sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

DOĞRU YOLU BULMAK İÇİN ARAMAK LAZIM

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd Alemleri yoktan var eden, bütün noksan sıfatlardan münezzeh, kemal sıfatlarla muttasıf olan hesap gününün sahibi Allah (c.c)’ya, Salat ve Selam alemlere rahmet olarak gönderilen, yaşayan Kur’an, Son Rasul Hz.Muhammed (s.a.v)’e, O’nun ev halkına, ashabına ve O’nun izinden giden bütün müminlerin üzerine olsun.

Birçok insanın aslında aklına gelen ya da bir şekilde bulunduğu durumdan muzdarip olarak sorgulamış olduğu, kendine zaman zaman sorduğu sorulardan bir tanesi şudur ki; -Ben bu halimle doğru yolda mıyım, ya da nereye gidiyorum, varmak istediğim yer neresi ve ben bu hedef için doğru yolda mıyım? Evet sorgulayan ve akleden insanların bir kısmı bulunduğu durumdan rahatsız olarak kendine sesli ya da içten zaman zaman bu tarz sorular sorar, çünkü kalbi mutmain değildir, sarıldığı şeylerden mutlu ve huzurlu değildir, bu nedenle aslında bir çıkış yolu arar kendine bazen hakikate ulaşabilmek için bu tür sorular bizi kendimize getirir. Çünkü yanlışta olduğunu bildiğin halde buna bir çıkış yolu bulamıyorsan o halde aramıyorsun demektir. Aramak, merak etmek ve sorgulamak insanı doğru yola ulaştıracaktır. Ancak bununda samimiyetle ve kalben isteyerek olması gerekir.

Düşünelim ki yoldan geçen bir insanı durdurduk ve ona ileride bulunan hastaneyi tarif ediyoruz ve dedik ki buradan dümdüz ilerle, iki ışık geçtikten sonra sola dön, oradan yüz metre ilerle ve sağda köşede hastaneyi göreceksin, karşımızda ki kişinin bize vereceği cevap nedir? Bana neden hastaneyi tarif ediyorsun, ben hastaneyi aramıyorum ki der ve üzerine bir de sinirlenir. Bir de şöyle düşünelim yolda rahatsızlanmış bir insan gördük ve bize hastaneyi sordu, çünkü orayı arıyor ki tedavi olacak. Ne yaparız hastaneyi biliyorsak tarif ederiz ve hastalanan kişide bu tarife uyarsa hastaneyi arar, bulur ve tedavisini yaptırır.

Bunun gibi biz öncelikle doğru yolun ne olduğunu öğrenebilmek için araştırmak ve araştırmaya göre aramak zorundayız aramadan bulamayız doğru yolun tanımını Allah celle celalühu bize Kur’an‘da bir çok ayette yapmıştır. O halde Allahın kelamına kulak vererek öğrenmek zorundayız yoksa başka tariflerle Allahın rızası olmadığı diğer yollara, çıkmaz sokaklara girer ve orada kalırız.

Şimdi kulak verelim Allah celle celalühu buyuruyor ki;

وَعَلَى اللّٰهِ قَصْدُ السَّب۪يلِ وَمِنْهَا جَٓائِرٌۜ وَلَوْ شَٓاءَ لَهَدٰيكُمْ اَجْمَع۪ينَ۟

Yolun doğrusu Allah’ındır. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi.

(Nahl Suresi 9.Ayet)

Seyit kutup ayetin tefsirinde diyor ki; “Amaca ulaştıran yol dosdoğru olup eğriliği büğrülüğü  olmayan yoldur. Bu yol hiç şaşmadan insanı direkt amacına götürmektedir. Eğri yol ise hedefe götürmeyen, hedefi aşan veya hedefe vardığında sona ermeyen sapık ve sınırı aşan yoldur. Fakat yüce Allah insanı doğruluğu ve sapıklığı kabullenbilecek bir yeteneğe sahip halde yaratmayı dilemiştir doğru yolu seçmeyi veya sapık yolu tercih etmeyi onun iradesine bırakmıştır. Bu nedenle bazı insanlar doğru yolda yürümeyi tercih etmiş, bazı insanlar da yanlış yolda yürümeyi seçmiştir. Bu her iki tercih de insanı ona seçim özgürlüğü veren Allahın dilemesinin dışına çıkarmaz.’’

Yüce Allah başka bir ayette buyuruyor ki;

يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَٓاءَكُمْ بُرْهَانٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَاَنْزَلْـنَٓا اِلَيْكُمْ نُوراً مُب۪يناً

 Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.  

(Nisâ – 174)

 

فَاَمَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا بِاللّٰهِ وَاعْتَصَمُوا بِه۪ فَسَيُدْخِلُهُمْ ف۪ي رَحْمَةٍ مِنْهُ وَفَضْلٍۙ وَيَهْد۪يهِمْ اِلَيْهِ صِرَاطاً مُسْتَق۪يماًۜ

 Allah’a iman edip O’na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf (deryası) içine daldıracak ve onları kendine doğru (giden) bir yola götürecektir.

(Nisâ – 175)

Her iki ayeti de baktığımızda karşımıza şu durum çıkmaktadır ki doğru yola iletecek olan yalnız Allah’tır. O halde her şeyden önce doğru yolun sahibi ve yola yönlendirecek olan Allah’tır. O celle celalühu doğru yola girmeyi insanın tercihine bırakmıştır yani yine bu yola girmeyi insanın kendisinin istemesi ve doğru merci’den yani Allah’tan istemesi gerekmektedir. Bir sıkıntıyla karşılaştığımız zaman nasıl ki hemen Allah’a yönelip, O’ndan yardım istiyorsak, işte doğru yola ulaşabilmek için de belki de bundan daha fazla Allah’a yönelip,O’ndan yardım dilememiz gerekir. Bu bir hayat ilkesidir aslında. Bunu yapabilen işte doğru yolu adaydır. Bununla birlikte Allah (c.c) ayette doğru yolu göstermek için Kur’an ‘ ı indirdigini bizlere bildiriyor. demek ki Kur’an ‘ a yani vahiye kulak verdiğimizde bu bizi doğru yola götürecektir. Çünkü Allah celle celalühu bunu ayette vaadetmiştir, dolayısıyla O’nun vadiden daha güvenilir bir vaat olmadığına göre Kur’an‘ı sımsıkı sarılmak anlamaya çalışmak ve yaşantıya yansıtmak bizi doğru yola ulaştıracaktır.

Kılmış olduğumuz namazlarda bizler günde defalarca Allah’tan bizi dosdoğru yola ulaştırmasını isterken belki de ne istediğimizden habersiz olarak dile getiriyoruz, peki dille istediğimiz bu dosdoğru yol nedir ve biz bu yola girmeyi gerçekten istiyor muyuz, bu yolu arıyor muyuz?

Fatiha Suresi altıncı ayette “bizleri dosdoğru yola ilet.”

Seyit kutup tefsiri nde buyuruyor ki;“ yani bizleri hedefe ulaştırıcı doğru yolu tanımaya ve bu yolu tanıdıktan sonra onun Sebatlı izleyicisi olmaya, ondan hiç ayrılmamaya muvaffak eyle.“ Çünkü doğru yolu tanımak ve bu yolun kararlı izleyicisi olmak bunların her ikisi de Allah Allahın hidayetini’nin, gözetim Ynin ve rahmetinin ürünü olduğu gibi, bu konuda Allah’a yönelmek de yardım kaynağının yalnız Allah olduğu inancının doğal bir sonucudur. Mümin kulun, hakkında Allah’tan yardım dileyeceği ilk ve son önemli şey budur. Sebebine gelince, doğru yolu iletilmiş olmak, bu yolu bulmak, kesinlikle hem dünya ve hem de ahiret mutluluğunun garantisidir. Aslında bu yaklaşım, insan ile varlık bütününün, adetlerin Rabbi olan Allah’a yönelik hareketlerini koordine eden genel ilahi kanuna insan fıtratının uyum sağlaması, bu genel ilkeyi algılayıp benimsemesi olayıdır.”

İşte insanın yapması gereken ilk olarak doğru yolu aramak, bu öyle bir arayış ki nefsinin ta derinliklerinde buna ihtiyaç hissetmek çünkü bu bu zaten fıtratında gereğidir, ve bu öyle bir yol ki hem dünyada hem de ahirette kurtuluş yoludur. Dolayısıyla bunun kalben Allah’tan istenilmesi gerekmekte. Çünkü kalpler Allahın elindedir onu evirip çeviren Allah’tır ve o kalbi o yolda sabit kılacak da Allah’tır, bu nedenle doğru yolu ve yolda sebat etmeyi de istemek çok önemlidir. Kullanma her zaman (dile dökülmese dahi) merhamet, rahmet ve yardım eden Allah celle celalühu istenildiği zaman, kendisine yönelindiği zaman nasıl rahmet ve yardım kapılarını açar ve doğru yola, hidayete ulaştırır düşünmek lazım.

O halde Rabbim bizleri de bütün isteyenleri ve arayanları da dosdoğru yola öyle bir iletsin ki, bununla birlikte onun katından bizi sapmaktan ve hatadan Gaybi bir yardım bize eşlik etsin inşallah..

 

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.