sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Allah(cc)’nun El Vehhâb Sıfatı

Allah(cc)’nun El Vehhâb Sıfatı

Vehhab: kökünden gelen, mübalağalı ism-i fail sığasında esma-i ef’alden olan bir kelimedir. Lugatta; çok çok veren, karşılıksız bağış yapan, bolca tasarruf eden manalarına gelir.

Yüce Allah’ın ismi olarak el-Vehhab; gayb hazinelerinden bol bol veren odur, hiç bir karşılık olmaksızın nimetler bağışlayıcı, daima verici manasını ifade eder. Çok fazla ihsan eden, çeşit çeşit nimetleri daima bağışlayandır.

Yüce Allah’ın el-Vehhab ism-i şerifi Kur’an-ı Kerimde 3 yerde geçmektedir. Her üçü de Yüce Allah’a hastır. Bunlardan bir tanesini okuyalım;

 

رَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ

Ey Rabbimiz, bize hidayet verdikten sonra kalplerimizi eğme ve bize katından rahmet ver. Sen karşılıksız verensin.( Al-i İmran Suresi: 8)

Karşılıksız olarak hibe etmek, nimet vermek ve ihsanda bulunmak ancak Allah (c.c)’a hastır. Kullar da bazen hibe eder, lakin kullar hibesinde şahısdan maddi bir karşılık beklemeseler dahi bir teşekkür veya takdir edilmeyi beklerler veya başkalarının bunun farkına vararak kendileri için iyi bir kanat oluşmasını beklerler. Bütün bu beklentiler olmasa dahi mükafatını ve sevabını Allah (c.c)’tan beklediği için yapar, Allah inancı olmayan kimseler dahi merhametinden dolayı bazı kimselere hibe etseler ya yine insanlar arasında kendisi için iyi bir kanaatin hasıl olmasını ümid eder. Veya kendisinin yada yakın çevresinin başından geçen hadisat ömründe bir defada olsa kendisini etkilemiştir, onun hatırası için hibe eder.

Yüce Allah’ın Vehhab isminin tecellisi olan hibe, kulların yaptığından çok çok farklıdır. Zaten kullar Allah’ın nimetlerinin şükrünü karşılık olarak eda etmeye takat getiremezler. Hatta değil şükrünü ifa etmek sayılarını bile saymaya güç yetiremezler. Karada, denizde, havada, hayvanların rızıklarını kendilerine veren, onlara hayat bahşeden, insanlara akıl veren, kendisine isyan edenlere bile dünyada nimet veren, Yüce Allah’ın hibesi ile başkasının hibesini karıştırmak yada mukayese etmek mümkün müdür.?

Vehhab ismi geçmese de o ismin manalarını tefsir sadedinde ifade eden bir hadis-i şerif okuyalım.

Ebu İdris el-Havlani, Ebu Zerr (radıyaUahu anh)’den anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam), aziz ve celil olan Rabbinden naklen anlattığına göre, Rabb Teala şöyle buyurmuştur:

“Ey kullarım! Ben nefsime zulmü haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Öyleyse birbirinize zulmetmeyin.

Ey kullarım! Hidayet verdiklerim dışında hepiniz dall ( doğru yoldan sapmışlar)sınız, Öyleyse benden hidayet isteyin de sizi hidayet edeyim!

          Ey kullarım! Benim yedirdiklerim hariç,    hepiniz

açlarsınız. Öyleyse benden yiyecek isteyin de size yiyecek vereyim!

Ey kullarım! Benim giydirdiklerim hariç hepiniz çıplaklarsınız! Öyleyse benden giyinme talep edin de sizleri giydireyim!

 

Ey kullarım! Sizler gece ve gündüz hata işliyorsunuz. Ben ise bütün günahları affederim. Öyleyse benden mağfiret talep edin de sizleri bağışlayayım.

Ey kullarım! Bana zarar verme mevkiine ulaşamazsınız ki bana zarar veresiniz! Bana fayda sağlama mertebesine de ulaşamazsınız ki bana menfaat sağlayasınız.

Ey kullarım! Şayet sizlerin öncekileri, sonrakileri; insi olanları, cinni olanları hepsi de sizden en muttaki bir insanın kalbi üzere olsaydınız, bu benim mülkümde hiç bir şeyi zerre miktar artırmazdı.

 

Ey kullarım! Eğer sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insi olanlarınız, cinni olanlarınız sizden en facir bir kimsenin kalbi üzere olsaydınız, bu benim mülkümden zerre kadar bir eksiklik hasıl etmezdi.

Ey kullarım! Eğer sizlerin öncekileri ve sonrakileri insi olanları, cinni olanları bir düzlükte toplanıp bana talepte bulunsaydınız, ben de her insana istediğini verseydim, bu, benim nezdimde olandan, iğnenin denize batırıldığı zaman hasıl ettiği eksilme kadar bir noksanlık ancak meydana getirirdi.

Ey kullarım! Bunlar sizin amelleriniz, onları sızın için sayıyorum. Sonra bunların karşılığını size ödeyeceğim. Öyleyse sizden kim bir hayırla karşılaşırsa Allah’a hamd etsin. Kim de hayır değil de başka bir şey bulursa, kendinden başka bir şeyi levmetmesin (kınamasın, başına geleni kendinden bilsin). “( Müslim, Birr 55; Tirmizt, Kıyamet 49)

Okumuş olduğumuz bu kudsi hadis tekrar tekar okunup Yüce Allah’ın üzerimizdeki nimetini hatırlamak suretiyle O’na hakkıyla şükredemediğmizi bilip kulluk vazifemizi ve şükrümüzü daha ziyade artırmaya çalışmamız gerekir.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.