CAHİLİYE VE ZULÜM

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

CAHİLİYE VE ZULÜM

Hamd, övgü, sena, yücelik, Bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve kemal sıfatlara sahip, kendisinden başka Rab ve İlah olmayan Âlemlerin Rabbi Allah c.c’a mahsustur. Salat ve selam örneğimiz ve önderimiz yaşayan kur’an, kendisine tabi olunmadığı müddetçe kurtuluşun mümkün olmadığı Hz. Muhammed (sav) ‘e Aline, Ashabına ve tüm Müminlerin üzerine olsun inşallah.

Bu ay ki yazımın konusunda Zulmü ele alacağım inşallah.

Zulüm; herhangi bir şeyi kendi yerinden başka bir yere koymak, ziya, ışık ile nurun aksi. Dini anlamdaki manası ise, hak yemek, eziyet, işkence ve baskı kullanmak, adaletsizlik yapmak, haddi aşmak söz ve fiilinde aşırı gitmek demektir.

Zulüm, arapça bir kelimedir. “ Za-le-me” fiilinin masdarıdır. Aynı kökten türemiş bir isim olarak da kullanılır. Aslı zulm olup Türkçe’de zulüm diye kullanılır. Çoğulu zulümattır.

Kelime olarak zulüm, azgınlık, gadr, karanlık, azab ve eza ile eş anlamlıdır. Zıddı ise nur,aydınlık,ve adalettir.

Kur’an’ın üzerinde en çok durduğu kavramlardan biri şüphesiz zulümdür. Aynı kökden gelen kelimelerle birlikte,Kuran’da üç yüz’e yakın yerde geçmektedir.

Alimler zulmü üç kısım halinde işlemişlerdir:

1.insanın Allah’a karşı işlediği zulüm,şirk ve küfürdür. “iman edip de imanlarına zulüm karıştırmayanlar (var ya) işte korkudan emin olmak için onların hakkıdır ve doğru yolu bulanlarda onlardır.(Enam 82) ayeti inince, bu ayetin ifade ettiği,imana zulüm karıştırma meselesi ashabın nefsine ağır geldi ve “Hangimiz nefislerine zulmetmez?” dediler. Bunun üzerine yüce Allah: “şüphesiz ki,şirk büyük bir zulümdür” (lokman 13) ayetini indirdi.  Böylece yukardaki ayette söz konusu olan zulüm kelimesinden şirk kastedildiği anlaşılmıştır. (ibn kesir, Tefsiru’l-kur’anil Azim)

Ayetteki “şirk büyük bir zulümdür” ifadesi ile de şirk’e düşen insanların hikmet ve akıl yönünden  ne kadar zavallı olduklarına ve ahmaklık içinde bulunduklarına işaret edilerek şirkin çirkinliği dile geetrilmiştir.(Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetu-t tefasir)

Yüce Allah’ın varlığını, birliğini inkar etmek zulüm olduğu gibi, iman esaslarından  herhangi birini inkar etmekte zulüm ve küfürdür. Bütün bu hususlarda ilgili çeşitli ayetler vardır.

“Onlardan her kim,(Allah’ın ilahlığını inkar ederek) “ilah o değil,benim!” derse, biz onu cehennemle cezalandırırız. İşte biz, zalimlere böyle ceza veririz!” (Enbiya 29)

Bu ayette yüce Allah’ın ilahlığını inkar ederek, ilahlık iddasında bulunanların durumu dile getirilmiştir. Nemrud’un düştüğü küfür ve zulmü haber veren bir ayetin meali de şöyledir. “Allah kendisine iktidar verdi diye şımararak İbrahim ile Rabbi hakkında tartışmaya girişen adamı görmedin mi? İbrahim «Benim Rabbim, diriltebilen ve öldürebilendir» deyince adam «Ben de diriltebilir ve öldürebilirim» dedi. Bunun üzerine İbrahim «Allah güneşi doğudan getiriyor, sen de onu batıdan getir, bakalım» deyince o kâfir adam şaşırıp kaldı, söyleyecek söz bulamadı. Allah zalimleri hidayete erdirmez.( Bakara 258)

İsrail oğullarının, Musa (as)’ın sözünü dinlemeyerek buzağıya tapmalarının zulüm olduğu hususun da, yüce Allah şöyle buyurmuştur. “ Hani Musa ile kırk geceliğine sözleşmiştik de siz onun arkasından buzağıyı ilâh edinerek zalimlerden olmuştunuz.”( Bakara 51)

“Musa size mucizeler ile geldi. Siz ise onun yokluğunda buzağıya taptınız. Sizler öyle zalimlersiniz!” (Bakara92)

Kur’an da, Allah’ın ayetlerini inkar etmek ve Allah’ın daha önce indirdiği vahiyleri değiştirmek de zulüm olarak haber verilmiştir.

“Ayetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmeden toplumun durumu ne kötü bir örnektir.” (Araf 177)

“İçlerinden zulmedenler, kend, lerine söylenen sözü başkasıyla değiştirdiler. Biz de onlara, zulmeder olduklarından dolayı gökten azab indirdik.” (Araf162)

“Âyetlerimiz hakkında münasebetsizliğe dalanları gördüğün vakıt da kendilerinden yüz çevir, tâ ki başka bir söze dalsınlar, şayed Şeytan bunu sana bir an unutturursa hatırına geldiği gibi hemen kalk, o zalimler gürûhu ile beraber oturma” (Enam 68)

Peygamberliğe ve peygamberlere inanmamak da zulümdür.

“Andolsun ki, onlara içlerinden bir peygamber geldi de onu yalanladılar. Bunun üzerine zulüm yaparlarken azab da onları yakalayıverdi.” (Nahl 113)

“ Onların seni dinlerken ne maksatla dinlediklerini, sonra aralarında neler fısıldaştıklarını ve o zalimlerin müslümanlara «Siz kesinlikle büyülenmiş bir adamın peşinden gidiyorsunuz» dediklerini iyi biliyoruz.” (isra 47)

“Nuh’un soydaşlarını da yokettik. Onlar peygamberlerini yalanlayınca kendilerini suda boğduk, böylece onları diğer insanların ibret alacakları acı bir örneğe dönüştürdük ve zalimler için acıklı bir azap hazırladık.” (  furkan 37)

Allah’ın varlığına, birliğine, gerektiği gibi sıfatlarına ve diğer iman esaslarına inanma hususunda Allah’ın emirlerine ters hareket eden insanların zulüm içinde bulunduklarını, küfre girdiklerini gösteren daha çok ayet ve hadisler vardır. Ancak biz bu gün burada anlıyoruz ki zulüm yalnızca insanların  insanlara yaptıkları haksızlıklar ve kötü davranışlar değilmiş. Şu an içinde bulunduğumuz toplumda zulüm denilince ilk akla gelen bu oluyor. Ve  İslam ahlak ve kurallarından uzak bir toplumda en çok beşeriyetin hayatını ele geçiren bir kavramdır aynı zamanda ZULÜM. İlk olarak insanların hayatında kendilerini bir damla atılmış sudan yaratan, anne karnında şekilden şekle sokan, ona bir değer ve kıymet biçen, eşrefi mahlûk kılan, kendisini yarattığı gibi yaşaması için gerekli imkân ve olanakları da var eden göğü, yeri ve ikisi arasındakileri kendisine boyun eğdiren Allah’a karşı imansızlık ve itaatsizlik, bu kadar nimet vermesine rağmen ona yapması gereken kulluktan uzaklaştırma ile büyük bir Zulüm meydana gelir. Ve Rahmana karşı başlamış olan zulüm, insanların birbirlerine karşı yaptıkları ve kendi nefislerine yaptıkları zulmü de beraberinde getirir. Böylece cahiliyye insanları zulmün karanlıklarına mahkûm eder. Kurtuluşun tek yolu ise islama teslim olmaktır.

Zulmün diğer kısımlarını bir sonraki yazımda paylaşmaya devam edeceğim İNŞALLAH.

Rabbim bizlere faydalanmayı, idrak edebilmeyi ve yaşamayı nasip eylesin .. ÂMİN…

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN