sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

ALLAH’IN RAHMETİ

07.05.2018
867
A+
A-

ALLAH’IN RAHMETİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Âlemleri örnekleri yokken yaratan Kendisinden başka Rab ve İlah olmayan öldürecek, diriltecek ve hesaba çekecek olan Allah c.c’a mahsustur. Salat ve selam müminlerin önderi, yaşayan Kur’an Hz. Muhammed (sav)’,aline, ashabına onları takip eden muvahhidlerin üzerine olsun inşallah.

Hiç şüphesiz insanın Rabbine karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmesi Yüklenmiş olduğu emanete sahip çıkabilmesi ve ona riayet edebilmek adına şeytan aleyhillanenin tuzak ve girişimlerine karşı mücadele verebilmesi Âlemlerin Rabbi Allah c.c’ı gereği gibi tanımasının zaruretini de ortaya koyar.

İnsan Rabbini yalnızca affedici olması yönüyle tanımak ister ve azabından habersiz olmak nefsine daha hoş gelir. Tabiki de Allah c.c. affedicidir ancak yalnızca bunu düşünüp ona kulluğumu yapmasam da kurtulabilirim şuurunda hareket etmek şeytanın insan üzerinde oynamış olduğu oyunlardan biridir ki Allah c.c bizleri hayat rehberimiz kur’an da bu noktada uyarmaktadır.

Ey insanlar, Rabb’inizden korkun ve babanın, çocuğuna yaptığından ceza görmeyeceği, çocuğun da babasının yaptığından ceza görmeyeceği bir günden çekinin. Allah’ın vaadi gerçektir. Dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.” (Lokman 33)

Müminin, Allah’ın Rahmetini ümit etmek ve O’nun azabından korkmak (Beyne’l-Havf Ve’r-Recâ) arasında olması gerekir.  Kişide korkunun belirtisi yasaklananlardan kaçınması, ümit belirtisi ise emredilenleri yapmasıdır.

Her besmele çektiğimizde de yine O’nun merhamet sıfatları olan Rahman ve Rahim sıfatlarını zikrediyoruz ki RAHMAN; yaratmış olduğu canlı cansız bütün mahlûkata rahmetinin ifadesidir. Allah c.c’ın taşların ve kayaların içinden otlar ve ağaçlar yetiştirdiğini görürüz işte bu ona Allah’ın rahmetinin bir ifadesidir. Ona bir yol gösterir ve o, o yoldan Allahın dilediği şekilde büyür ve gelişir.

Rasulullah (sav) “Dünyanın Allah katında sivrisi sinek kadar değeri olsaydı, kafire ondan su içirmezdi.” Buyuruyor. Ancak şu iyi bilinmelidir ki kendisine isyan içinde yaşayan, şirk koşan kimseler Allah’ın nimetlerinden hala istifade edebiliyorlarsa bunun sebebi Allah’ın RAHMAN sıfatındandır.

RAHİM; ise mahşer yerinde yalnızca müminlere has sıfatıdır. Hesap gününde müminlere has merhametinin ifadesidir.

Said b. Müseyyeb’in rivayetine göre Ebu Hureyre diyor ki:

Rasulullah (sav)’in şöyle buyurduğunu işittim:

“Allah rahmeti yüz parçaya böldü. Bundan doksan dokuz parçayı kendine ayırdı. Yeryüzüne geri kalan bir cüzü indirdi. (Bunu da cin, insan, hayvan mahlûkatı arasında taksim etti.) bu tek cüzden nasibine düşen pay sebebiyledir ki mahlûkat birbirlerine karşı merhametli davranır. At (hayvan) yavrusuna basmak endişesiyle ayağını bu sayede kaldırır.” (Buhari)

Hz. Hasan (ra) Rasulullah (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

“Allah Teâla’nın yüz rahmeti vardır. Bunlardan birini dünya ehline göndermiş ve yaşadıkları sürece bu rahmet onların tamamını kuşatmıştır. Allah bu bir rahmeti de kıyamet günü alıp doksan dokuz rahmete katacak. Böylece dostları ile kendisine ibadet edenler için rahmetini yüze tamamlayacaktır.” (Ahmet b. Hanbel, müsned,10680)

Fakih anlatıyor:

Rasulullah (sav)müminlere Allah’ın rahmeti konusunda açıklamalarda bulundu. Ta ki, müminler Allah’ın kendilerine verdiği nimetlere şükredip, bunlardan dolayı ona hamd ederek salih ameller işlesinler. Çünkü Allah’ın rahmetini uman kimse o rahmeti elde etmek için çaba sarf edip, güzel ameller işler.

Nitekim konu ile ilgili olarak Allah c.c şöyle buyurur: “Allah’a korku ve umut içinde dua ediniz. Hiç kuşkusuz Allah’ın rahmeti iyi işler yapanlara yakındır.” (Araf 56)

Başka bir ayette ise Allah şöyle buyurur: “Artık her kim rabbine kavuşmayı umuyorsa iyi iş yapsın.(Kehf 110)

Allah Teala başka bir ayette de şöyle buyurur:” Rahmetim ise her şeyi kuşatır.” (Araf 156) yani her şeyin rahmetimden bir payı vardır, demektir.

İbn Abbas şöyle diyor:

“ Rahmetim her şeyi kuşatır “ ayeti inince iblis(şeytan) kibirlenerek şöyle dedi:

-Ben de bir şey olduğuma göre, bu rahmetten benim de payım vardır. Yahudi ve Hristiyanlarda benzer sözler söylediler. Ayetin onu (Rahmetimi) sakınanlara (şirkten uzak duranlara) zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım.” Şeklindeki devamı inince şeytan Allah’ın rahmetinden ümidini kesti. Ama yahudi ve hrıstiyanlar şöyle diyerek ümitlenmeye devam ettiler:

-Biz şirkten sakınıyoruz, zekâtımızı veriyoruz ve Allah’ın ayetlerine inanıyoruz, dolayısıyla bizimde rahmetten payımız vardır. Fakat bu ayetin hemen ardından gelen şu ayetle birlikte Yahudi ve Hristiyanların da rahmetten faydalanamayacakları ortaya çıktı:

“Onlar adını ellerindeki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları şu okuma-yazmasız (ümmi) Peygamber’e uyarlar.” (Araf 157) Böylece yahudi ve Hristiyanların da ümidi yok oldu ve Allah’ın rahmeti yalnız Müslümanlara kaldı.

Öyleyse Müslüman’ın yapması geren, ismini müslümanlar arasına yazdırıp verdiği sayısız nimetlerden dolayı Allah’a hamd etmesi ve günahlarının bağışlanması için ona yalvarmasıdır.

Sahabe­-i kiramdan biri anlatıyor:

“Bir ara biz gülüşüyorduk, Rasulullah (sav) bizi bu halde görünce şöyle dedi:

-Az ötenizde cehennem hazır bekliyor, siz ise gülüyorsunuz! Allah’a yemin ederim ki, sizi gülerken görmemeliyim. Rasulullah (sav) bunları söyledikten sonra dönüp gitti. Biz başımıza kuş konmuş da uçuverecekmiş gibi olduğumuz yerde kalakaldık. Biraz sonra Rasulullah (sav) geriye dönüp bize şunu müjdeledi:

“Cebrail (as) bana gelerek şöyle dedi:

Allah buyuruyor ki: Kullarım rahmetimden ümitlerini kesmesinler.”( ibnü’l-mübarek, zühd,892)

“kullarıma benim çok bağışlayıcı ve pek merhametli olduğumu haber ver. Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir.” (Hicr 49-50)

Allah c.c ayetlerinde rahmeti ,merhametini ve azabını ard arda zikretmektedir ki bu da bizlere ümit ve korku arasında olmamız gerektiğini haber verir.

Abdullah b. Mesud (ra) şöyle dedi:

“üç  şeye yemin ettim buna dördüncüsünü de eklesem hata etmiş olmam.”

1.Allah bir kimseyi dünyada iken severse kıyamet gününde onu başkaları da sever.

2.İslamdan nasibi olan ile nasibi olmayan asla bir değildir.

3.Bir topluluk kimi seviyorsa kıyamet günü onun ile birlikte olur.

4.Allah dünyada kusurlarını örttüğü bir kulun kusurlarını kıyamet gününde de örter.

Ve yine Abdullah b. Mesud şöyle diyor:

“Nisa suresinde dört ayet vardır ki, bunlar müslümanlar için bütün dünyadan daha hayırlıdır.

Birinci ayer şöyledir:

Allah kendisine ortak koşma suçunu bağışlamaz. Bunun dışındaki suçları dilediğine bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa gerçekten koyu bir sapıklığa düşmüş olur.” (Nisa 116)

İkinci ayet şudur:

Biz gönderdiğimiz her peygamberi, Allah’ın izni ile, mutlaka kendisine itaat edilsin diye gönderdik. Eğer onlar nefislerine zulmettiklerinde sana gelerek Allah’tan af dileselerdi ve Peygamber de onlar adına af dileseydi, Allah’ı tevbeleri kabul edici ve merhametli olarak bulacaklardı.” (Nisa 64)

Üçüncü ayet şudur:

Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, küçük günahlarınızı bağışlar ve sizi onurlu bir konuta yerleştiririz.” (Nisa 31)

Dördüncü ayet şudur:

Kim bir kötülük işler ya da kendine zulmeder de Allah’tan af dilerse Allah’ı bağışlayıcı ve esirgeyici olarak karşısında bulur.”( Nisa 110)

Ebu Hureyre (ra) Rasulullah (sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

“Hiç biriniz ameliniz sebebiyle kurtuluşa eremezsiniz.

Sahabe-i kiram sordu:

-Sen de mi? Ey Allah’ın Rasulü.

Rasulullah (sav) şu cevabı verdi:

-Evet ben de. Şu kadar var ki,Allah beni rahmetiyle kuşatmıştır. Öyleyse Allah’ın rahmetine vesile olacak ameller işleyerek ona yaklaşın; sabah akşam ve gecebib bir kısmında Allah’a ibadet edin. İyi niyetle bunları yapmaya çalışırsanız,amacınıza ulaşırsınız.” (Buhari,6463; Müslim,2816)

Hz. Ömer’den rivayet ediliyor:

Bir gün Hz. Ömer ,Rasulullah (sav)’ın yanına girdiğinde onu ağlarken görünce sordu:

-Ey Allah’ın Rasulü seni ağlatan şey nedir?

Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi:

“Cebrail (as) bana gelip dedi ki:

Allah islam Dini uğrunda saçlarını beyazlatan kimseye azap etmekten haya eder. Peki, Müslüman olarak yaşlanmış olan biri nasıl olur da Allah’a isyan etmekten utanmaz.” ( Keşfü’l- Hafa,1/284)

Fakih diyor ki:

O halde yaşlı müslümana yakışan ,bu nimetin kıymetini bilip, Allah’a şükretmektir. Ayrıca günah işleyeceği zaman Allah’tan ve kendisiyle sürekli beraber olan yazıcı meleklerden utanıp bu günahtan vazgeçmeli ve Allah’a itaate yönelmelidir. Çünkü ekin olgunlaşınca bekletilmeden toplanır.

Aynı şekilde bir müslüman gençliğini de Allah’tan korktuğu için günahlardan sakınıp,ibadet ve itaatle meşgul olarak geçirmelidir. Çünkü genç olan kişi de ölümün ne zaman karşısına çıkacağını bilemez. Ama eğer gençliğini Allah’a ibadet ve itaatle geçirirse, Allah onu kıyamet gününde arşının gölgesinde barındırır. Nitekim Hadis_i şerifte bu açıkça ifade edilmektedir.

Ebu hureyre (ra)’ın rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:

Yedi sınıf insan vardır ki, arşın gölgesinin dışında hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet günü Allah bunları Arşının gölgesinde gölgelendirir:

1.Halkına adaletli davranan yönetici.

  1. Gençliğini Allah yolunda harcayan müslüman.
  2. Kalbi mescitlere bağlı olan kimse. Bir namazdan çıktığında büyük bir istekle diğer namazı bekleyen kişi.

4.Allah rızası için birbirini seven; Allah için bir araya gelen ve aynı gaye ile birbirinden ayrılan iki müslüman.

5.Yalnız kaldığında Allah’ı zikredip gözlerinden yaş gelen kimse.

6.Sağ eli ile verdiğinden sol elinin haberi olmayacak şekilde gizlice sadaka veren kimse.

7.Şerefli ve güzel bir kadının zina teklifini “ben Allah’tan korkarım” diyerek bunu kabul etmeyen kimse.” (Buhari,660, Müslim,1031)

ALLAH C.C HAKKI HAK BİLİP HAKKA SARILAN BATILI DA BATIL BİLİP ONDAN UZAK DURAN KULLARINDAN OLMAYI NASİP EYLESİN..

ÂMİN…

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.