BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah c.c’a mahsustur. Salat ve selam Alemlere Rahmet olarak gönderilen Hz muhammed sav’e aline ashabına ve onları takip eden muvahhidlerin üzerine olsun inşallah.
Allah’tan hem korkulur, hem haşyet duyulur. Havf korkanın güçsüzlüğünden, haşyet korkulanın yüceliğinden kaynaklanır. Haşyet tazim, hürmet, sevgi ve yüceltme ihtiva ederken, emn’in (güvenin) zıddı olan havf bunları içermez. Kur’an’da haşyet övülürken, havf övülmez. Haşyetin kaynağı bilmek, havf’ın kaynağı bilmemektir.”(Kur’an’da alimlerin övülme sebebi budur.Bir hadiste Allah’tan en çok haşyet duyanların O’nu en iyi bilenler olduğu söylenmektedir.
Havf bir diğer açıdankorkulan kişinin hatırlanmasından dolayı kalbin ızdırap duyması ve harekete geçmesi, ilâhí hükümlerin ve kaderin işleyiş tarzını kuvvetli bir şekilde görmektir. Ancak burada söz konusu edilen görme korkunun kendisi değil, sebebidir.
Havf bir açıdan ihlaslı bir kulu günah işlemekten alıkoyan en önemli korkudur. Bir hadiste; Allah (cc) hiç bir gölgenin olmadığı Kıyamet gününde ‘Ben Allah’tan havf ederim (korkarım)’ diyen kimseyi Arşının gölgesinde gölgelendirecek.
“Yedi sınıf insan vardır ki, Allah Teâlâ onları hiçbir gölgenin bulunmadığı (Kıyamet) gününde Arş’ın gölgesinde gölgelendirir. Adaletli yönetici, Allah’a ibadetle büyüyen genç, kalbi camilere bağlı kimse, Allah için birbirini seven, bu uğurda bir araya gelip bu sevgi ile ayrılan iki kimse, mevki sahibi olan güzel bir kadın tarafından birlikte olmaya çağırıldığı halde, “Ben Allah’tan korkarım” cevabı ile karşılık veren kimse, sağ elinin verdiği sadakayı sol eli duymayacak şekilde gizli sadaka veren kimse, tenha yerde Allah’ı anarak gözleri yaşla dolup taşan kimse.”(Buhari)
Allah’tan ‘havf’; O’nun cezasından ve azap tehdidinden çekinerek itaat yolunu tutma ve günahlardan kaçmadır.İnsan Rabbinin makamı karşısında duracak ve hesap verecek. O halde insan böyle bir durumdan korkmalı (havf etmeli) ve ona göre hazırlanmalıdır.
“Aşikar olan şu ki, bütün bu [anlatıla]nlarda, o Son Gün başa gelebilecek azaptan korkanlar için apaçık bir ders, bir uyarı vardır;…”(Hud 103)
Aşağıdaki hadiste havf, kişiyi ibadet etmeye götüren, ona Allah’a itaat bilinci kazandıran Allah korkusu manasında kullanılmaktadır.
Ukbe b. Amir (ra) Rasûlüllah’ın (sav) şöyle dediğini anlatıyor:
“Rabbin, koyun güden bir çobanın, bir dağın zirvesine çıkıp namaz için ezan okuyup sonra da namaz kılmasından hoşlanır ve Allah Teâla şöyle der: “Benim şu kuluma bakın! Ezan okuyor, namaz kılıyor; yani Bendan korkuyor (havf ediyor). Yemin olsun ki o kulumu affettim ve onu Cennetime koydum.”(Ebu davud)
- Allah’tan korkulur mu?
Allah’tan korkmak bizzat O’nun emridir.
O’ndan çekinmek, O’nun kendisine ceza vereceğinden korkmak, ya da emrini hakkıyla yerine getirememekten endişe duymak imanın gereğidir.
Kur’an’da pek çok ayette Allah korkusundan, Allah’tan korkanlardan, Allah’tan korkmanın; sakınma, ahlak ve kulluk anlayışına yaptığı olumlu etkilserden söz edilmektedir.
İnsanlardan bazıları, ya otorite sahiplerinden, ya dünyalık bir çıkarın elden çıkması tehlikesinden, ya bir takım makamları ele geçirme arzusundan, ya da insanların tepkilerinden korkarlar. Bundan dolayı da Allah’ın emirlerine uymaktan, O’nun hükümlerini uygulamaktan kaçınırlar. Böyle bir tavıra karşı Kur’an şöyle diyor:
“…İnsanlardan korkmayın, benden korkun ve benim âyetlerimi az bir paraya satmayın. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar kâfir olanlardır.”(Maide 44)
Bir başka ayette şöyle deniyor:
“İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını (ya da sizi dosrlarıyla) korkutur. Şu
halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.”(Ali imran 175)
Kur’an’da bir çok yerde kimilerinin ‘ben Allah’tan korkarım” dediklerini görüyoruz.
Mesela: hz. Âdem’in oğullarından biri diğerini öldürmeğe teşebbüs edince o “Ben seni öldürmek için elimi kaldırmam. Çünkü ben âlemlerin Rabbi Allah’tan korkarım’ demişti.(Maide 28)
Şeytan bile Allah’tan korktuğunu söylemektedir. O iman edenlerin gücünü görünce kendi tarafralarına şöyle dedi: “Benim sizinlşe hiç bir ilişkim olamaz. Çünkü ben sizin görmediğinizi görüyorum, üstelik ben Allah’tan korkarım.”(Enfal 48)
Şeytan insana inkâr etmesini telkin eder. Sonra o dainkâr edince; “Ben senin yaptığından sorumlu değilim, çünkü ben âlemlerin Rabbi Allah’tan korkarım” der.(Haşr 16)
Hz. Musa kavmini Allah’ın vadettiği ödüle ulaşmak üzere O’nun yolunda cihada davet ettiği zaman Allah’tan hakkıyla korkan iki kişiden başkası bu davetin hikmetini anlamadılar, ve gereğinin yapmadılar.(Maide 23)
Peygamber Allah huzuruna bir şefaatçi olmadan çıkmaktan korkan kimseleri vahiyle uyarmakla yükümlü idi.(Enam 51)
Kur’an Peygamber’e şöyle emrediyor: “Ve sen, (ey Peygamber), gönül alçaltarak, korku ve duyarlık içinde, sesini yükseltmeden sabah akşam Rabbini an ve sakın umursamaz kimselerden olma.Rabbini korkarak zikret.” (16) Benzer bir çağrı da müslümanlara yapılıyor. Burada da havf kelimesi kullanılıyor.(Araf 56)
Değil aklı başında, iman eden kimseler; melekler, göklerde ve yerde olan her şey Allah’ın varlık için koyduğu yasalara boyun eğerler, büyüklük taslamazlar ve her şeye hakim olan Allah’tan korkarlar.(Nahl 50)
Melekler de korkuyla Allah’ın tesbih ederler, O’nu saygıyla anarlar: “gök gürlemesi O’nun sınırsız kudret ve yüceliğini övgüyle anmakta; melekler de korku ve sakınma içinde bunu yapmaktalar…”(Rad 13)
Hatta müşriklerin taptıkları putları bile kendi hallerince Allah’tan korkarlar.
“Onların yalvardıkları bu varlıklar Rablerine -hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar; O’nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınılacak bir azaptır.”(İsra 57)
Allah’tan korkulur mu?
Elbette. Yukarıdan beri örnekleri verilen âyetlere göre Allah’tan korkulur. Korkmak gerekir. Varlıklar, melekler bile Allah’tan korktuğuna göre iman eden bir insanın, Allah hakkınaa az veya çok ma’rifeti (anlayışı) olan imanlı bir kimsenin korkmaması düşülünemez. Fakat Allah’tan nasıl korkulması gerektiğine bir daha ki yazımda değineceğim inşallah.
VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN.