BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Gerçekten Hamd Allah’a mahsustur. O’na hamdederiz ve O’ndan yardım dileriz. Mağfireti O’ndan ister, doğru yola iletilmemizi O’ndan bekleriz. Nefislerimizin kötülüklerinden ve amellerimizin fenalıklarından Allah(Celle Celaluhu)’a sığınırız. Allah (Celle Celaluhu), kimi hidayette kılmış ise, o gerçekten hidayete erişmiştir. Kimi de dalâlette ve sapıklıkta kılmış ise, artık o kendisi için bir dost ve yol gösteren bulamaz. Şehadet ederim ki, Allah(Celle Celaluhu)’tan başka bir tek ilah yoktur ve O’nun eşi ve benzeri de yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (sav) Allah(Celle Celaluhu)’ın kulu ve Resulüdür. Salât ve selam O’na, Ehli Beytine, ashabına ve O’nun yolunu izleyenlere ve onun gösterdiği çizgide yürüyenlere olsun.
Ruhi beslenmenin insanı helak edebilecek nedenlerden uzak durmakla mümkün olduğu herkesçe malumdur. Bizler de bu yazımız da aslında helak edebilecek nedenlerden biri olan dil afetini ele alacağız.
Allah(Celle Celaluhu) rahmetini kuluna akıttı. Kalbinin ve aklının içerdiği şeyleri açıklayabileceği bir dil ona ihsan etti.O dil ki ,uygun bir biçim de kullanıldığında kalpteki perdeyi kaldıran, hamd ile konuşturan, elde edilen ilme dair bilgileri açığa vurmasını sağlayan nimettir.
Dil Allah(Celle Celaluhu)’ın harika nimetlerinden bir nimettir. Cisim itibariyle küçük, bağlılığı ve isyan edebilmesi itibariyle büyüktür. Zira küfür gibi cezayı gerektiren veya iman gibi mükafatı hak eden bir hal ancak dilin şahitliği ile ortaya çıkar. Dil kontrol edilmesi en zor olan azalardan biridir. Nedeni ise onun konuşmasında, hareket etmesinde yorgunluk ve zorluk olmamasıdır. Bu sebepten ötürü, insan bu nimetin kötüye kullanımından sakınmada dikkatsiz, ihmalkar davranmıştır. Şeytan için dil, insanı yoldan çıkarmanın, aldatmanın aracı olmuştur.
Bu konuda bize gelen nakil ve rivayetlerin bazıları üzerinde durmaya çalışalım.
Rasulullah (s.a.v) buyurdu ki:’’Hayır dışında dilini tut ki; böylelikle şeytana karşı galip olasın.’’ (Ahmed b.Hanbel müsned.11563)
Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: ‘’Midesinin,iffetinin ve dilinin şerrinden kurtulan,bütün şerlerden kurtulmuş olur.’’(Beyhaki,Şuabü’l-İman, 4/361,5409.) Çünkü insanların çoğunu helak eden şey ; mide,ırz ve dil şehvetleridir.
Said b.Cübeyr (r.anhu)’den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v) buyurdu ki:’’Ademoğlu sabah uyandığında bütün organlar dile gelerek yalvarır ve şöyle derler : Bizim için Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle hareket et,Allah’tan kork;zira biz seninle ayaktayız,sen doğru olursan doğru oluruz,sen yoldan saparsan biz de saparız.’’
Tavus(r.anhu) dedi ki : ‘’Dilim zararlı,yırtıcı hayvan gibidir.Serbest bıraksam ilk önce beni yer.’’
Denildi ki :Rebi’ b.Huseym,yirmi sene dünyaya ait bir söz söylememiştir.Sabahladığı zaman bir divit ile kağıt alır,ne konuşursa kaydeder.Akşamüzeri konuştuklarından nefsini sorumlu tutar,hesaba çekerdi.
Susmanın bu kadar faziletinin olmasının sebebi dilin afetlerinin çokluğudur.
Selamette olmak, sözün dünyada ve ahirette kişiye zarar vermemesidir.
Ahirette zararı anlamamız için Yüce Allah(Celle Celaluhu) şöyle buyurmaktadır:
مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ اِلَّا لَدَيْهِ رَق۪يبٌ عَت۪يدٌ
İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.
(Kâf – 18)
Allah Azze ve Celle her daim yaptıklarımızı kayıt altına almaktadır..
Nasıl ki evimize bir kamera yerleştirilse ve her an birinin bizi izlediğini bilsek hareketlerimize oturmamıza, kalkmamıza nasıl dikkat edersek;
Allah(Celle Celaluhu)’ın da bizleri her daim gördüğü ve işittiği şuuruyla yaşamalıyız inşaAllah..
Dikkat etmemiz gereken konular için bir dahaki yazıda görüşmek üzere..
Rabbim Şeytanın tuzaklarını fark edip uzaklaşmayı nasip etsin..
VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN..
SELAM VE DUA İLE..