sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Allah(cc)’nun El Mukit Sıfatı

Allah(cc)’nun El Mukit Sıfatı

Mukit: Mazisi kökünden gelen mübalağa manasını içeren bir ism-i faildir. Kelime olarak; azık vermek, geçindirmek, rızık vermek ve zahire vermek gibi anlamlara gelir.

Yüce Allah (c.c)’ın sıfatı olarak el-Mukit; yarattıklarım rızıklarındıran, her şeye gücü yeten, önceden takdir etmiş olduğu rızkı kulun ihtiyacı anında veren, kullarına her yaptığının karşılığını veren, kulların yaptıklarına şahid olan, gözetip koruyan, kullarına mükafat veren demektir.

El-Mukid ism-i şerifi ile er-Rezzak ism-i şerifleri arasında mana bakımından çok yakın bir alaka vardır. Ancak aralarında ince bir farklılık mevcuttur. Er-Rezzak ismi kullarına sadece rızık veren manasına gelirken el-Mukit ise Yüce Allah (c.c)’ın kullarına vermiş olduğu rızkı önceden takdir edip zamanı geldiğinde bu takdirin ölçüsünde veren demektir. El-Mukit ism-i şerifinin tecellisiyle kullar hayatı boyunca rızıklanırken hiç kimse kimsenin rızkından hiçbir şey yiyemez, hiç kimse rızkını tamamlamadan da ölmez.

Yüce Allah (c.c)’ın el-Mukit ism-i şerifi Kur’an-ı Kerim’de bir ayet-i kerimede geçmektedir. Onu okuyalım.

 

مَّن يَشْفَعْ شَفَاعَةً حَسَنَةً يَكُن لَّهُ نَصِيبٌ مِّنْهَا وَمَن يَشْفَعْ شَفَاعَةً سَيِّئَةً يَكُن لَّهُ كِفْلٌ مِّنْهَا وَكَانَ اللّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ مُّقِيتًا

Kim güzel bir şefaatte bulunur, ona, o şefaatten bir pay vardır. Kim de kötü bir şefaatte bulunursa ona da (günah ve suç bakımından) bir hisse vardır. Allah, her şeyi görüp gözeten, karşılığını veren ve her şeye gücü yetendir.( Nisa Suresi: 85)

Yüce Allah (c.c) kullarının rızkını verip doyurmakla beraber, kulun çalışması daha men edilmemiş, bilakis İslam Dini’ne göre gerekli görülmüştür. Bu durumda bir tezat yoktur. Zira tedbir takdiri bozmamakla beraber kul tedbir almakta sorumludur. Kul Allah (c.c)’a karşı kendi vazifesini yapacaktır. Rızık endişesiyle kulun harama girmesi, haram yollara başvurması kesinlikle yasaktır. Ayrıca kulun rızık endişesiyle az çocuk sahibi olma düşüncesi ve inancı da caiz değildir. Çünkü bu durum dahi Yüce Allah (c.c) tarafından men edilmiştir. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır.

 

وَلاَ تَقْتُلُواْ أَوْلادَكُمْ خَشْيَةَ إِمْلاقٍ نَّحْنُ نَرْزُقُهُمْ وَإِيَّاكُم إنَّ قَتْلَهُمْ كَانَ خِطْءًا كَبِيرًا

Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır.( İsra Suresi: 31)

Yüce Allah (c.c) rızkı bizzat kendisi veriyor ve her canlının rızkını vereceğini yine bizzat kendisi taahhüt ediyor. Buna göre insanların rızık endişesiyle haram yollara başvurması, Allah (c.c)’a isyan etmesi ve yine bu endişeyle tağuti sistemlere karşı itikadında, istikametinde ve amellerinde taviz vermeye çalışması affedilemez bir suçtur. Takdir Allah (c.c)’ındır, Yüce Allah dilediğine bol dilediğinin de rızkını kısar. Bütün bunlar kulların imtihanının bir gereğidir.

El-Mukit ism-i şerifi ile alakalı hadis-i şeriflerden bir tanesini okuyalım.

İbnu Ömer (radıyallahu anlı) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Aziz ve celil olan Allah, bir insanı helak etmek istedi mi, ondan önce hayayı çeker alır. Hayası bir kere gitti mi sen ona artık herkesin nefretini kazanmış bir kimse olarak rastlarsın. Herkesin nefretini kazanmış olarak rastladığın kimseden emanet çekilip alınır (artık o, güvenilmeyen, kuşkulu kişidir). Kişiden emanet (güven) çekilip alınınca ona artık hep hain ve herkesce hain bilinen biri olarak rastlarsın. Ona hep hain ve hıyanetle bilinen biri olarak rastladın mı, sıra ondan merhametin çekip çıkarılmasına gelmiştir. Ondan rahmetin çıkarıldığı vakit artık ona (Allah’ın rahmetinden) kovulmuş, lanetlenmiş olarak rastlarsın. Ona sen kovulmuş, lanetlenmiş olarak rastlayınca ondan İslamiyet bağı çözülüp atılır.( Tirmizi, Ahkam 8)

Kul rızkını ararken iyi davranmak zorundadır. İyi davranmaktan maksat, helal yollardan rızkını temin edip yine helal yollara tasarruf etmektir. Çünkü kazancın keyfiyetinden kıyamet günü sual olunacağı gibi tasarrufun keyfiyetin de -ve dünyada bıraktıklarından da hesaba çekilecektir. Bir ülkede rızkı temin etmenin helal olan yolları kapatılıp harama zorlanırlarsa orada yaşayan bütün Müslümanların üzerinde cihad, farz-ı ayn olur. Yani insanların faize zorlandığı, sistem tarafından kumara teşvik edildiği, ibadetlerden taviz vermek suretiyle çalışma şartlarının düzenlendiği güçlülere, temel gıda maddelerinde ihtikar ve stok imkanlarının verildiği ve Müslümanlara sakal kesmek, sünnet kıyafetlerini terk ve namaz vakitlerinde kısıtlama getirilen bir ortamda Müslümanların bu baskıdan kurtulmaları için helal yollardan rızkını temin etmek ve Müslümanca yaşamak imkanlarına sahip olmak maksadıyla, birlik ve beraberlik içerisinde tağuti güçlere karşı cihad etmeleri farzdır.

Başka bir manada “el-Mukit”, güçlü ve kuvvetli olandır. Buna göre Mukit ismi Allah’ın zati bir sıfatıdır. Mukit, azık veren anlamında olduğunda ise, tıpkı Vehhab ve Rezzak isimleri gibi Allah’ın fiili sıfatları arasında yer alır.( 378 Kurtubi, el esna fi şerhi] esmail husna, 1/ 273)

Her Müslüman, kulların ihtiyacını Allah (c.c)’tan başka kimsenin karşılamadığını, bütün ihtiyaçları karşılayan, nimet veren, azık ve rızık verenin Allah ( c.c) olduğunu bilir ve inanır. Bu inanca sahip olan bir kişi gücü yettiğince yalan-uzak, güçlü-zayıf demeden muhtaç olan insanların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.