EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 38. VE 48. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
38- Orada Zekeriya Rabbine dua etti: “Rabbim bana katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları işetensin”(37) dedi.
39- O mihrapta namaz kılmakta iken, melekler ona seslendi: “Allah, sana Yahya’yı müjdeler.(38) O, Allah’tan olan kelimeyi (İsa’yı) doğrulayan,(39) efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir.”
40- Dedi ki: “Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlık ulaşmışken ve karım da kısır iken nasıl benim bir oğlum olabilir?” “Böyledir” dedi, “Allah dilediğini yapar.”(40)
41- (Zekeriya) Dedi ki: “Rabbim, bana bir alamet ver.”(41) “Sana alamet, işaretleşme dışınıda, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah onu tesbih et.” dedi.(42)
42- Hani melekler de: “Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı.” demişti.
43- “Meryem, Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rükû edenlerle birlikte rükû et.”
AÇIKLAMA
37. Hz. Zekeriya (a.s.) o döneme kadar çocuksuzdu. Bu temiz genç kızı görünce bir çocuğu olsun istedi. O’nun Allah’ın özel koruması altında ve O’nun tükenmez kaynaklarından verilen nimetlerle nasıl büyüdüğünü görünce, bu ileri yaşında bile Allah’ın kendisine, eğer dilerse, bir çocuk verebileceğini ümit etmeye başladı.
38. Kitab-ı Mukaddes, Hz. Yahya’dan (a.s.) John the Babtist olarak bahseder. (Matta: böl. 3, 11, 14, Markos, 1, 6, Luka, 1, 3) .
39. “Allah’tan bir emir (kelime) ” ile burada Hz. İsa (a.s.) kastediliyor. Kur’an-ı Kerim Onu “Allah’ın bir emri (kelimesi) ” olarak anar; çünkü Onun doğumu mucizevi olarak Allah’ın bir tek “Ol” emri ile meydana gelmiştir.
40. Yani, “Senin yaşlılığına ve karının kısırlığına rağmen Allah sana bir oğul bağışlayacak.”
41. “Benim gibi yaşlı bir adamla, karım gibi kısır bir kadından bir oğul dünyaya geleceğinden emin olabilmem için bana bir işaret ver.”
42. Bu bölümün en önde gelen amacı Hıristiyanların, Hz. İsa’yı (a.s.) Allah’ın oğlu kabul edip, Ona karşı ibadet ederek yaptıkları büyük hatayı anlamalarını sağlamaktır. Hz. Yahya’nın (a.s.) mucizevi doğumu da onların bu yanlış inançlarını savunmalarına karşı bir delil olarak Kur’an’da anlatılıyor. Hz. İsa’nın (a.s.) mucizevi doğumu Onu ilâh olarak kabul etmeye yol açmamalıdır. Çünkü aynı ailede yetişen ve çok değişik bir şekilde yetiştirilen Hz. Yahya da (a.s.) bir mucize sonucu dünyaya gelmiştir.
44- Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vahy ediyoruz. Onlardan hangisi Meryem’i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur’a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin.(43)
45- Hani Melekler, dedi ki: “Meryem, doğrusu Allah, kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. O, dünyada da, ahirette de ‘seçkin, onurlu, saygın’ ve (Allah’a) yakın kılınanlardandır.”
46- “Beşikte de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacaktır. Ve o salihlerdendir.”
47- “Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bana bir çocuk olabilir?” dedi. Öyle (idi cevap) . (44) (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona “ol” der, o da hemen oluverir.”
48- “Ona kitabı, hikmeti, Tevratı ve İncili öğretecek.”
AÇIKLAMA
43. Hz. Meryem, annesi tarafından Allah yolunda mâbede adanmış bir kız olduğu için cinsiyeti nedeniyle onun koruyuculuğunu kimin yapacağı konusu, mâbeddeki görevliler için bir problem oldu. Bu nedenle görevliler problemi çözmek için kura çekiyorlardı.
44. Yani, “Sana hiçbir erkeğin dokunmamış olmasına rağmen bir erkek çocuğu dünyaya getireceksin.” “Öyle olacak” anlamına gelen aynı “kezalike” kelimesi, Hz. Zekeriya’nın (a.s.) duasına cevap olarak kullanılmıştı. Bu nedenle burada da aynı anlamı taşır. Bu bölümün tümünde Hz. Meryem’e hiçbir erkekle ilişkide bulunmaksızın dünyaya getireceği erkek çocuğunun müjdesinin verilmesi ve tabiî durumdan farklı bir şekilde meydana gelen Hz. İsa’nın (a.s.) doğumunun hikâyesi anlatılıyor. Eğer Hz. Meryem normal yoldan hamile kalsaydı ve Hz. İsa’nın (a.s.) doğumunu anlatan diğer bölümleri de anlamsızlaşacaktı. Hıristiyanlar Hz. İsa’yı (a.s.) sadece mucizevî doğuşu nedeniyle Allah’ın oğlu ve ibadete değer bir ilâh olarak kabul ettiler. Yahudiler de, Hz. Meryem’in hiç evlenmeksizin Hz. İsa’yı (a.s.) doğurduğuna bakıp onu suçladılar. Eğer aksi olsaydı, iki grup da Hz. Meryem’in filan adamla evlendiğini ve Hz. İsa’nın (a.s.) da o adamın sulbünden olduğunu söylerlerdi. Bu durumda, Onun mucizevî doğumuyla ilgili şüpheleri dağıtmak için neden bu kadar uzun bir giriş yapıldığına bir sebep bulmak imkânsız olurdu. O zaman Hz. İsa (a.s.) , “Meryem’in Oğlu” olarak değil de, filan adamın oğlu olarak anılabilirdi. Bir taraftan Kur’an’ın Allah kelâmı olduğuna inandığını ilân eden, diğer taraftan da Hz. İsa’ın (a.s.) normal olarak bir anne ve bir babadan dünyaya geldiğini ispatlamaya çalışanların durumu, gerçekte, Allah’ın kendisini bu insanlar kadar iyi bir şekilde ifade edemediğini göstermeye çabalamaktır. (Allah bizi küfre düşmekten korusun.)