sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 15 VE 20. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 15 VE 20. AYETLER ARASI
04.07.2019
675
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

15- Allah da onlarla alay eder ve tuğyan (azgınca taşkınlık) ları içinde şaşkınca dolaşmalarına (belli bir) süre verir.
16- İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alışverişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır.
17- Bunların örneği, ateş yakan adamın örneğine benzer; (ki onun ateşi) çevresini aydınlattığı zaman, Allah onların aydınlığını giderir ve göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir.(16)
18- (Onlar) Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler.(17) Bundan dolayı dönmezler.
19- Ya da (bunlar) karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek(ler) le yüklü, ‘gökten şiddetli bir yağmur fırtınasına tutulmuş gibidirler ki, yıldırımların saldığı dehşetle; ölüm korkusundan parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Ama Allah kâfirleri çepeçevre kuşatıcıdır.(18)
20- Çakan şimşek, neredeyse gözlerini kapıverecek; önlerini her aydınlattığında (biraz) yürürler, üzerlerine karanlık basıverince de kalakalırlar.(19) Allah dileseydi, işitmelerini(20) de görmelerini de gideriverirdi. Hiç şüphe yok Allah, herşeye güç yetirendir.

AÇIKLAMA

16. Bu misâl şunu anlatmak ister: Bir kimse -Hz. Muhammed (s.a.) – doğruyu yanlıştan, hakkı bâtıldan ayıran Hakikat ışığını yaymaya başladığında, melekelerini iyi kullanabilen kimseler bunları ayırdetmeye başladılar. Fakat kişisel çıkarlarının kör ettiği münafıklar bu ışıkla bile doğru yolu görmeyi başaramadılar. “Allah onların nurunu giderdi” ifadesi hakkı görememenin sorumluluğunu onlardan kaldırmaz. Bu da 10. açıklama notunda anlatılan tabiat kanununun aynısıdır. Onlar karanlıkta salınmayı seçtiklerinde, Allah da onları bu sapık yolda bırakmıştır.
17. Onlar Hakk’ı duymakta sağır, Hakk’ı konuşmakta dilsiz ve Hakk’ı görmekte kördürler.
18. Parmaklarıyla kulaklarını tıkayarak, felâketten kurtuldukları konusunda kendilerini bir müddet daha avuturlar. Fakat gerçekte onlar kendilerini kurtaramazlar; çünkü Allah, kudretiyle onları her taraflarından kuşatmıştır.
19. İlk misâl, İslâm’a kalpten inanmayan, fakat çıkarları nedeniyle “müslüman” görünen kimseleri anlatır. Bu ikinci misâl, şüphe, iman zayıflığı ve tereddüt içinde olan münafıkları anlatmaktadır. Bunlar tamamen kâfir değillerse de, İslâm’ı, ancak kendilerini tehlikeye sokmayacak derecede uyguluyorlardı. Bu misâlde yağmur, tüm insanlığa rahmet olarak gelen İslâm’ı temsil eder; karanlık, gökgürültüsü ve şimşek ise öne çıkan engelleri, İslâm düşmanlarının ortaya koyduğu güçlü savunma nedeniyle yaşanan tehlike ve güçleri temsil eder. Durum biraz yatıştığında onlar İslâm’a doğru yönelirler, fakat zorluk bulutları ortaya çıktığında veya kendi çıkarlarına, bâtıl inançlarına, önyargılarına ters düşen emirler verildiğinde öylece şaşkınlık içinde kalakalırlar.
20. Eğer dilerse Allah, bir önceki misâldeki münafıklara yaptığı gibi bu kimselerin de Hakk’ı görmelerini tamamen engelleyebilir. Fakat bunu yapmaz; çünkü Allah, görmek ve duymak istedikleri sürece onların Hakk’ı görüp duymalarına fırsat vermeyi dilemiştir. Allah’ın onlara Hakk’ı görüp duymalarına yetecek kadar güç vermesinin nedeni işte budur.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.