sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

DUYGU KONTROLÜ

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd; Alemleri yoktan var eden,  Rahman ve Rahim, Din günün sahibi, kendisinden başka bir ilah bulunmayan, yarattıklarını rızıklandıran, yegâne Hakimiyetin sahibi olan Allah (c.c)’ya mahsustur. Salat ve Selam;  Alemlere rahmet olarak gönderilen, kendisine itaat edilmedikçe kurtuluşun asla mümkün olmayacağı, Allah (c.c)’ın dininden asla taviz vermeyen, müminlere karşı şefkatli, kâfirlere karşı ise şiddetli olan Rasulullah(sav)’a, aline, ashabına ve onun izinden giden müminlerin üzerine olsun inşaAllah.
İnsanların kendileriyle ve içinde yaşadıkları toplumla uyum içinde hayatlarını devam ettirmelerinde duygu, düşünce ve davranışlar önemli yer tutar. Duygu ve heyecanlar, davranış ve yaşantımızla birlikte meydana gelir. Hayat boyunca karşılaştığımız olaylar ve davranışlar bizim duygu ve heyecanlarımızın harekete geçmesi ve şekillenmesinde de etkili olurlar.
Duygular, insanın kendisini daha iyi veya daha kötü hissetmesine sebep olur, ama bir insanı iyi ya da kötü olarak değerlendirmede tek başına yetmezler. Olumlu duyguların hissedilebilmesi için insanın öncelikle temel ihtiyaçlarının karşılanmış olması gerekmektedir. Temel ihtiyaçları karşılanmayan insanlarda olumsuz duygular harekete geçer. İşte öfke de olumsuz bu duygulardan biridir. İnsanın hem bireysel hem de toplumsal yaşantısında huzurlu olabilmesi için olumsuz duygularını kontrol etmesi ve bunlarla baş edebilmesi gerekir. Bu bağlamda psikoloji insanın bu tür problemlerine çözüm yolları bulmaya çalışırken, din de aynı amaç doğrultusunda bireyin hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olabilmesini sağlayacak prensip ve ilkeler ortaya koyar.

“Gazap, şeytandandır; şeytan ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülür; biriniz öfkelendiği zaman abdest alsın.” [Ebu Davud;Edep-4]


“Dikkat ediniz! Öfke insanoğlunun kalbindeki bir ateş parçasıdır. Gözlerin kızardığını, boyun damarlarının şiştiğini görmez misiniz? Her kim bunun eserini duyarsa, yere uzansın.[”Tirmizi-Fiten-26]


Öfkeyi dizginlemenin bazı yollarını da  Peygamberimiz(sav) öğretmiştir. Onun bildirdiğine göre öfkeli insan ayaktaysa oturmalı, oturduğu yerde öfkesi geçmemişse yatmalıdır. Allah Resulü başka bir hadislerinde, öfkelenen kimsenin abdest almasını tavsiye etmiştir. Bu konudaki başka bir tavsiyesi de, öfkelenen insanın susmasıdır. Öfke sonucu ortaya çıkan olumsuzlukların pek çoğunun kızgınlık nedeniyle söylenen kötü söz ve hakaretler olduğu düşünülürse, bu son tavsiyenin önemi daha iyi anlaşılır.
Öfkesine hakim olmanın meşhur bir örneği Hz. Ali’ye nispet edilen bir olaydır. Bir savaşta düşmanını alt eden Hz. Ali, tam öldüreceği sırada onun yüzüne tükürmesiyle geri çekilmiş, sebebini soran düşmanına da, “Seni Allah için öldürecektim. Yüzüme tükürünce nefsim ağır bastı ve seni kendi nefsim için öldürmek endişesiyle vazgeçtim” demiştir.
Toplumda meydana gelen pek çok üzücü olayın hakim olunamayan öfke sonucu olduğuna hemen her gün şahit oluyoruz. Basit bir yol verme tartışmasının bile cinayetle sonuçlandığı bir ülkenin insanları olarak, şeytanın, öfke silahını kullanarak bizimle nasıl oynadığının farkına varmak zorundayız. Allah’ın bize verdiği akıl ve irade gücünün, aniden alevlenen duygularımıza esir olmasına engel olmalıyız.
Allah(C.C)şöyle buyurur:


“Onlar, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler ve insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.” [Âli İmran 134]

Allah Resulü de bir hadisde, “Hiçbir kul, Allah katında, O’nun rızasını gözeterek öfkesini yutmasından daha faziletli bir lokma yutmuş değildir” buyurmuştur.
İnsani bir duygu olan öfkenin, doğal yansımalarının ötesine geçtiğinde nasıl yıkıcı bir etkiye sahip olduğunu hatırdan çıkarmamalıyız. Bireylerden başlayarak, aile içinde, hatta toplumlar arasında şiddet ve çatışmaya dönüşen öfke selinin nelere mal olduğunu iyi hesap etmeliyiz. “Keskin sirke küpüne zarar.” atasözünün anlattığı gibi kontrolsüz öfkenin herkesten çok kendimize zarar vereceğini unutmamalıyız.

Allah’a sığınan takva sahiplerine şeytan ve şeytanî güçler tarafından bir vesvese verildiğinde, kendilerine gelip Allah’ın emir ve yasaklarını düşünürler. Anında gerçeği fark ederler, doğruyu görürler [Araf-201]

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.