sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

ALLAH’IN SIFATLARI (ZATİ – SUBUTİ) | Akaid Programı – 19. Bölüm

ALLAH’IN SIFATLARI (ZATİ – SUBUTİ) | Akaid Programı – 19. Bölüm

ALLAH’IN SIFATLARI (ZATİ – SUBUTİ)

 

  • VAHDANİYET:

Birlik, benzeri olmamak, artmaktan, ayrılmaktan, eksilmekten beri olmak gibi manaları ifade eden bir sıfattır. Allahû Teâla (cc)’nın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde bir olması (Ehad), ortağı ve benzerinin bulunmaması demektir. Kur’ân-ı Kerîm’de: “De ki, Allah birdir (ehad’dır)” [1]buyurulmuştur. Yine bir başka Ayet-i Kerime’de: “O’nunla (Allah’la) birlikte hiçbir ilâh yoktur”[2] hükmü yer alır. Esasen kelime-i tevhid’de yer alan “Lâ ilâhe illâllah” ibaresi, “ilâh yoktur, ancak Allah vardır” demektir. Hz. Adem (as)’den itibaren bütün peygamberler; insanları tevhid’e davet etmişlerdir. Ancak Allahû Teâla (cc)’yı bilmek; yalnızca “Allah birdir, Allah’dan başka ilâh yoktur” demekle olmaz. Zira tevhid iki temele dayanır. Birincisi: Tevhid’i Ulûhiyyet, İkincisi: Tevhid-i İradi’dir.

Tevhid-i Ulûhiyyet: Allahû Teâla (cc)’yı ilim ve sözle; kemal sıfatlara haiz, bütün noksan sıfatlardan münezzeh olduğunu ikrar etmektir.

Tevhid-i İrâdî: Şeriki ve benzeri olmayan Allahû Teâla (cc)’ya ihlâs ve muhabbetle bağlanmak ve yalnız O’na kulluk etmektir.

Allahû Teâla (cc)’nın indirdiği hükümleri çirkin görüp; O’nun hükümlerine mukabil olmak ve onların yerine geçmek üzere hükümler icad eden Tağut’î güçlere inanan ve onlara boyun eğenler “Lâ ilâhe” (İlâh yoktur) iddiasında bulunamazlar.

  • BEKAA SIFATI:

Allahû Teâla (cc)’nın ebedi olması, yani varlığının sonu olmamasıdır. Kur’an-ı Kerim’de: “Kâinatta herşey fani (yok olucudur) yalnız Celâl ve İkram sahibi olan Rabbin (zatı) bakidir (ebedidir)” [3] buyurulmuştur. Bekaa’nın zıddı “fena”dır, yani bir sonu olmaktır.

  • KIYAM Bİ-NEFSİHİ:

 

Allahû Teâla (cc)’nın, başka bir zata veya mekana muhtaç olmayarak, zâtı ile kaim olmasıdır. Kur’an-ı Kerim’de: “Şüphe yok ki Allah, bütün alemlerden müstağnidir”[4] buyurulmuştur. Yani bütün alemlere ve ondaki hiçbir şeye muhtaç değildir. Yine bir başka Ayet-i Kerime’de: “Ey insanlar!.. Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise hiçbir şeye muhtaç değil (müstağni) dir.[5] hükmü beyan edilmiştir.

  • KIDEM SIFATI:

 

Allahû Teâla (cc)’nın ezeli olması, yani vücûdunun bir başlangıcı bulunmaması demektir. Eğer Allahû Teâla (cc) kadim ve ezeli olmayıp; hadis olsaydı, var olmak için kendinden başka bir yaratıcıya muhtaç olurdu. Halbuki muhtaç olmak, aciz olmayı beraberinde getirir. Aciz olmak ise, Allahû Teâla (cc) için asla tasavvur edilemez. Vücûdu yokken, sonradan yaratılan bir şey, bir yaratıcıya muhtaçtır. Vücûdu kadim, yani zatının muktezası olan varlık ise, hadis olan bir varlık gibi yaratıcıya muhtaç olmaz. Kıdem sıfatının zıddı “Hudus”tur. Kıdem, Allahû Teâla (cc)’nın zatı hakkında vacip olduğundan, zıddı olan hudus aklen mümkün değildir. Bazı kâfirler: “Her şeyi Allahû Teâla (cc) yaratmıştır, peki Allahû Teâla (cc)’yı kim yaratmıştır” diyecek derecede beyinsizlik gösterirler. Halbuki yoktan var etme gücü olan muhtaç değildir. Bu güç de; yalnız ve yalnız Allahû Teâla (cc)’ya mahsustur.

  • MUHALEFETÜN Lİ’L HAVADİS:

 

Allahû Teâla (cc)’nın muttasıf olduğu sıfatlardan birisi de; zatında ve sıfatlarında hiçbir şeye benzememek ve hiçbir misli bulunmamaktır. Kur’an-ı Kerim’de: “O’nun (Allahû Teâla (cc)’nın) benzeri yoktur. O her şeyi işitici ve görücüdür”[6] buyurulmaktadır. Dolayısıyla Allahû Teâla (cc); insanların, akıl ve duyu organlarıyla tasavvur edebildikleri her şeyden başkadır. Zira akıl ve duyu organları hadis olan (sonradan yaratılmış olan) varlıkları, belli vasıtalarla kavrayabilir. Halbuki Allahû Teâla (cc)’nın, yarattıklarından hiçbir şeye benzemediği kat’i nass’larla sabittir.

SIFAT-I SÜBUTİYE

 

Ehl-i Sünnet ulemâsı: “Allahû Teâla (cc)’nın sübûti sıfatları vardır. Bunlara inanmakla mükellefiz” hükmünde ittifak etmiştir.[7] Sıfat-ı Sübûtiye: “Hayat, ilim, kudret, irade, Sem’i, Basar, Kelâm Binefsihi ve Tekvin olmak üzere sekizdir.

  • HAYAT:

 

Kur’an-ı Kerim’de: “Ölmek şanından olmayan, daima hayat sahibi olana (Allahû Teâla (cc)’ya) dayan”[8] buyurulmaktadır. Yine bir başka Ayet-i Kerime’de: “Kendinden başka ilâh olmayan Allah (ezeli ve ebedi olan ehad) hayat ile diri, baki (ebedi) ve zatı ile kaimdir”[9] hükmü yer almıştır. Hayat; Allahû Teâla (cc)’dan ayrılmayan bir kemal sıfatıdır, zira vücûd sıfatının kemali, vücûdun diri olmasıyladır. Hayat sıfatının zıddı: “Memat” (yani ölü) demektir. Ölü olmak ise Allahû Teâla (cc) için muhaldir. Zira Allahû Teâla (cc) ölümden münezzehtir. Ezeli ve ebedi hayat sahibi yalnız ve yalnız Allahû Teâla (cc)’dır.

  • İLİM:

Kur’an-ı Kerim’de: “Allah her şeyi en iyi bilendir”[10] buyurulmaktadır. Yine bir başka Ayet-i Kerime’de: “(Allah) Gözlerin hain bakışlarını ve kalblerin gizleyeceği her şeyi bilir”[11] hükmü yer almıştır. Allahû Teâla (cc) kainatta vaki olmuş, olan ve olacak her şeyi (gizli veya aşikâr) daima ve tam olarak bilir. İlmin zıddı: Cehil, gaflet ve unutkanlıktır. Bütün bunlar Allahû Teâla (cc) için muhaldir. Çünkü O’nun ilmi ebedi ve ezelidir. Hiçbir şey Allahû Teâla (cc)’nın ilminin dışında kalamaz.

  • KUDRET:

Kur’an-ı Kerim’de birçok Ayet-i Kerime’de: “Şüphesiz ki Allah her şeye hakkı ile kadirdir[12] hükmü yer alır. Kudret’in zıddı, acizliktir. Allahû Teâla (cc) bütün noksan sıfatlardan beri olduğu gibi, aciz olmaktan da beridir. Her şeye hakkı ile kadirdir.

  • İRADE:

Bir şey üzerine karar kılmak ve onu yapmaya azmetmek manasına gelen “irade” kelimesi “revede” kökünden gelmektedir. Allahû Teâla (cc) tam ve kâmil bir irade sahibidir. Olabilecek veya olmayabilecek her şeyi; dilediği zamanda ve dilediği vasıfta yapar veya yapmaz. Tercih ve tahsiste kamil iradeye sahiptir.[13] Kainatta Allahû Teâla (cc)’nın dilediği olur, dilemediği olmaz.[14]

  • SEM’İ VE BASAR:

 

Allahû Teâla (cc)’nın “Sem’i ve Basar” (her şeyi en iyi işiten ve en iyi gören) olduğu Kur’an-ı Kerim’de birçok Ayet-i Kerime’de zikredilmiştir. Her mü’min; Allahû Teâla (cc)’nın her şeyi (keyfiyetini bilemeyeceği bir şekilde) işittiğine ve gördüğüne inanır. Zira Allahû Teâla (cc)’nın görmesi ve işitmesi; bir alet, göz ve kulak gibi madde ve mahdut bir kuvvetle değildir. Mutlak manada işitici ve görücüdür.

  • KELAM BİNEFSİHİ:

 

Allahû Teâla (cc)’nın; sese, harflere ve bu harflerden meydana gelen cümleleri tertiplemeye muhtaç olmadan konuşmasına “Kelâm bi nefsihî” denir. Kur’an-ı Kerim’in “Kelâmullâh” olduğu hususunda bütün İslâm alimleri müttefiktir. Kelâm’ın zıddı “Dilsizlik”tir ki, O’nu bundan tenzih ederiz. Allahû Teâla (cc) mütekellim’dir.

  • TEKVİN:

Allahû Teâla (cc)’nın zatı ile kaim ve bilfiil icad etmek, yaratmak şanından olan bir sıfatıdır. Kur’an-ı Kerim’de: “O’nun (Allah’ın) emri, bir şeyi dilediği zaman ona yalnız “kün” (ol) demesidir. O da (Kün emriyle) oluverir”[15] buyurulmaktadır. Tekvin’in zıddı, yaratmaktan aciz olmaktır ki, Allahû Teâla (cc)’yı bundan tenzih ederiz. Kainattaki herşeyi yoktan var eden (“İbda” eden) ve aralarında bir nizam kuran yalnız ve yalnız Allahû Teâla (cc)’dır.

[1] İhlas -1

[2] El Mü’minûn Sûresi: 91.

[3] Er Rahman Sûresi: 27

[4] El Ankebût Sûresi: 8.

[5] El Fatır Sûresi: 15.

[6] Eş Şûara Sûresi: 11.

[7] Seyyid Şerif Cürcani-Şerh-i Mevakıf-İst: 1311, ayrıca İmam-ı Maturidi-Kitabû’t Tevhid-Beyrut: 1970 Sh: 44.

[8] El Furkan Sûresi: 58.

[9] Al-i İmran Sûresi: 2.

[10] El Enfal Sûresi: 175.

[11] El Mü’minûn Sûresi: 17.

[12] En Nahl Sûresi: 77

[13] Es Seyyid Şerif Cürcani-Şerh-i Mevakıf-İst: 1311, C: 3, Sh: 67.

[14] Mecmuatu’t Tefasir-İst: 1979 Çağrı Yay. C: 6, Sh: 429 (Ed-Dehr Sûresi’nin 30. ayet-i kerimesinin tefsiri).

[15] Yasin Sûresi: 82.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.