sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 66. VE 72. AYETLER ARASI

EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 66. VE 72. AYETLER ARASI
29.01.2020
586
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

66- Kavminin önde gelenlerinden küfre sapanlar dediler ki: “Gerçekte biz seni ‘aklî bir yetersizlik’ içinde görmekteyiz ve doğrusu biz senin yalancılar olduğunu da sanmaktayız.”
67- (Hud:) “Ey kavmim” dedi. “Bende ‘akıl yetersizliği’ yoktur; ama ben gerçekten alemlerin Rabbinden bir peygamberim” dedi.
68- “Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. Ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm.”
69- “Sizi uyarıp-korkutmak için aranızdan bir adam aracılığıyla Rabbinizden size bir zikr’in gelmesine mi şaşırdınız? (Allah’ın) Nuh kavminden sonra sizi halifeler kıldığını ve sizin yaratılışta gelişiminizi arttırdığını (veya üstün kıldığını) hatırlayın. Öyleyse Allah’ın nimetlerini hatırlayın da(52) umulur ki kurtuluş bulursunuz.”
70- Dediler ki: “Sen bize yalnızca Allah’a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi geldin?(53) Eğer gerçekten doğru sözlülerden isen, bize vadettiğin şeyi getir, bakalım.”
71- Andolsun dedi, “Rabbinizden üzerinize bir azab ve bir gazab gerekli kılındı. Sizin bile babalarınızın isimlendirdiği (düzüp uydurduğu) (54) bir takım isimler (düzme tanrılar ve kurallar) adına mı benimle mücadele ediyorsunuz ki Allah onlar hakkında hiçbir delil(55) indirmemiştir. Öyleyse bekleyedurun, şüphesiz, ben de sizlerle birlikte bekliyorum.

AÇIKLAMA

52. Arapçada”” kelimesi 1) Nimetler, 2) Tabiatın burhanları, 3) Öğülmeye değer nitelikler gibi anlamlara gelir. Bunların ışığında ayet, “Allah’ın nimetlerini, ikramlarını hatırla ve O’nun bunları senden geriye alacak güce sahip olduğunu da unutma” gibi bir anlama gelebilir.
53. 70. ayet, Hud kavminin ne Allah’ın varlığından habersiz olduğunu, ne O’nu inkâr ettiğini, ne de O’na ibadet etmeyi reddettiğini gösterir. Onların kabule yanaşmadıkları husus, Hz. Hud’un (a.s.) hiçbir şeyi ortak koşmaksızın yalnız tek Allah’a ibadet etmeye olan çağrısıdır.
54. “Birisine, “Yağmur Tanrısı”, bir diğerine “Hava Tanrısı”, “Refah Tanrısı”, “Afet Tanrısı” vs. gib adlar veriyorsunuz. Halbuki, bunlar hiçbir şeyin tanrısı değildir. Sadece sizin uydurduğunuz adlardır bunlar.” Günümüzde bile, birtakım insanlar diğerleri için “zorlukları gideren”, “ihsanlar bağışlayan” vs. gibi isimlerle anarlar. Halbuki onun kimseye bağışlayacak bir ihsanı, hazinesi yoktur. Verecek birşeyi olmayan birisine “veren” demektedirler. Hakikatte bu lakaplar, bu sıfatlarla mavsuf olabilme yetkisi olmayanlara takılan boş laflardır. Bunun için, eğer bir kimse bu lakapların doğruluğunu ispat etmeye çalışırsa, aslında, gerçek ile bir alâkası olmayan bu isimler üzerinde münakaşaların büyümesine neden olur, o kadar.
55. Yani, “Kendi bilginize göre, “Rablerin Rabbi” diye tanımladığınız Allah gerçekte, bu ilâhlardan hiçbirini, bir ilâhın veya rabbin yetkilerini verip temsilci seçmemiştir. O, ne ilâhlık gücünün bir kısmını, filan veya falana vermiş, ne de herhangi bir kişiyi “bağışlayıcı” veya “güçlükleri bertaraf edici” olarak, kuvvet vermek suretiyle yetkili kılmıştır. Siz, bizatihi kendi arzunuzla bu ünvanları hoşlandıklarınıza verdiniz.”

72- Böylece onu ve onunla birlikte olanları katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayarak inanmamış olanların da kökünü kuruttuk.(56)

AÇIKLAMA

56. “Ardlarını kestik, köklerini kazıdık” ayetinin anlamı, “Biz onları, kökünden öyle yerle bir ettik ki, arkalarında onlardan hiçbir eser kalmadı” demektir. Bu, Arap Yarımadasında anlatılagelen rivayetlerle de, yerleşmiş bir hakikattır. Arkeolojik kalıntılarda, “İlk Ad” kavmine mensup insanların yapıları bile, yeryüzünden bütünüyle helâk edildiklerini göstermektedir. Arap tarihçileri, Ad kavmini, soyu kurumuş, kaybolmuş kabilelerden sayarlar. Öte yandan, Hz. Hud’un (a.s.) takipçilerinin bu felaketten kurtulduklarını ve “İkinci Ad” adıyla bilindiklerini ve an: 51’de adı geçen Hısn-ı Gurab yazıtlarının da bunların bir kalıntısı olduğunu söylemekteler. Yaklaşık, Hz. İsa’dan (a.s.) 1800 yıl önce yazılmış bu yazıtlardan birkaç alıntı yapalım:
“Bu kalenin içinde, uzun bir zaman son derece, refah ve bolluk içinde yaşadık. Kanallarımız her zaman su ile dolu idi.. Ve idarecilerimiz her türlü kötülükten uzak asil krallardı. Bununla beraber huzuru ve barışı bozanlara karşı sert ve güçlü idiler. Bizi, Hz. Hud’un (a.s.) şeriatına göre yönettiler ve bütün önemli kararları bir kitaba yazarlardı… Biz mucizelere ve ölümden sonraki hayata inanırız.”
Yukarıdaki bu alıntılar, Hz. Hud’a (a.s.) inananların, Ad kavminin eski azamet ve zenginliğinin varisleri haline geldiği hususunda Kur’an da ifade edilen gerçeği doğruluyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.