Gerçekten Hamd Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. O’na hamdederiz ve O’ndan yardım dileriz. Mağfireti O’ndan ister, doğru yola iletilmemizi O’ndan bekleriz. Nefislerimizin kötülüklerinden ve amellerimizin fenalıklarından Allah’a sığınırız. Allah(Celle Celaluhu), kimi hidayette kılmış ise, o gerçekten hidayete erişmiştir. Kimi de dalâlette ve sapıklıkta kılmış ise, artık o kendisi için bir dost ve yol gösteren bulamaz. Şehadet ederim ki, Allah’tan başka bir tek ilah yoktur ve O’nun eşi ve benzeri de yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (s.a) Allah’ın kulu ve Resulüdür. Salât ve selam O’na, Ehli Beytine, ashabına ve O’nun yolunu izleyenlere ve onun gösterdiği çizgide yürüyenlere olsun.
Son yazımızda dilin afetleri noktasında dikkat etmemiz gereken maddelerden bahsetmeye çalışmıştık kaldığımız yerden devam edelim inşallah..
7-Çirkin Sözler Sarfetmek: Fahiş konuşmak, başkasına sövmek ve dilin gevezeliğidir, bu şekilde konuşmak kötüdür ve yasaklanmıştır. Bunun kaynağı alçaklık ve kötü tabiatlı olmaktır. Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurulıuştur:
Fahiş konuşmaktan sakının! Çünkü Allah Teâlâ ne fahiş konuşmayı ve ne de başkasına işittirmek için fahiş konuşmaya zorlanmayı sevmez.( Nesâî )
İbrahim b. Meysere şöyle demiştir: ‘Kıyamet gününde, fâhiş konuşup gevezelik yapan bir kişi, bir köpek suretinde veya bir köpeğin içinde getirilir (haşrolunur!)’
8-Lanetleme: Bu lânet -ister hayvana, ister nebata, ister insana olsun- kötüdür.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Ne Allah’ın lânetiyle, ne gazapla ve ne de cehennemle birbirinize lânet okumayınız.( Tirmizî, Ebû Dâvûd)
İbn Ömer şöyle demiştir: ‘Allah nezdinde insanların en sevimsizi, halka ta’neden ve lânet okuyanlardır’.
9-Şaka Yapmak : Mizahın esası kötüdür. İstisna edilen az bir miktarı hariç yasaklanmıştır.
Yasaklanan, ancak şakada ifrata kaçmak veya daimî bir şekilde şakalaşmaktır. Daimî bir şekilde şakalaşmanın yasaklanmasına gelince, böyle yapmak, oyunla meşgul olmak ve fuzulî
hareketlerle vakit geçirmek demektir. Evet! Oynamak mübahtır. Fakat daimî şekilde şakalaşmak ve oynamak kötüdür. Oynamakta ifrat etmeye gelince, böyle yapmak, fazla gülmeyi, fazla gülmek de kalbi öldürür ve bazı hallerde de kin gütmeye sebep olur. Böylece hürmet ve vakar ortadan kalkar. Bu bakımdan bu gibi hareketlerden uzak olan şaka kötülenemez. Nitekim Hz. Peygamber’den şöyle rivayet edilmiştir:
Muhakkak ben (de) şaka yaparım. Fakat haktan başkasını söylemem.
Hz. Ömer (r.a) şöyle demiştir: ‘Gülmesi çok olanın heybeti azalır. Mizah yapan kıymetini kaybeder. Kim birşeyi fazla yaparsa onunla tanınır. Konuşması fazla olanın hatası çoğalır. Hatası çok olanın hayası azalır. Hayası azalanın takvası azalır. Takvası azalanın da kalbi ölür’.
Bir de gülmek, ahiretten gafil bulunmaya delâlet eder.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Eğer benim bildiğimi bilseydiniz, muhakkak çok ağlar, az gülerdiniz.( Müslim, Buhârî)
10-Alay Ve İstihza: Alay etmek, eziyet verici olursa haramdır.
Nitekim Allah Teâlâ (c.c) şöyle buyurmuştur: Ey iman edenler! Bir kavim diğer bir kavimle alay etmesin. Belki (alay edilenler, alay edenlerden daha) hayırlıdırlar. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Belki (alay edilen kadınlar, alay eden kadınlardan daha) hayırlıdırlar. (Hucûrat/11)
İbn Abbas ‘Eyvah bize! Bu kitaba ne oldu ki küçük ve büyük bırakmadan herşeyi sayıp dökmektedir’ (Kehf/49) ayetinin tefsirinde şöyle demiştir: ‘Küçükten gaye, mü’mine yapılan alaydan ötürü tebessüm etmektir. Büyükten gaye ise, alaydan ötürü kahkaha ile gülmektir’.
İbn Abbas’ın bu tefsiri, insanlara gülmenin büyük günahlardan olduğuna işarettir.
Hz.Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Kim, (müslüman) kardeşini işlediği günahından tevbe ettiği halde o günahtan ötürü ayıplarsa, o kimse ölmeden önce o günahı işlemekle cezalandırılır.( Tirmizî)
11-Sırrı İfşa Etmek: Sırrı açıklamak eziyet, tanıdık ve dostların hakkına karşı gösterilen gevşeklik olduğu için dinen yasaklanmıştır.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Kişi konuşurken dönüp etrafına bakarsa, onun bu konuşması, konuşmasının dinleyene emânet olduğuna delâlet eder (ifşa etmesi haramdır). (Ebu Dâvud, Tirmizî)
Hz. Peygamber, başka bir hadîs-i şerifinde bunu kayıtsız şartsız olarak şöyle ifade etmiştir: ‘Aranızdaki konuşma emânettir’.( İbn Ebî Dünya )
12-Yalan Vaadde Bulunmak : Muhakkak ki çok kere dil, va’detmeye meyleder. Sonra nefis, çoğu zaman o va’di yerine getirmek istemez. Böylece va’d, yapmamaya dönüşür. Bu ise münafıklığın alâmetlerindendir!
Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
Ey iman edenler! (verdiğiniz) sözleri yerine getiriniz. (Mâide/l)
Eğer kişi, söz verdiği zaman sözünü yerine getirmemeye niyetliyse işte bu münâfıklığın ta kendisidir.
Ebu Hüreyre Hz. Peygamberden şöyle rivayet ediyor:
Üç haslet vardır. Kimde bu üç haslet bulunursa o oruç da tutsa, namaz da kılsa ve ben müslümanım da dese yine münâfıktır:
1.Konuştuğu zaman yalan söylerse,
2.Söz verdiği zaman sözünü yerine getirmezse,
3.Emîn sayıldığı zaman hainlik yaparsa!( Müslim, Buhârî)
Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Dört haslet vardır, kimde o dört haslet bulunursa, o kimse münafıktır ve kimde o dört hasletten biri bulunursa, o kimsede münâfıklıktan bir haslet var demektir. Ta ki o hasleti bırakıncaya kadar!
1.Konuştuğu zaman yalan söylerse, 2.Söz verdiği zaman cayarsa,3. Ahdettiği zaman hile yaparsa, 4.Başkasıyla cedelleştiği zaman yalan uydurursa.( Müslim, Buhârî, (Abdullah b. Amr’dan)
Kişi kardeşine söz verdiği ve o sözünü yerine getirmek niyetinde olduğu halde onu yerine getirme imkânını bulamazsa günahkâr olmaz. (Ebu Dâvud)
Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
“Kim bana, iki çene ve bacak arası mevzuunda söz verir kefil olursa, ben de ona cennet için kefil olurum.” (Buhârî, Rikak 23) buyurmuştur. İki bacak arasından maksat “namus”una, iki çene arasından maksat da “ağzına, diline” sahip çıkmak demektir.
İnşaAllah bir dahaki yazıda sahip çıkmamız gereken hasletlere değinmeye devam edeceğiz..
SÖZLERİMİZİN BAŞIDA SONUDA ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’A HAMD