sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Allah (cc)’nun El Hasib Sıfatı

Allah (cc)’nun El Hasib Sıfatı

Hasib: kökünden gelen feilun vezninde mübalağa ifade eden bir lafızdır. Kelime olarak; hesap etmek, saymak, ölçmek, takdir etmek, saygın olmak, şerefli olmak, sanmak (kati olarak bilmek), yetmek, kafi gelmek, hesaba çekmek, hesabı görmek gibi manalara gelir.

Yüce Allah’ın sıfatı olarak el-Hasib; kulların bütün yaptıklarını söz, fiil ve davranış olarak en iyi bilen, muhafaza eden ve kullarını -hesaba çeken demektir. Diğer bir manayla el-Hasib; şeref ve

onur özelliklerine ve bütün üstün niteliklere sahip olan hiçbir eksiği ve kusuru olmayan demektir ki bu zat ancak Yüce Allah’tır.

Cüz’i olarak, kullar da hesap eder ve bilirler ancak noksan bilirler ve hesap bittikten sonra bilirler. Fakat Allah (c.c) için böyle değildir. O her şeyi ezelden bütün detaylarıyla, başlangıç ve sonuçlarıyla hakkıyla bilen ve hesap edendir. O’nun bilgisi, olacak bir şeye bağlı olarak duraklamaz.

“Hasib” ism-i şerifi Kur’an-ı Kerim’de 5 defa geçmekte. Ayrıca yedi defa da “Hesabı çabuk görendir” manasına gelen “seriul­hisab” şeklinde geçmektedir. Bu ifadeler içerisinde azamet cemisiyle Kur’an-ı Kerimde bir ayet-i kerimede geçmektedir. Okuyalım:

,

وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا وَإِن كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ

Ve kıyamet günü öyle doğru, öyle hassas teraziler kurarız ki, kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmaz, bir hardal tanesi kadar bile olsa, her şeyi tartıya sokarız. Hesap görücü olarak, kimse bizden ileriye geçemez.”( Enbiya Suresi: 47)

Günahların acısını hisseden, gaybı bilenin kendilerini hesaba çekeceğini ve bütün ayıplarını sayıp kaydettiğini kesin bilgiyle bilen kalp ehli kimseler, henüz dünyada iken amel tartılarını kurar ve kendilerini hesaba çekerler. İşledikleri hataları ortaya koyar, sonra da ortağından düşmanlıkla ayrılan bir ortak gibi kendilerini sıkı bir şekilde hesaptan geçirirler. Böyle bir ortak, sevdiği bir şeyi diğeri için terk etmeye razı olur mu? Susuzluk anında ona kendi suyundan bir yudum su verir mi? İşte böyle sıkı hesap nedeniyle bu kimselerin günahları, hafif bir esintinin bile düşürdüğü kuru ağaç yaprakları gibi sayfalarından dökülür. Hesap gününde hesap vermek üzere geldiklerinde amel sayfaları tertemiz bir şekilde parlar. Harfler ve manalar sayfayı aydınlatır. Çünkü daha önce sıkı bir denetimden ve ince bir hesaptan geçmiştir. Bu yüzden hesapları, sorgulanmak için değil; sadece Allah’a arz içindir. Bu nedenle her insan kendisini ağır hesaptan kurtarmak için çalışmalı, Allah’ın belirlediği sınırlara dikkat etmeli, ahiretteki hesabının hafif olması için daha bu dünyada iken kendisini hesaba çekip yanlışlarını düzeltmelidir.”( Kurtubi, el esna fi şerhil esmail husna, 1/209-210)

Yüce Allah (c.c), Kur’an-ı Kerim’de şöyle. buyuruyor:

 

وَكَأَيِّن مِّن قَرْيَةٍ عَتَتْ عَنْ أَمْرِ رَبِّهَا وَرُسُلِهِ فَحَاسَبْنَاهَا حِسَابًا شَدِيدًا وَعَذَّبْنَاهَا عَذَابًا نُّكْرًا

Nice memleket (halkı) Rabbinin ve peygamberlerinin emrinden çıkıp azdı da, biz onları şiddetli bir hesaba çektik ve görülmedik bir azabla kendilerini azablandırdık.( Talak Suresi: 8)

Yüce Allah kullarının gizli-aşikar, maddi- manevi, dünyevi ve uhrevi bütün sözlerini, fiillerini, hallerini sevaplarıyla ve günahlarıyla bilir, başlangıcından sonuna kadar bütün mikdarlarının hesabını ezelden bilmiş olduğu halde cezalandırmada ve mükafatlandırmada da bizzat kafidir, ortağı yoktur ve hiçbir şeye muhtaç değildir. Dilediğinin karşılığını ahirete tehir eder, dilediğine dünyada karşılık verir, dilediğine de hem dünyada hem de ahirette karşılık verir.

Yüce Allah’ın el-Hasib ism-i şerifiyle alakalı olarak okuduğumuz bu iki ayeti kerime ile iktifa edip bu hususta bir de hadis­i şerif okuyalım:

Hureys İbnu Kabisa (radıyallahu anlı) anlatıyor: “Medine’ ye geldim ve: “Ey Allahım! Bana salih bir arkadaş nasib et!” diye dua ettim. Derken Ebu Hureyre (radıyallahu anh)’nin yanına oturdum. Kendisine: “Ben, Allah’a bana salih bir arkadaş nasip etmesi için dua ettim. Bana, Resulullah’tan işittiğim bir hadis söyle! Olur ki Allahu Teala hazretleri ondan faydalanmamı nasib eder!” dedim. Bunun üzerine dedi ki: “Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’m şöyle söylediğini işittim: “Kıyamet günü, kişi amelleri arasında önce namazın hesabını verecek. Bu hesap güzel olursa kurtuluşa erdi demektir. Bu hesap bozuk olursa, hüsrana düştü demektir. Eğer farzında eksiklik çıkarsa Rab Teala hazretleri: “Bakın, kulumun (defterinde yazılmış) nafilesi var mı?” buyurur. Böylece, farzın eksikleri nafile (namazları) ile tamamlanır. Sonra, bu tarzda olmak üzere diğer amelleri hesaptan geçirilir. “( Tirmizi, Salat 305; Nesai, Salat 9)

İnsanların dünya hayatı boyunca sevaptan-günahtan, küçük­ büyük bütün yaptıkları zayi olmadan tamamen amel defterine kabul olunur. Yapmış olduğu ibadetlerin sevapları ve yapmadıkları ibadetlerin günahları ile haramların günahları hepsi “Kiramen Katibin” melekleri tarafından yazılır. Hesap edilir ve kul tüm yaptıklarından hesaba çekilir. Allah’ın El-Hasib ismini bilmenin faydaları pek çoktur. Bunlardan en önemlisi; kişinin hesap gününde hesaba çekilmeden önce kendi nefsini hesaba çekmesidir. Ameller tartılmadan önce kullar amellerini tartıp Yüce Allah’ın buyurduğu o büyük güne hazırlık yapmasıdır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.