha hayırlı bir insan olduğunu düşüneceksin” dedi.

Dikkat edilirse İbni Mübarek o adamın kendisini beğenmiş bir kimse olduğunu anladığı için bu sözleri sarfetti. İşte kibirli kimsenin hali bundan ibarettir. Ancak selefi salihinin her biri şöyle derdi:

“Eğer ben Arafat dağında olmasaydım, oradakilerin hepsinin günahı bağışlanırdı.”

Mümin insan yaptığı işi hep küçük görür ve nefsini küçümser. Ömer bin Abdulaziz’e “Öldüğünde seni Rasulullah(sav)’in yanına defnedelim dediler. Ancak o, “ Benim Allah’ın karşısında şirk hariç büyük günah yüküyle çıkmam bile, oraya defnedilmeye nefsimi layık görmekten daha sevimli gelir” diye karşılık verdi.

Rabbimizden bizleri tevazu sahibi olanlardan kılmasını, kibir ve benzeri kötülüklerden uzak tutmasını niyaz ediyoruz.

Kıpırdama bizden, Tevfik Allah’tan.

Velhamdulillahi Rabbilalemin.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.