sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

DÖNÜŞ ANCAK ALLAH’A İSE İTAATTE ANCAK ONA OLMALI

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHİRRAHİM

Sonsuz Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah c.c., Salat ve Selam Allah’ın Rasulu s.a.v’e aline, ashabına ve tüm müminlerin üzerine olsun

Batıl dinler ;Cenâb-ı Hak’ın peygamberlerine indirdiği vahiyle ilgisi olmayan ve insanlar tarafından uydurulan yanlış inançlardan ibaret olan dinler.

Bâtıl, Hakk’ın zıddıdır. Sabit olmayan şey anlamına gelir. “Bunun sebebi şudur, muhakkak ki Allah hakkın kendisidir, bundan başka taptığınız şeyler ise bâtıldır.” (Lokman, 31/30). Söylenen söz ve icra edilen iş için de bâtıl kelimesi kullanılır. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Yapmakta oldukları şeyler de bâtıl olmuştur” (el-A’raf, 7/139), “Niçin hakkı bâtıl ile karıştırıyorsunuz?” (Âli İmrân, 3/71), “De ki: Hak geldi, bâtıl ortadan kalktı. Zaten bâtıl ortadan kalkmaya mahkûmdur. ” (İsra, 17/81), “De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne yeniden başlar, ne de geri gelir. ” (Sebe, 34/49). İbtal, bir şeyi bozmak -ister hak olsun ister bâtıl- onu ortadan kaldırmaktır. Kur’an-ı Kerîm’de bu anlamda şöyle buyurulur: Allah hakkı hak kılmak ve bâtılı ibtal etmek için… ” (el-Enfâl, 8/8). Gerçek olmayan söze de bâtıl denilir. (Râğıb el-Isfahânî, el-Müfredât)

Tarihi seyir içerisinde dinlerin çeşitli tasnifleri yapılmıştır. Bazı din tarihçileri dinleri; iptidâî dinler, millî dinler ve dünya (evrensel) dinleri olmak üzere üç grupta ele almışlardır. Bir kısım batılı bilginler de dinleri: “Kurucusu bulunan dinler” ve “geleneksel dinler” diye bölümlere ayırırken, diğer bazıları da “milli dinler” ve “evrensel dinler” şeklinde iki grupta ele almışlardır.

İslâm bilginleri ise dinleri; İlâhi vahye dayanan dinler ya da kısaca “hak dinler” ve “bâtıl dinler” yani ilâhi vahye dayanmayan dinler diye; iki kısma ayırmışlardır. Şehristâni gibi bazı İslâm bilginleri de dinleri; “el-Milel ve’n-Nihal” tarzında sınıflamaya tabi tutmuşlar; “hak dinler” karşılığında “el-milel”, “bâtıl dinler” karşılığında da “en-nihal” ifadesini kullanmışlardır.

İslâm bilginlerinin din tasnifi Kur’an-ı Kerîm’e dayanmaktadır, çünkü Kur’an-ı Kerîm’de, İslâm dini için: “Allah katındaki din” (Âli İmrân, 3/19), “dosdoğru din” (er-Rum, 30/30), “hak din” (et-Tevbe, 9/33), (el-Fetih, 48/28; es-Saff 61/19) gibi ifadeler kullanılır. İslâm, “bütün dinler üzerine üstün kılınmak” üzere gönderilmiştir.

Müşriklerin hoşuna gitmese de kendi dinini diğer bütün dinlere karşı üstün getirmek üzere peygamberini doğru yol ve gerçek din ile gönderen O’dur.”(Tevbe33) Dolayısıyla “Kim İslâmiyet’ten başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerden olacaktır. ” (Âli İmrân, 3/85). Bu son iki ayetten de anlaşılacağı gibi, İslâm’ın dışındaki dinlere de “din” denilmektedir. Fakat İslâm, hak din olduğuna göre, diğer dinlerden ilâhi vahye dayanmayanlar “bâtıl” dır. Yahudilik ve hristiyanlık gibi ilâhi vahye dayanmakla beraber, aslî şeklini kaybetmiş ve böylece dini esasları bozulmuş olanlar da “muharref” dinlerdir.

Bu sınıflamalara göre, ahlâkî fazilet üzerine kurulmuş, kudret ve iradesi bütün kâinata hakim, ilmi her şeyi kuşatmış bir tek “Allah’a ve O’nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine imanı” esas alan (el-Bakara, 2/285) ve “Yalnız Allah’a ibadeti emreden” (ez-Zâriyât, 51/56) dinler hak; bu özellikleri taşımayan dinler de bâtıl dinler grubuna dâhildir.

İslâm’a göre insanlığın ilk dini, tevhîd dinidir. Dinin kurucusu yüce Allah’tır. Allah kâinatı, insanı yaratmış, kitaplar ve peygamberler göndermiştir. İnsanlar bir erkek ve bir dişiden yaratılmıştır. Hz. Âdem’e her şeyin ismi öğretilmiş ve kendisi ilk peygamber olarak görevlendirilmiştir. Hz. Âdem de, Allah’dan aldığı vahiy ve ilham ile kendi devrindekileri irşat etmiştir. Sonra insanlar tevhîd esaslarını unutup, Allah’tan başka şeylere, tabiat kuvvetlerine, kendi elleriyle yaptıkları putlara tapınmaya ve bunları Allah’a ortak koşmaya yöneldikçe, Allah da elçiler gönderip insanları “hak dine”, “hak yola” davet etmiştir. Böylece hak din, Allah’ın gönderdiği elçiler ve kitaplar yoluyla akıl ve irade sahibi insanlara bildirilmiştir. Bunun için sapmalar sonradan olmuş, çok tanrıcılık sonradan gelişmiş ve dolayısıyla bâtıl dinler de sonradan ortaya çıkmıştır. Bu gerçek, Kur’an-ı Kerîm’de şöyle dile getirilmiştir: “İnsanlar tek bir ümmet idi. Allah, peygamberleri müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdi. İnsanların anlaşmazlığa düştükleri konularda aralarında hüküm vermek için peygamberler ile birlikte hakk içerikli kitap indirdi.”(Bakara 213)

“Habibim! Hakk’a yönelerek kendini, Allah’ın insanlara yaratılışta bahşettiği dine ver. Zira Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bilmezler. ” (er-Rûm, 30/30).

Buna göre bâtıl dinler tevhîd esasına dayanmaz. İlâhi vahye dayalı bir kitabı yoktur. Peygamber anlayışına fazlaca yer verilmez. Cennet, Cehennem, melek ve ahiret telâkkisi belirgin bir şekilde gelişmemiştir. Devamlı değişmeye ve tahrife elverişlidir. Çoğu zaman bazı seçkin şahıslar tarafından uydurulmuş veya herhangi bir toplumda zaman içerisinde kendiliğinden ortaya çıkmıştır.

Peki insanın  hayatını neye göre idame ettirmesi gerekir? Aklına ve mantığına hangisi yatarsa,nefsine hangisi hoş ve kolay gelirse yada hangiside bir çıkar ve menfaat söz konusu ise bunlar mıdır karar verirken ki dayanalar. Ve birde bu kararın sonucunda hak edilecek ebedi bir hayatı atlayarak…

Kendisini Allah’ın yarattığını onun dünyaya gönderdiğini rızkını ve yaşarken tüm muhtaç olduğu şeyleri kendisine onun verdiğini onun öldüreceğini onun tekrar dirilteceğini ve yine onun hesaba çekeceğini bilen ve buna inandığını idda eden insanın hayatını yaşarken onun indirdiği ilahi nizamdan yüz çevirmesi gerçekte aklını kullanmadığının en açık göstergesidir. ““Ben niçin beni yaratana kulluk etmeyeyim? Sizde O’na döndürüleceksiniz. “” (Yasin 22)

HAYATIN SONUNDAKİ DÖNÜŞ KİME İSE HAYATIN İÇİNDEKİ YAŞAM ONUN İÇİN OLMALI !. Rabbim aklını kullanan kullarından olmayı hepizze nasi eylesin . AMİN..

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.