EBU’L A’LÂ MEVDUDİ’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ENBİYA SURESİ 13. VE 19. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
13- “Uzaklaşıp-kaçmayın, içinde şımarıp-azdığınız refaha ve yurtlarınıza dönün; çünkü sorguya çekileceksiniz.”(14)
14- “Yazıklar bize” dediler. “Gerçekten biz, zalimmişiz.”
15- Onların bu yakınmaları, biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı.
16- Biz, bir ‘oyun ve oyalanma konusu’ olsun diye göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları yaratmadık.(15)
17- Eğer biz, bir ‘oyun ve oyalanma’ edinmek isteseydik, bunu, kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık.(16)
18- Hayır, biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size.(17)
19- Göklerde ve yerde kim varsa O’nundur,(18) O’nun yanında olanlar,(19) O’na ibadet etmekte büyüklüğe kapılmazlar ve onlar yorgunluk da duymazlar.(20)
AÇIKLAMA
14. Bu çok anlamlı bir cümledir ve şu anlamlara gelebilir.
1) “Bu azabı iyice düşünün ki biri size onun hakkında soru sorduğunda, ayrıntılı ve kesin bir hesap verebilesiniz.”
2) “Her zamanki gibi büyük toplantılarınızı yapın. Belki köleleriniz elpençe divan bir şekilde emirlerinizi almak için gelebilirler.”
3) “Eskisi gibi toplantılarınıza devam edin, belki insanlar yine gelip size bir şeyler danışabilirler.”
15. Burada, onların insanın her istediğini yapmakta özgür olduğu, ona hesap soracak ve sorgulayacak hiç kimsenin olmadığı, yani kişinin iyi amellerinin mükafatlandırıldığı ve kötü amellerinin cezalandırıldığı bir ahiret yurdunun olmadığı zannına dayanan dünya görüşleri reddedilmektedir. Başka bir deyişle onların bu görüşü, bütün evrenin hiçbir ciddi sebebe dayanmaksızın yaratıldığı ve bu nedenle bir peygamberin mesajına kulak asmanın gereksiz olduğu anlamına geliyordu.
16. Yani, “Bu dünya, sadece oyun ve eğlence olsun diye değil, belirli bir amaçla yaratılmıştır. Çünkü eğer o sadece oyun, eğlence olsaydı, biz bunu, sizin gibi akıllı muhakemeli ve sorumlu bir varlık yaratmadan da sağlayabilirdik. Sadece oyun ve eğlence için insanı sınamak ve denemek bizden uzaktır.”
17. Yani, “Bu dünyanın yaratılış amacı, Hakla bâtılın çatışmasına zemin teşkil etmesidir. Siz de bu çatışmada bâtılın her an yenilip helâk olduğunu biliyorsunuz. O halde bu gerçeği ciddi olarak düşünmelisiniz; çünkü eğer tüm hayat sisteminizi dünyanın sadece oyun-eğlenceden ibaret olduğu zannına dayandırırsanız, dünyayı sadece oyun ve eğlence olarak kabul eden sizden önceki toplulukların akibetine uğrarsınız. Bu nedenle size gelen mesaja karşı takınacağınız tavrı tekrar gözden geçirmelisiniz. Onunla alay edip Allah Rasûlü’nü hafife almak yerine, sizden evvelki toplulukların akibetinden uyarı ve ders almalısınız.”
18. Buradan itibaren Tevhid’i tasdik eden ve Şirki reddeden bir bölüm başlamaktadır, çünkü Peygamber’le (s.a) Mekkeli müşrikler arasında var olan tartışmanın temel nedenleri bunlardı. Bu arada öne sürülen fikirlerin özü ise şöyledir: Evrenin düzeni, yaratıcı, hakim, malik ve rab olan bir tek Allah’ın varlığının apaçık bir delilidir. Onun mülkünde ve hükmünde ortakları olduğu veya herşeyden üstün bir tanrının yanısıra onun mülkünü idare eden küçük tanrılar bulunduğu fikri tamamen bâtıldır. Bu ispat, evrenin boşu boşuna ve eğlence olarak değil, bilakis çok ciddi bir amaçla yaratıldığı; Hakla bâtıl arasında her zaman bir çatışma olduğu ve bâtılın her zaman yok olmaya mahkum olduğu konularına değinen bir önceki ayete de dayanmaktadır.
19. Yani Arabistan müşriklerinin Allah’ın çocukları olarak kabul ettikleri ve ilahlıkta ona ortak koşarak ibadet ettikleri melekler.
20. Yani, “Onlar, bıkmaksızın ve yorulmaksızın gece gündüz ona ibadet ederler.”