sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

DÜNYAYA BAKIŞ AÇIMIZ

A+
A-

Bismillahirrahmanirrahim

Sonsuz hamd Alemlerin Rabbi olan Allah c.c.’a mahsustur. Salat ve Selam Alemlere Rahmet olarak gönderilen mahlukatın ekmeli ve önderi yeryüzünün yegane inkılapçısı Hz. Muhammed s.a.v’a Aline, Ashabına ve onları takip edenlerin üzerine olsun İnşallah.

Allah c.c. insanı hiçken var etmiş ve hakkında bilgi sahibi olmadığı bir mekana gönderilmiştir. Bu mekanda insan için sayamayacağı pek çok şey var etmiş ve diğer tüm mahkukatı insanın istifadesine sunmuştur. İnsan hayatını istifadesine sunulan bu nimetlere idare ettirir. Peki yaşarken içinde bulunduğu bu mekana karşı bakışı ne olmalıdır?

Dünya kelimesi bizzat ve hükmen yaklaşmak zaman ve yer açısından yakına selmek, çekmek anlamına gelen ‘edna’ fiil kökünden türemiştir.

Dünya sözü daha yakın, daha uygun manasındaki edna kipinin dişi müennes şeklidir.

Dünya kelimesinin denaet kökünden geldiğinide söyleyenler olmuştur. Buna göre dünya; basit, iğreti, adli, alçaklık anlamlarına gelir.

Edna kelimesi Kur’anda küçük, az veya eksik (mücadele 7) daha uygun, daha münasip, daha yakın (Bakara 282 – Maide 108) daha değersiz, daha yakın (Rum 3) gibi anlamlarda kullanılmaktadır.

Dünya kavramı; Ahiret veya Ahiret hayatının karşılığı olarak hayatü’d dünya ‘yakın hayat’ anlamındadır. Bu kelime Kur’anda çok sık ve ahiretten veya ölümden önceki hayatın sıfatı olarak geçmektedir.

Kur’anın yanlış anlaşılan kavramlarından bir taneside ‘dünya’ kelimesidir. Dünya bir sıfat olmasına rağmen üzerinde yaşadığımız yeryüzünün ismi olarak algılanmaktadır. Bu yanlış adlandırma İslamın dünya hayatına getirdiği tanım ve ölçünün yanlış anlaşılmasına yol açmıştır. Buradan hareketle; İslamın üzerinde yaşadığımız dünyayı (yer küreyi) kötülediği sanılmış, bu dünyadan yüz çevirmenin fazilet ve yükselme sebebi olacağı iddia edilmiştir.

Halbuki Kur’anı Kerim üzerinde yaşadığımız yer küresini yani Jeolojik anlamdaki dünyayı anlatmak üzere ‘arz, yer’ kelimesini kullanılmıştır.

Dünya kelimesi ise, yeryüzünde yaşanan hayatın basitliğini değersizliğini geçiciliğini ifade eden dini ve ahlaki bir anlam kazanmıştır. Dünya bununla da yer küresi değil, Ahireti geri Plana bıraktıran, Ahireti hesaba katmaya şama zihniyeti tenkit edilmiştir.

Şüphesiz yer küre ile onun üzerinde yaşanan hayat arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişkiden dolayı ‘dünya’ kelimesi zaman içerisinde üzerinde yaşadığımız gezegenin adı olarak da kullanılmaya başlanmıştır.

Kur’an ‘dünya’ kelimesini kişiyi Allah’tan uzaklaştıran iğreti, adi, sefil bir hayatın karşılığı olarak kullanmaktadır. Bu kelimeyi çoğunlukla Ahiret hayatı ile birlikte söz konusu etmektedir. İki hayat arasında karşılaştırma yapmakta, Ahiret hayatının üstünlüğünü ve devamlılığını vurgulamaktadır.

Kur’an, Ahireti unutturmayan kişinin kulluk görevlerine engel olmayan insanı sapıklığa götürmeyen dünya hayatını kötülemiyor. Hatta bunun bir mutluluk olduğunu, Müminlerin bu anlamda dua etmelerini gerektiğini öğütlüyor.

‘’Onlardan öylesi vardırki: ‘’Rabbimiz, bize dünyada da hasene (iyilik ve güzellik) ver, Ahirettede hasene (iyilik ve güzellik) ver ve bizi ateş azabından koru’’ der. (Bakara 201)

Müjde dünya hayatında da, Ahiret hayatında da onlarındır Allah’ın sözleri için bir değişiklik yoktur. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur. (Yunus 64)

Allah c.c. yeryüzündeki her şeyi insanlar için yaratmıştır. (Bakara 25) Öyleyse onların bu maddi nimetlerden faydalanması onlara sahip olmaya çalışması ve onlarla beraber dünyada bir mutluluk araması kötü ve haram değildir. Yani dünya mutluluğu ahiret mutluluğun karşıtı olamaz. Bir başka deyişle Ahiretteki sonsuz saadeti yakalamak için insanın dünyada mutluluğu ve nimetleri terketmesi gerekmez. Yaşarken elbetteki insan bunlara muhtaçtır. Fakat yaşaması için araç olan yeme, içme, giyinme, barınma, para ve mal sahibi olma v.s gibi durumları yaşamın amacı haline getirmemelidir. Araçlar amaç haline geldiğinde insanın helakı orada başlar… İnsan ile dünya arasındaki ilişki gemi ile su arasındaki ilişki gibi olmalıdır. Gemi, yol alıp seyrini devam ettirebilmek için suya muhtaçtır. Fakat gemi suyun üstünde gittiği müddetçe ondan istifade eder. Ancak ne zaman suyu içine alırsa Batmaya da mahkum olur…. işte dünyaya bakış açımız böyle olmalı.

Rabbim Hakk’ı Hak bilip, O’na tabi olmayı, Batılı, Batıl bilip ondan uzaklaşmayı hepimize nasip etsin. (AMİN)

VelhamdulillahirrabbilAlemin.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.