sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

Allah(cc)’nun En-Nâfi Sıfatı

Allah(cc)’nun En-Nâfi Sıfatı

 

Nafi: kökünden türeyen ism-i faildir. Kelime olarak; fayda veren ve faydalı olan demektir.

Allah’ın sıfatı olarak en-Nafi’; mahlukata hayır ve menfaat verici şeyler yaratan, yarattıklarına faydalı olan, dilediğine huzur, nimet, sıhhat, bolluk veren, müminlere ahiret hayatında mükafat verendir.

Allah’ın en-Nafi’ ism-i şerifinin aynı lafızla ifade olunduğu Kur’an-ı Kerim’de bir ayet-i kerime yoktur. Ancak fiili ismi olarak aynı manayı içeren ayetler mevcuttur. Bunlardan bir tanesini yukarıda geçtiği gibi okumakla iktifa edelim.

 

سَيَقُولُ لَكَ الْمُخَلَّفُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ شَغَلَتْنَا أَمْوَالُنَا وَأَهْلُونَا فَاسْتَغْفِرْ لَنَا يَقُولُونَ بِأَلْسِنَتِهِم مَّا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ قُلْ فَمَن يَمْلِكُ لَكُم مِّنَ اللَّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ بِكُمْ ضَرًّا أَوْ أَرَادَ بِكُمْ نَفْعًا بَلْ كَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا

 

“Bedevilerin (savaştan) geri bırakılanları sana, “Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah’tan bizim için af dile” diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: “Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, O’na karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”( Fetih Suresi: 11)

En-Nafi ism-i şerifi Yüce Allah (c.c)’ın fiili isimleri arasında yer almaktadır. Hakikatte yararlı olup mahlukata yarar sağlayan ancak O’dur. Aslın zararla faydayı birbirinden ayırt ettirip zararlıdan sakındırarak faydayı seçme iradesini veren de faydayı halk edende Allah (c.c)’dır. Yüce Allah’ın izni olmadan hiç kimse kimseye fayda sağlamayaz. İnsanların birbirlerine sağladıkları faydalar da insanın faaliyeti izafidir. Esasen faili hakiki ve her şeyin halıkı Allah (c.c)’dır.

Yukarıda da izah edildiği gibi Yüce Allah’ın zarar verme kudretini ifade eden isimleriyle beraber en-Nafi ismi zikredilmeden dua etmek caiz değildir. Ed-Dar isminin yanında en-Nafi ismi, Allah’ın gazabının yanında rahmetini ifade eden isim gibidir. Nasıl ki Allah’ın rahmeti gazabından çok ise en-Nafi isminin tecelliside ed-Dar isminin tecelisinden daha ziyadedir.

Yüce Allah’ın en-Nafi ism-i şerifi ile ilgili olarak bir ayet-i kerime okumakla iktifa ettikten sonra aynı isimle alakalı olarak bir tanede hadis-i şerif okuyalım.

Ebu Musa Abdullah İbnu Kays el-Eş’ari (radıyallahu anh) anlatıyor: “Hz, Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: “Allah’ın benimle gönderdiği ilim ve hidayetin misali, bir araziye düşen yağmur gibidir. (Bilindiği üzere), bazı araziler var, tabiatı güzeldir, suyu kabul eder, bol bitki ve ot yetiştirir. Bir kısım arazi var, münbit değildir, ot bitirmez, ama suyu tutar. Onun tuttuğu su· ile Cenab-ı Hakk insanları yararlandırır: Bu sudan kendileri içerler, hayvanlarını sularlar ve ziraat yaparlar. Diğer bir araziye daha isabet eder ki, bu ne su tutar ne ot bitirir. Bu temsilin biri Allah’ın dininde ilim sahibi kılınana delalet eder, böylesini Allah benimle göndermiş olduğu hidayetten yararlandırır; yani hem öğrenir, hem öğretir. Temsilden biri de, buna iltifat etmeven Allah’ın benimle gönderdiği hidayeti hiç kabul etmeyen kimseye delalet eder. “( Buhiiri, İlm 20; Müslim, Fedail 15)

Allah (c.c) cenneti yaratmadan cehennemi yaratmamıştır.

Yüce Allah evvela rahmetiyle tecelli ediyor, mahlukatı yoktan var ediyor, onlara nimetler veriyor, akıl, irade ve ilim veriyor, faydalıyla zararlıyı birbirinden seçecek idrakı verdikten sonra, yine de Allah’ın emrine uymayıp isyan edenlere, fayda yerine zararlı olup zarar verenlere Allah ( c.c) azap ederken, bunların dışında bütün mahlukata ise Allahu Teala asiler de dahil olmak üzere sayısız nimetler verip bil hassa itaatkarlara ebedi saadet gibi faydaları vermektedir.

İslam alimlerinin ekseriyeti Yüce Allah’ın ed-Dar ismi ile en­Nafi’ isimleri beraber zikretmişlerdir. Bunlardan bir misal verelim.

“Dünya hayatı da ahiret hayatı da yarar ve zarar arasında taksim edilmiştir. Buna göre cennet sırf yarar, cehennem de sırf zarardır. Dünyada gerçekleşen zarar, ahiret için bir yarara dönüşebilir. Bu durumda bu dünyadaki zarar, mecazi anlamdadır. Eğer dünyadaki zarar, ahiret için de bir zarar ise bu durumda zarar, gerçek anlamdadır. Aynı şekilde dünyadaki bütün iyilik ve yararlar da mecazi veya gerçek anlamdadır. Gerçek yarar, sana ahiret hayatında da yarar sağlayan ve seni daha yüksek makamlara çıkarandır. Bu yüzden dünyada iken sana yarar sağlayan şeylerden ahiret için de fayda çıkarman ve kalbini bu amaca yöneltmen gerekir. Bunun için Allah’ın sana sağladığı yararlardan sen de başkalarını yararlandırmalı ve buna aracı olmalısın. Bu yararları sadece kendine saklayıp cimrilik etmemelisin. Yaptığın iyilik ve başkalarına sağladığın yararlarla, ahiret için kendine yarar sağlamış olursun. Böylece bu yararlar, yarın Allah katında senin şefaatçilerin olur. “( Kurtubi, camiul Ahkamil Kuran, cilt: l sh;352-354)

Yüce Allah’ın en-Nafi’ ism-i şerifini bilen kişi bütün yararların istisnasız meydana gelmesinin tüm yetkilerinin ancak Allah’tan olduğunu kabul eder. Allah’ın düşmanlarına zarar Allah’ın dostlarına yarar sağlamaya çalışır. Kendisinin dahi yapmış olduğu yararın Allah’ın en-Nafi’ isminin tecellisi olduğunu hiçbir zaman unutmaz.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.