ALLAH(C.C.) MUTLAK ADİL OLANDIR
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Alemlerin Rabbi olan Allah azze ve celle’ye sonsuz hamdü senalar olsun. Son Peygamber Hz. Muhammed (sav)’e Ehline, Ashabına ve Tüm Mü’minlere Salat ve Selam olsun.
İmam Azam; Biz Allah’a layık olduğu şekilde kulluk yapamayız. Ancak emrettiği şekilde kulluk yapabiliriz.
Allah’ın kullarına emrettiği ilk esas ise Tevhid’dir.
“Ey insanlar sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz ki Allah’ın azabından korunabilesiniz” (Bakara 21)
Kulluk ancak yaratana yapılır. Yaratma konusunda nasıl ki aklımıza ilk gelen ‘Allah’ oluyorsa ve ikinci bir varlık akla gelmiyor ihtimal dahi vermiyorsak sevgide itaatte ibadette de Allah’ın dışında ikinci bir varlığa yer vermemektir. Tevhidi işte Allah’ın azabından korunabilmenin yegane yolu budur.
“İnsan kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi akıtılan meniden bir damla su değil miydi?” (Kıyamet 36-37)
Bu iki ayete dikkat edin! Kendisini başıboş zannedenlere bir birey olmadan önceki durumları hatırlatıyor. Bir damla su iken seni başıboş bırakmayan Allah’ın seni yeryüzü halifesi olarak yaratıpta sonra başıboş (kanunsuz nizamsız) bırakacağını nasıl düşünebilirsin.
“Şüphesiz biz insanı karmaşık bir damla sudan yarattık onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık. Artık ya şükredici olur ya da nankör.” (İnsan 2-3)
Bu dünya insan için bir imtihan yeridir. Burada bulunmamızın gayesi budur. Ömür ise bu imtihanın süresidir. Bu süre içinde insan muhayyer bırakılmıştır. Peki hangi konuda muhayyerdir. Şükretme (İman ve itaat) noktasında ve nankörlük (isyan, küfür) noktasında muhayyerdir.
Allah Teala insana hidayet ve dalalet yollarını göstermiştir. Bu iki yoldan birini insan hür iradesiyle seçebilir fakat yapmış olduğu tercihin sorumluluğu tamamen kişinin kendisine aittir. İmtihanın sonucu dünyada değil ahirette açıklanacaktır. İşte o gün Allah’a iman eden Allah’ın otoritesine ve hükmüne boyun eğen malı ve canı ile İslam uğruna çalışan dünya zevklerini terkederek ahirete talip olan Mü’minler ile Allah’ın hakimiyetini tanımamış Allah’ın hükümlerini hiçe sayan tekrar dirilmeyi hesabı ahireti inkar eden kafirler elbette ayrılacaktır. Allah Teala ahireti inkar eden kafirler elbette bu ikisini bir ve eşit tutmayacak. Her iki tarafa da hak ettiği karşılığı verecektir. O vaadine sadıktır. Asla zulmetmez.
“Yoksa biz iman edip salih amellerde bulunanları, yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlarla bir mi tutacağız.” (Sad 28)
“Yani sizler iyi bir insan ile kötü bir insanın sonunun aynı olacağını mı sanıyorsunuz? Şayet ahirette ceza ve mükafat olmayacaksa bunun Allah’ın adaletine aykırı düşeceği açıkça ortadadır.” (Mevdudi)
Allahu Teala adildir. Daima adaleti emreder ve adalet ile yaşanmasını murad eder. Bu muradı ilahi de kulların imtihanı gereği dünyada bir emri ihtiyaridir. Ancak ahirette en hassas bir şekilde adli ilahi tahakkuk edecektir.
Nefsimiz şeytan ya da şeytanın dostları bizi sakın ‘Allah affeder’, ‘O çok merhametli’ diye aldatıp kandırmasın.
“Bilin ki Allah’ın cezası çetindir. Ve Allah çok bağışlayandır çok merhamet edendir.” (Maide 98)
Bu ayette Allah Teala’nın hem cezalandırmasının çok şiddetli olduğu hem de bağışlama ve merhametinin çok olduğu birlikte zikredilmektedir.
Yani evet Allah(cc) çok şefkatli ve çok merhametlidir. Ama aynı zamanda şirk koşan suçlu günahkarlara karşıda Şedidul İkab’dır. “O gün Allah’ın edeceği azabı kimse edemez.” (Fecr 24)
Dünya hayatında Allah Teala Rahman isminin bir tecellisi olarak hem kafiri hem Mü’mini rızıklandırmakta ve ihtiyacı olanı onlara vermektedir. Fakat ahirette durum böyle olmayacak. O gün Allah’ın Rahmeti sadece Mü’minleri kapsayacaktır.
İşte bu Rahmetin kapsamı içine girmek istiyor isek bu ancak Allah’ı Tek İlah kabul edip İslam’ın hükümlerine teslim olmakla olur. bunu şu ayetle anlamaya çalışalım.
“Şüphesiz iman edenler hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler işte onlar Allah’ın Rahmetini umabilirler. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.”(Bakara 218)
“Bu indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Şu halde ona uyun ve korkun. Umulur ki esirgenirsiniz.” (En’am 155)
Allah Teala’nın insanların dünya ve ahiret saadetini temin etmeleri adına indirmiş olduğu bu kitabın helal ve haramlarını, emir ve yasaklarını kimler dikkate alır hayatlarında buna göre yaşarlarsa Allah(cc) onlara merhamet edecek. (İnşaAllahuRahman)
Kimlerde bu Kur’an’dan yüz çevirir buna uymaz ise bunlarda inkar ve isyanlarından dolayı şiddetli azab vardır.
“İşte bu size vaad edilen cehennemdir. İnkarlarınız sebebiyle bugün oraya girin” (Yasin 63-64)
Dikkat ederseniz cehenneme girmeleri inkarları sebebiyledir. Ve kafirlerin cehennemden çıkmaları söz konusu değildir.
“Onlar ateşten çıkacak değillerdir.” (Bakara 167)
“Şüphesiz ayetlerimizi yalanlayanlardan ve onlara karşı büyüklenenler onlar için göğüm kapıları açılmaz ve halat (yada deve) iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete giremezler. Biz suçlu, günahkarları işte böyle cezalandırırız.
Onlar için cehennemden yataklar ve üstlerinde de örtüler vardır. Biz zulme sapanları işte böyle cezalandırırız.”(Araf 40-41)
Bu azabın Allah’ın Rahmetine aykırı olduğunu sanan kimselerin bu zanları doğru değildir. Onlar bu inkarları sebebiyle buna layık olduklarına göre azab edilmeleri niçin O’nun Rahmetine aykırı düşsün. Adalette Rahmetin bir parçasıdır. Adalet ise kafirlere Mü’minlerin bir olmaması şeklinde tecelli eder.
Hiçbir çaba ve mücadele olmaksızın Allah’ın Rahmetini ummak akıl karı değildir. Kişi bu şekilde ancak kendi kendisini aldatmış olur. “Allah’a ve Peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin” (Al-i İmran 132)
“Ey insanlar işte size Rabbinizden bir öğüt kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve Rahmet (olan Kur’an) geldi.” (Yunus 57)
“Kıyamet günü nereye gitmek istiyorsanız hazırlığınızı ona göre yapınız.” (Ömer bin Abdulaziz)
Elhamdulillahi Rabbil Alemin