sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

BİL SENİ GÖRENİ !

A+
A-

Hamd, Âlemlerin Rabbi Rahman, Rahim, Aziz, Cebbar, Mütekebbir bizlere Kur’an ve Sünnet vasıtası ile kurtuluşun yolunu gösteren Allah Azze ve Celle’ye mahsustur. Salât ve Selam sevgili peygamberimiz örneğimiz, önderimiz olan Peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.v) e âline, ashabına ve onlara tabi olanların üzerine olsun…

Bizler yalnız kaldığımızda Allah(C.C)’ın bizi gördüğünü O’nun El-Basar olduğu şuurunda olamamızın sebebi, görmeyi idrak edememizden kaynaklıdır. Hakkı görebilmek için ise önce Hakk’ın(C.C) üzerimizde gözetleyici olduğunu unutmamak lazımdır. Dikkat edecek olursak hatırlamak demiyorum, çünkü insan ancak fazla önem duymadığı şeyleri hatırlama ihtiyacı duyar bu da bir Müslümana yakışmaz.

Öyle bir zaman dilimi içerisindeyiz ki artık fitnelerden uzak kalabilmek için evin kapısını kapatmak yeterli olmamakla beraber kişi kendi odasının kapısını kapatınca başlıyor. İnsanın imanı ve iradesinin zayıflığı işte tam olarak kendi şeytanıyla baş başa kaldığında meydana çıkıyor bu konuyla ilgili  fudal bin iyaz ‘’kişi, şeytan ile muhabbetini öğrenmek için yalnız kaldığında ne yaptığına baksın.’’ demiştir. Bkz: (ihya-yı ulumiddin)

وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَث۪يراً مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۘ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَاۜ اُو۬لٰٓئِكَ كَالْاَنْعَامِ بَلْ هُمْ اَضَلُّۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ

‘’Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir.’’ (Araf/179)

Elmalılı Hamdi Yazır’ın dediği gibi ; ‘’Kendi iç gözlemleriyle, fıkh-ı nefsî denilen kendi iç dikkatleriyle duymadıkları gibi, dışarıdan gözlerine sokulan âyetlerin, kitabın ve kulaklarına ok u nan hak kelâmının verdiği haberlerin şahitliğiyle de duymazlar. Vücud var, vicdan namına bir şeyleri yoktur. Dini, bir vehim; kitabı, bir eğlence; ilâhî kelâmı, bir musıki diye karşılarlar. ilâhî işlerle dünya işleri arasındaki inceliğin farkına varmaz, k i min kulu olduklarını, neye veya kime tapacaklarını bilmezler. Gönülleri boş heva, gözleri şekil ve resim, kulakları anlamsız sesler, müsemmasız isimler peşinde dolaşır durur.’’

Allah(C.C) kuranı kerim’de hayvanlarla ilgili ayetlerinde semi ve basar kelimesini kullanmamıştır. Fakat görmek ve duymak fiilinin geçtiği, hitabı ise insanlara ait olan ayeti kerimelerinde de bu iki kelimeyi kullanmıştır. Bunun mahiyeti ise ayeti kerimede geçen kalpler, gözler, kulaklardan maksat akıl ve iradeyi içine almaktadır. Şayet zahiri olsaydı aynı özelliklere sahip yaratılan hayvanlar alemi de imtihana tabii olurdu ve kör, sağır insan bu durumdan muhaf olurdu.

Buradan da şunu anlamalıyız ki insanı gaflete davet eden şeytanın ilk hamlesi; idrak etme kabiliyetini köreltmek için fitne kapılarını bize sunmasıdır. Eğer gafillerden olmak istemiyorsak bizlerin bakacağımız her görsel, her görüntü de bize de bir bakan olduğunu bilerek davranmamız icab eder.

Rabbim her an gözetlendiğinin şuurunda hayatına yön veren o hal üzere de Rabbine kavuşan kullarından eylesin. AMİN..  ALLAH(C.C)’A EMANET OLUN.. SELAM VE DUA İLE VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.